YAZAMADIKLARIM/KAUNOS ANTİK KENTİ (DALYAN/ORTACA)

Gazetemiz Yenigün’de daha önce ülkemizin tüm şehirleri bir yazı dizisi halinde yayınlanmıştı. Ne kadar fazla yer gezmeye kalkılsa da eksikler olabiliyor. Zamanla detaylı gezimlerin olduğu coğrafyalar da olabiliyor. Bu nedenle geçmişte yazdıklarıma ek olarak yeni bölümler yazılmasına ihtiyaç hasıl oldu. “YAZAMADIKLARIM” başlıklı yazı dizisinde bunları bulacaksınız.

Kaya Mezarları

Dalyan denilince 4 özelliği akla gelir: İztuzu Plajı’ndaki Carettalar, Kral Mezarları, Kaunos Antik Kenti, Çamur Banyosu. Tabi bunların hepsinin birden yapılabileceği ve Dalyan’ın güzelliklerinin görülebileceği bir tekne turu.

Dalyan’a gidenler Kaunos Antik Kenti haricinde diğerlerini bir şekilde yaparlar. Çünkü ya tekne kaptanının, antik kentin ziyaretinin yorucu olduğu ve zaman aldığı yorumundan etkilenerek, ziyaret programından çıkartılmasına ve bu şekilde İztuzu’ndaki plaj süresinin uzatılmasına razı olurlar ya da tekne Kaunos iskelesine yanaşsa bile yorgunluklarından dolayı tekneden inmeye üşenirler. Böylelikle de çok önemli bir antik kenti gezmeden turlarını tamamlarlar.

Tahminimce Dalyan’da tekne turu alanlarını yüzde 10’u bile Kaunos’u gezmiyordur. Aslında Kaunos Antik Kenti’ne karadan da ulaşma imkanı var. Delta’nın karşı kıyısında bulunan Çandır Köyü’nden buraya gidilebiliyor. Zamanınız varsa en iyi yol belki de bu. Çünkü özgürce, zaman sınırlaması olmadan, sindirerek antik kenti gezme imkanını bu şekilde bulabilirsiniz.

Karya uygarlığının yerli halklarından olan Kaunoslular, kendilerini Giritli kabul ediyorlarmış. Antik Çağ’da ticari açıdan önemli bir liman kenti olan Kaunos, zamanla denizin alüvyonlarla dolması sonucunda liman özelliğini kaybetmiş.

Kenti Miletos’un oğlu Kaunos kurmuş. Kentin limanı, akropolün altında bulunan Sülüklü Göl imiş.

Kent, tarihte, sırasıyla bölgeyi ele geçiren çeşitli uygarlıkların kontrolü altına girmiş. Bunlar arasında; Persler, Makedonlar, Rodos Krallığı, Bergama Krallığı ve Roma bulunmakta.

Kaunos Antik Kenti’ndeki arkeolojik kazılara 1966 yılında başlanmış. Günümüzde bu kazılar halen sürdürülmekte. Bu kazılar sonucunda beklentinin büyük bölümü karşılanmış. Kazılarda; Agora’nın büyük bölümü, tanrıçalara adanmış kutsal alanlar, çeşme binası, Monepteros, Ölçüm Platformu, Çarşı Bazilikası gibi önemli kamu binaları ortaya çıkartılmış durumda. Roma Hamamı, Tiyatro ve Kubbeli Kilise gibi anıtsal yapılar ziyarete açılmış. Ölçüm Platformu özellikle vurgulanması gereken bir yapı. Çünkü ilk kez böylesi bir olgu Kaunos’ta ortaya çıkartılmış. Cadde ve sokaklar rüzgar yönüne göre burada planlanıyormuş. Gümrük Nizamnamesi de tarihte ilk olarak burada ortaya çıkartılan bir belgeymiş.

Tiyatro

Kaunos Antik Kenti’ne tekne ile geldik. Giriş binasından biraz içeri girdikten sonra sağa saparak Akropol’ün eteğinde yer alan tiyatroya geldik. Tiyatronun en üst basamaklarına çıktığımızda bölgeyi zirveden görme şansı bulduk. Buradan; 152 metre yüksekliğe kurulan Akropol’ün; bir bölümü Helenistik Çağ’dan, bir bölümü Arkaik Devir’den bir bölümü de Orta Çağ’dan kalma surlarını ve kaleyi net olarak seçebildik. Ayrıca aşağıda liman olarak kullanılan Sülüklü Göl’ü gördük.

Tiyatronun Üzerinde Yer Alan Kale

Sülüklü Göl

Tiyatronun arkasında Dionysos Tapınağı var. Hemen yanında Bazilika, Korinth Tapınağı ve Roma Hamamı yer alıyor.

Kubbeli Kilise

Aşağı doğru inmeye başladığımızda önümüze Teras Tapınağı çıktı. Ardından da Apollon Kutsal Alanı’nı ve Çeşme Binası’nı gördük.

Teras Tapınağı

Çeşme Alanı

Sülüklü Göl’e yaklaştığımızda önce Stoa’yı gördük. Burada yapılan kazılarda çok sayıda heykel kaidesi ortaya çıkartılmış. Hemen ön tarafında göl kıyısında Agora ve Bazilika bulunuyor.

Sülüklü Göl – Stoa

Dönüş için yola devam ettiğimizde Monepteros ve Demeter Kutsal Alanı’nı gördük.

 

Kaya Mezarları

Dönüş için tekneye bindiğimizde kaya mezarlarının en iyi manzarasını görebildik. Bu manzarayı Dalyan’dan da görmek mümkün. M.Ö.4. yüzyılda yapılmış bu mezarlar Roma Dönemi’nde de kullanılmış.

BÜLENT UĞUR

<