Kurban Bayramını kutladık...

Kurbanlık hayvanlar kaçtı, acemi kasaplar kovaladı…

Acelesi olan (!) kurbanı aleni ortalıkta kesti, sanki eşine dostuna “Bak biz kurban kesiyoruz” diye hava attı ..

Bak bu ekonomik koşullarda bile biz kurban kesiyoruz der gibiydiler…

Oysa bu kişiler, kurban kesmenin bir ibadet olduğunu unutmuş, bir zenginlik gösterisi haline getirmişler..

Parası olan arabasıyla tatile gitti, yollar yine kan gölüne döndü…

Yani bayram yine acı hatıralar bırakarak

Oysa bayramlar, insanların huzura ve mutluluğa en yakın olduğu günler..

Bayramda siyasilerde boş durmadı…

Bir gün önce övgüler düzdükleri siyasi gelişmeleri, bayram mesajında bir anda yıkıverdiler…

Bayramdan önce de önemli siyasi gelişmeler oldu..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ziyarete giderken, cumhurbaşkanlığı forsun takılı olduğu muhteşem makam aracıyla ve kalabalık bir konvoyla gitti…

Özel, Cumhurbaşkanını kapıda karşıladı ve bir cumhurbaşkanı olarak ağırladı…

Oysa eski CHP genel başkanı, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kabul etmediği için Erdoğan ile hiç yan yana gelmedi. Cenazelerde bile mesafeli durdu el bile sıkışmadılar…. Yani Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “bu sistemi tanımıyorum” mesajını veriyordu…

Erdoğan- Özel zirvesi CHP’nin bu “dik duruşunu” çökertti…

Özel bu ilişkiyi “normalleşme” olarak niteledi, Erdoğan ise “ yumuşama” dedi…

Her ikisi de, söyledikleri tanımların içini doldurmadı… Anladığımız kadarıyla,Özel’e göre; Erdoğan ile el sıkışmak siyasi gerginliği giderdi, Erdoğan’a göre ise “CHP anayasa değişikliğine bir adım daha yaklaştı..

Veya; Cumhurun boyu küçük gücü büyük ortağı MHP’nin genel başkanının “tavşana kaç tazıya tut” taktiği ile erken seçim oltasına, Özel’i düşeceği sanıldı..

Özel bu çağrıyı ortada bıraktı, “her an evet denebilir” havasına soktu, bu siyasi bir manevra mı pek anlaşılamadı..

Eğer çağrıya olumlu yanıt alınsaydı ve erken seçim kararı ile Erdoğan’ın yeniden aday olma şansını yakalayacağı aşikardı…

Yani Anayasa değişikliği olmaz ise TBMM’nin feshi ile idare edilir havası var…

Bayram sonrası siyasetteki bu bilinmezlik bulutu dağılacak mı, CHP, cumhur ittifakının “gizli üyesi mi olacak?” sorusu yanıt bulacak…

Ama anlaşılan muhalefet tatlı sert yapısını korumaya devam edecek…

Bir de CHP kongresi meselesi var. Kılıçdaroğlu “delege isterse aday olurum” diyerek, fitili ateşledi… Sessizliğe bakmayın siz, ortalık yakında iyice ısınır… Kemal Bey henüz konuşmaya başlamadı..

Görünen o ki; önümüzdeki bir yıl Türkiye yeni siyasal gelişmelere gebe…

Ekonomi mi?

Enflasyonda TÜİK indirimi(!) dışında bir gelişme olamaz… Şimşek ve yalan beyanları ile ünlü TÜİK enflasyonu bir yıl içinde tek haneye düşürebilir…

Kısa ve son not; Temmuzda zam yapılırsa da yandık, yapmazlarsa da yandık..

Maaşlara zam yapılırsa bizim dürüstlüğü kendinden menkul necip esnaf heveslenecek zammı ikiye katlayarak yansıtacak…

Yapmazlarsa biraz daha insaflı zamlar yapabilirler(!)

İşte Türkiye’nin pür melali şimdilik böyle.