Milli irade milletin idaresidir. Milli irade ifadesi, milli hâkimiyet ilkesini bulmaktadır. Milli hâkimiyet ilkesi, millet denilen topluluğun müstakil sosyolojik gerçek olduğu fikrine dayanır. Milli hâkimiyet ilkesinde, millet iradesinin ferdi iradelerden, farklı, ayrı bir hukuki ve siyasi değeri vardır.

Devletin bir unsurunu teşkil eden ve devlette üstün iktidar ve gücü temsil eden hâkimiyet, milli hâkimiyet anlayışında millete, milletin bütününe aittir.

Atatürk'e göre, " Milli hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Hiç bir sınırlama, bölünme, hiç bir tenkit ve sınır kabul etmeyecek şekilde millete aittir."

Mustafa Kemal Paşa'nın daha 22 Mayıs 1919'da Ordu müfettişi iken, İstanbul'a gönderdiği rapor, birçok bakımdan ilgi çekicidir. Bu raporda " millet, milli hâkimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır " sözü Mustafa Kemal Paşa'nın millet davasına nereden başlanılacağını göstermesi bakımından çok dikkat çekicidir.

" Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır " ATATÜRK

Bu söz T.B.Meclisi'nin ve yeni kurulan Devletin esas ve dayanağı olmuştur.

Türkiye'de milli hâkimiyet, ilahi iradede bulan ve millet haklarına değer vermeyen Osmanlı Devleti'nin sultan halifesine karşı bir tepki olarak doğmuştur. Zor ve baskı iradesini yıkıp millet iradesine dayanan demokratif rejimi yerleştirmek, Türk inkilabının ülküsü olmuştur.

" Milli irade," " milli hâkimiyet", gibi kavramlar siyasi hayatımıza milli mücadele ile birlikte girmiştir. Hakimiyet Padişah'a değil, bir sınıf veya zümreye değil, bir aileye değil, Türk milletine ait olduğu zihniyetini devlet hayatımıza kazandıran Atatürk olmuştur.

Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli hâkimiyettir.

Atatürk, şahsi fedakârlıktan çekinmeyeceği sağlığında şu ölümsüz sözleri ile belirtmiştir.

" Milli hâkimiyet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun".

" Milletin irade ve emeline uymayanların talihi acıdır, yok olmaktır ".

Milli irade bir efsâne değildir. Bütün millet fertlerinin arzularını, emellerinin oluşması ile belirlenir. Milli iradeyi hiçe sayanlar, diktatorya hevesine kapılanlardır.

Bütün dert ve olaylar milli irade ve milliyetçi akımların eksikliğidir.

Sanki milliyetçi akımları engelleyen bir güç var !.. buna bir örnek verir isek ; iki miknatısın birbirine yaklaşması ile oluşan itme ve çekme kuvveti gibi...Belki aynı ilke ve ideal içindeler ama bir türlü birbirleri ile konuşmayı ve uzlaşmayı yakalamayan, fırsatı verilemeyen, bir millet var...

Başlıca sebepleri de ilk olarak akıllara bunları getiriyor; Boş İdeal, ekol, kapris, iddia, inat, kötü niyet, gösteriş, kazanma hırsı, mecburiyet, itme, liyakatsizlik ve vasıfsızlık...

Kardeşlerim; yapacağımız en güzel ideoloji, Türk milliyetçiliği ile vatanımıza sahip çıkmak. Buna eriştiğimiz zaman göreceksiniz ki, Türk Devletimiz ve Cumhuriyet, hak, hukuk üstünlüğü, özgürlük, bağımsızlık da daha zenginleşecektir beraberinde gelecektir.

Tevfik Fikret ve Âkif şiirleri ile yazıma anlam katmak isterim. Kalın sağlıkla..

Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün

Cennet kadar güzel vatanın var: Şu gördüğün

Zümrüt bakışlı, inci şetaretli kızcağız

Kimdir bilir misiniz ? Vatanın...

....................................

<< Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,

Bana tasmalık etmiş değil altın lâle.

Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyun'um

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!>>

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.