Bu yazı emin olun ki, Milliyetçi ve Ülkücü camia üzerinde büyük etki yaparak, idealine bilerek veya bilmeyerek zarar verenleri daha dikkatli olmaya zorlayacaktır. Ayrıca ülke yararına da faydalı olacaktır. Çünkü vatan için canını feda edebilecek Silahlı Kuvvetler ve güvenlik görevlileri dahilin de, milliyetçi kesim de vardır.

* Ülkücü ideoloji de, çok kişi şehit oldu, hapislerde çile çekti, istikbalini kaybetti, ölümü, ölümle korkutarak mücadele etti , yoksul oldu, aç kaldı, psikolojik çöküntüye girdiler, bunların karşılığında Mehmetçikler gibi sadece ağızların iki kelime çıktı : VATAN SAĞOLSUN!..

Yıllarını ve istikbalini bu dava için harcamış, ölümlerden , linçlerden kurtulmuş , 12 Eylül ihtilalinde , 17 yaşında ( üç yaş büyüterek) asker olduğunu söyleyerek başlıyor anlatmaya KESKİN BIÇAK :

* 1963 Ardahan doğumluyum. Liseyi Ardahan'da tamamlamaya onbeş gün kala,bıçak kemiğe dayandığı gündü!.. 1980 yılı, mayıs ayında, arkadaşım, Savaş B..ile rapor alarak İstanbul'a gelmek zorunda kaldık.

O döneme kadar, dükkanımız yağmalandı, hayvanlarımız telef edildi. Çiftliğimiz silahlı baskın yedi...

Sülalemizin ve arkadaşlarımızın çoğu okuyamadı, ya da okulu terk ettiler veya başka yerlerde okumak zorunda kaldılar.

Ben bile askerliğimi yaptıktan 20 sene sonra çok istekli olduğum iktisat fakültesi'ne girdim.

Anlayacağınız gençlik yıllarımda okuyamadığım Üniversitenin bana ekonomik yararı olmadığını da belirtmek isterim.

Çoğu zaman evden dışarı çıkamaz, WC evimizin bahçesin de olduğu için yalnız gidemez olduk. Psikolojimiz bozuldu. Tedavi gördük. Halen bile etkilerini hissediyoruz.

1980 baharında İstanbul'a gelirken otobüse gizli binmek zorunda kalarak. Erzurum’a kadar otobüsün en son koltuk arkasın da olan yatak altında geldim. Çünkü yol teröristlerine haber göndererek otobüsü durdurup indiriyorlar, sonrasını da siz düşünün.

Bizler Kawa, Dev-sol, Halkın Kurtuluşu ile ölümüne mücadele ettik,. O zaman mensup olduğumuz partinin şimdiki haline baktıkça, üzülmüyor değilim. Hakkı bu yüzdelik rakamlar olmamalı. Ararsan hepsi yoğun ve ulaşamıyorsun , düşünüyorum da bu kadar yoğun çalışıyorlar da;

Bu oylar nerede !...

1980'lerde Ortadoğu yayınları Rıza Müftüoğlu kitabında da okumuştum “ULAŞAMAMAK” , demek ki hâlâ aynı davranışlar devam ediyor...

ÜLKÜ OCAKLARI:

Ülkü Ocakları Kapatılmamalı ve daha çok gençlerimizi kapsamalıdır..Yanlış yolda olan,( özgürlük ve çağdaşlık altında kandırılan) Atatürkçü kardeşlerimiz de olmalıdır. Onlara ülkücü gençler güven vermelidirler. Onları ikna etmeli, barışık şekilde yol yürümelidirler. Kim ki bu kutlu Ocak için çirkin laflar atıyor ise, ülkü idealinden rahatsızlık duyanlardır. Önce gençlerimize:

Eğitim, Eğitim ve Eğitim !...

Sosyal medya da gördüklerim ve paylaşımlara baktığım zaman, milliyetçiyim diyenlerin çoğu, Türklük, Türk dünyası, ilim, bilim, tarih,ve teknoloji hakkında bir öngörüsünü de görmedim bunların bildikleri tek şey, klişe sözler...

Bana sorarsanız, artık gençlerin ,bu gibi klişe sloganlardan kurtulup ve ötekileştirme huyundan vazgeçmesi, Atatürk ilkelerine sarılıp, modern, çağdaş bir Türkiye için el ele, gönül gönüle vermesi gerekir. Hatta Kafkasya'daki Türk kardeşlerimiz ile de gönül bağı oluşturarak, Batı standarları ve normları ile yol almalıdırlar..

Dini, ne devlet işine bulaştırmayı ne de siyasi ideolojiye bulaştırmalarını istemem. Allah aşkına dinini değiştiren bir Türk var mı? İnanç sloganları insanları uzaklaştırır, bıktırır. Osmanlı ilim, bilim ,teknolojiye önem vermeyip de, din eksenin de batmadı mı ?

Şimdiki jenerasyonun ilim , bilim, teknoloji üzerinde ihtisas yapmamalarını anlayamıyoruz. Her türlü olanakları da var.

Bu camia içerisinde, profesör var, dekan var, öğretim üyesi var, ressam var , popçu var, topçu var , ne ararsan var. Bunları işlerinden alıkoymamak üzere, boş vakitlerini aktif hale getirip, brifing,seminer, konferans verdirme güçleri ve iradeleri yok mu tabiki var, ama yaptıracak emek ve istek gerek.

4300 civarındaki sosyal medya sayfamdaki arkadaş sayısını 2000 civarına düşürdüm , ne kadar gereksiz ve cahil adamların bu davayı zedelediklerine şahit oldum..

Padişah olmuş ferman bilmez

Doktor olmuş , derman bilmez,

Partili olmuş , yol, yordam bilmez,

Türküm diyor ama, ecdadını bilmez !..

Siyasi otoritenin bu davranışlara bir çare bulmaması durumunda, hem ülke gençliğinin milli duygularındaki hassasiyeti, hem de gelecek nesillere yükleyebilecek miras sorumluluğun da ortadan kalkmasına vesile olunulacaktır.. diyerek sözlerini bitirdi..

Kardeşlerim Bunların derdi üzüm yemek değil , bağcıyı kovmağa benziyor, hem de ulusal en hassas konular da.

Bir olacağız,beraber olacağız (Göktürk ) Bilge Kağan'ın töresi ve (Türkiye) Atatürk ilkeleri ile yol alacağız...

Hiçbir şey gizli saklı kalmamalıdır..

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.