Esnaf satamıyor vatandaş alamıyor
Enflasyon çarşı pazarda vatandaşın cebini yakarken, tüketiciler fiyatların yüksekliğinden, esnaf ise satışlarının düştüğünden şikayet ediyor. Hem esnaf hem de tüketiciler hissedilen enflasyonun açıklanandan çok daha yüksek olduğunu belirtiyor.
Enflasyon çarşı pazarda vatandaşın cebini yakarken, tüketiciler fiyatların yüksekliğinden, esnaf ise satışlarının düştüğünden şikayet ediyor. Hem esnaf hem de tüketiciler hissedilen enflasyonun açıklanandan çok daha yüksek olduğunu belirtiyor.
Türkiye ekonomisindeki dalgalanmalar ve küresel ekonomik belirsizlikler, ülke genelindeki küçük esnafı ve vatandaşı olumsuz etkiledi. Artan enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve yükselen işletme maliyetleri gibi faktörler, küçük işletmelerin ayakta kalma mücadelesini daha da zorlaştırıyor.
Bir türlü düşürülemeyen enflasyonun ateşi hem vatandaşı hem de esnafı etkiliyor. Esnaf liradaki değer kaybının sokakta çok daha net hissedildiğini anlatıyor. Hemen her gün iğneden ipliğe gelen zamlar karşısında dar gelirlinin yanında esnafın zorlandığı ve bu zamların A’dan Z’ye bütün ürünleri olumsuz etkilediğini hatırlatıldı. Bu zamlar karşısında esnafın ayakta durması gittikçe zorlaşıyor.
Enflasyonun yükselmesi, yani mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli artması, özellikle küçük işletmeleri ve esnafı olumsuz etkiliyor.
KIRAATHANELERDE 10 TL LÜKS MEKANLARDA 250 TL
Türkiye'de enflasyonun etkisiyle çay fiyatları hızla yükseldi. Kıraathanelerde çayın fiyatı 10 TL'ye çıkarken, lüks kafe ve otellerde bu rakam 250 TL'yi buluyor. Fiyat artışları vatandaşları ve sektör temsilcilerini endişelendiriyor.
Taş ya da zar sesinin eksik olmadığı, kağıt oynayanlar ile eskiden gazete okuyanların şimdilerde telefonla sosyal medyaya takılanların uğradığı, günlük meseleler konuşulurken, müdavimlerin bir yandan kendi hayatlarından da bir şeyler paylaştığı, yüz yıllardır çay, kahve eşliğinde belli bir kesimin sosyalleştiği kahvehane ve kıraathanelerde günümüzde ciddi bir kriz yaşanıyor.
Toplam 1 milyona yakın kişinin geçimini sağladığı iş kolunun son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, değişen koşullar ve kafelerin çoğalması gibi nedenlerle kötüleşen işlerine son darbe dijitalleşme oldu. Bu alanda iş yapan pek çok kişi artık evine ekmek götürmekten son derece zorluk çekiyor. Bu isimlerden biri de oğluyla beraber işlettikleri ekmek teknelerinde 7 kişilik ailelerine bakan Faik Tan. Bağcılar’daki mekan sabah 10 gibi açılıyor. Öğleden sonra ise 10 masadan yalnızca bir ya da ikisinde müşteri bulunuyor. Onlar da şimdilerde genellikle emekli yaşlı insanlar.
“MAHALLECİLİK-KOMŞULUK KÜLTÜRÜ SÜRDÜRÜLMELİ”
Özellikle son yıllarda sayıları hızla artan kafeler ile zincir kahvecilerin de işlerini olumsuz etkilediğini belirten Faik Tan’ın oğlu Mesut Tan, kadın ve erkeklerin birlikte gidebildiği bu mekanları tercih ettiğini, kahvehane ve kıraathane kültürünün unutulmaya yüz tuttuğunu, kıraathanelerin neslinin tükenmeye başladığını ifade etti.
Kıraathanenin sempatik ocakcısı emekli Ünsal Ağakişi ise, kahvehane ve kıraathanelerin tarihteki yerine ve toplumsal önemine de vurgu yaptı. Ağakişi, “500 yıllık bir meslekten bahsediyoruz, bu bir kültür. Osmanlı'dan günümüze gelen kahvehane, kıraathane kültürü maalesef bu şekilde ölüyor, yok olacak. Zincir kahveciler ve kafeler güçleniyor ama mahalledeki kahveciler, kıraathaneler bitiyor. Kahvehaneler bitiyor, bu kültüre sahip çıkılmalı.” dedi.
VATANDAŞ UCUZU BİLE ALAMAYACAK DURUMDA
Bağcılar Maslak Caddesi’nde Alperen ve Anıl Öztürk kardeşlerin işlettiği eskiden bimilyoncu denilen binbir çeşit ürünün satıldığı dükkana uğrayanların sayısı git gide azalıyor, cirolar günden güne düşüyor. Enflosyonist ortamda vatandaşın alım gücünün her geçen gün düştüğünü belirten Anıl Öztürk, pandemi öncesi dönemlerini aradıklarını söyledi. Ucuzcu AVM olduklarını belirten Öztürk, “Tüketici harcamalarındaki düşüş nedeniyle gelirlerdeki azalma bizim gibi küçük işletmeleri sıkıntıya sokuyor. Yüksek enflasyon ve artan maliyetler, işletmelerimizin kar marjını düşürdü ve ayakta kalma mücadelemizi daha da zorlaştırdı.” dedi.
MAKAS GİDEREK AÇILIYOR
İrili-ufaklı 2 bin firmanın faaliyet gösterdiği çorap sektöründe, vardiyalar düştü, kapasite kullanım oranları geriledi. İstihdamda da kayıplar yaşanıyor. Sektörün ihracat miktarındaki kaybı ise giderek büyüyor. Aydoğmuş Çorapları’nın sahibi Engin Aydoğmuş ise, “Avrupa’daki talep daralmasının yanı sıra Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinde navlun fiyatlarının gerilemesi Türkiye’de hammadde fiyatlarının çok yüksek kalmasına neden oldu. Aradaki makas çok açıldı ve özellikle ucuz ürünlerde yüzde 25’in üzerinde birim fiyat farkı oluştu. Biz şu anda fiyat tutturamıyoruz. Ticaret su gibidir, engel koysanız da her zaman kendine akacak bir yol bulur. Ticareti yönlendirecek yolu kendimiz çizemezsek, sektör ve ülke olarak zor bir sürece girebiliriz.” dedi.
Sonuç olarak enflasyonun esnafa etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Giderlerin artması:
Kira, elektrik, su, doğalgaz gibi sabit giderlerin yanı sıra ham madde ve ürün maliyetlerinin artması, esnafın kar marjlarını düşürüyor.
Satışların azalması:
Yüksek fiyatlar nedeniyle tüketici talebi azalıyor, bu da esnafın satışlarını düşürüyor.
Rekabetin artması:
Büyük marketler ve zincir mağazalar, daha güçlü alım gücü sayesinde fiyatlarını daha uzun süre sabit tutabilirken, küçük esnaf fiyat artışlarına daha çabuk mecbur kalıyor.
Kredi borçlarının artması:
Enflasyon dönemlerinde, sabit faizli krediler daha ağır bir yük haline gelebiliyor.
Bu durumun sonuçları olarak:
İşletmelerin kapanması:
Birçok küçük işletme, artan maliyetler ve azalan gelirler nedeniyle kapanmak zorunda kalabiliyor. İşletmelerin kapanmasıyla birlikte istihdamda azalma oluyor.
Ekonomik durgunluk:
Esnafın zorlanması, genel ekonomik aktiviteyi yavaşlatıyor.
NURAY ÇAĞLAR