Problemlere yeni çözümler üretirken ikinci olarak karşılaşılan zorluklar da; Batılı bilim adamı ve düşünürlerin İSLAMİYET’E bakıştaki gereksiz ÖN YARGILARI ve buna matup olarak YÖNETİM ve HUKUK alanındaki yeni GELİŞMELERİ umursamaz tavırları, görmezden gelmeleri değerlendirmeye bile tabi tutmamaları, bakar KÖR ve duyan sağır olmalarıdır. Bu durumun arka planını incelendiğinizde çok açık şu durum görülmektedir. Ellerindeki REFAH seviyelerini kaybetme korkusu, mevcut SÖMÜRÜ düzenlerini bırakmak istememeleri haksız da olsa gücün getirdiği refahı özümsemeleridir. Hiç bir sorun gizlenerek çözüme ulaşmaz. Dürüst ve şeffaf olmak şarttır.

Gelinen noktada bugünün Batının en gelişmiş diye sunulan ülkelerinde bile sorunlar ÇIĞ gibi büyümekte, yürüyen sistemleri tıkanmaktadır. Kendi halklarına bile huzur ve mutluluk verememektedirler. Özellikle de; Demokratik yönetim, hukuk ve yargı alanlarında SİSTEMLERİ adeta çıkmazlar içerisinde, yuvarlanıp, debelenmektedir. Ancak herşey BATI’dan ibaret değildir. İnsanlık, karşılaştığı SORUNLARIN çözümünde, üstesinden gelebileceği bir yol bulacaktır. Bu umutla geleceğe hızla yürüyecektir.

Bahse konu çalışmalarda bizlerin çözüm önerileri son derece BASİT, SADE ve NET önerilerdir. Bu kriterler, özellikle okuyanın kolay anlamasına, çözümleri kolay analiz etmesine yöneliktir. Yoksa kelimelere boğmak zor değildir. Bu durumdan bilerek kaçınılmıştır. Meselâ çoğu insan, YARGI sorununun çözümünde yüksek mahkemeler çok olursa, çözümde kolay olabilir düşüncesine sahip olabilir. Aslında bu durum sorunun çözümünü daha da kilitleyebilir. O yüzden YÜKSEK YÜKSEK mahkemeler yerine olabildiğince basit ve sade olan “TEMİNATA” dayalı en küçük yönetim düzeyinde uygulanması gereken “TAHKİM” sistemiyle YARGI sorunları azalabilir, hatta bütünüyle ÇÖZÜLEREK tamamen ortadan kalkabilir. Yönetim bakımından da sorun; sade, basit ve nettir. Karmaşık ve sorunları çıkmaza sokan MERKEZİ, VESAYET sistemi yerine, merkez ile yerinden yönetim arasında DENGE oluşturan BUCAK modeli önerilebilir. Bu durum; aynı zamanda TERÖRÜN sona ermesi hem BÖLÜNMENİN önlenmesi hem de DEMOKRATİKLEŞMENİN tam olarak sağlanmasını oluşturur. Ülkemizin, çağı anlayarak onu da aşan, geleceğin gelişmelerini doğru okuyan ve bu gelişmelerinde iyi yorumlanıp değerlendirildiği ”ÖN AÇICI” yeni bir ANAYASAYI ortak mutabakatla ülkeye kazandırmak gibi önemli bir görevi elzem görülmektedir.