YAZAMADIKLARIM/KÜLTEPE ÖREN YERİ
Gazetemiz Yenigün’de daha önce ülkemizin tüm şehirleri bir yazı dizisi halinde yayınlanmıştı. Ne kadar fazla yer gezmeye kalkılsa da eksikler olabiliyor. Zamanla detaylı gezimlerin olduğu coğrafyalar da olabiliyor. Bu nedenle geçmişte yazdıklarıma ek olarak yeni bölümler yazılmasına ihtiyaç hasıl oldu. “YAZAMADIKLARIM” başlıklı yazı dizisinde bunları bulacaksınız.
KÜLTEPE ÖREN YERİ: ANADOLU’NUN YAZILI TARİHİNİN BAŞLADIĞI YER
KANİŞ – KARUM
Kayseri’yi detaylı olarak daha önce gezmiştim. Ancak Kültepe Ören Yeri’ne gidememiştim. Bu defa özel zaman ayırdık.
Ören yerinin günümüzdeki adı: Kültepe. Geçmişte şehir iki bölümden oluşmaktaymış. Yönetim merkezi olan Yukarı Şehir “Kaniş”, ağırlıklı olarak ticaretin yapıldığı Aşağı Şehir ise “Karum” olarak adlandırılmaktaymış. Kültepe, Orta Tunç Çağı’nın (M.Ö. 2000’ler) en önemli ticaret merkezlerinden birisiymiş. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Kaniş-Karum’daki kazılar halen sürdürülmekte.
Ören yerine vardığınızda karşınıza “Kültepe Ziyaretçi Merkezi” çıkıyor. Biz daha arabadan inmeden, neyin ne olduğunu sormaya fırsat bulmadan, bir güvenlik görevlisi yanımıza geldi. Ben; ya yanlış bir yere arabayı koyduk ya da ziyaret saatlerini kaçırdık gibi olumsuz şeyler düşünürken, görevli kişi son derece güler yüzle bize nereleri nasıl gezeceğimizi anlattı. Kafamızdaki tüm soruları cevapladı. Demek ki böylesi görevliler de oluyormuş diye ülkem adına sevindim. Sonrasında bize tarif ettiği yerlerde bize refakat edip edemeyeceğini sordum. “Tabi ki” dedi. Bir kez daha olumlu anlamda şaşırdım. Sonrasında, Ali isimli görevli arkadaş, tüm Kültepe Ören Yeri gezimiz boyunca bize eşlik etti. Kazı ve Kaniş-Karum Krallığı ile ilgili çok detaylı bilgiler verdi.
Kültepe Ziyaretçi Merkezi
Kaniş Krallığı
Tarihi 5-6 bin yıl öncesine dayanan Kaniş’te kral ve yöneticiler yaşamaktaymış. 20 metre yüksekliğinde ve 550 metre çapındaki bir höyüğün kazılması ile bugün ortaya çıkartılan tarihi kalıntılarda, 8 katmana ulaşılmış. Bölge, Asurlular zamanında, Mezopotamya’nın yüksek uygarlıklarına bağlanmış bir kültür merkezi kabul edilmekte.
Kaniş Krallığı - Kazı Alanı
Kültepe’nin önemi, Asurluların 4 bin yıl önce yazıyı bölgeye getirmesiymiş. Asurlu tüccarların, Anadolu’daki merkezi Kaniş Krallığıydı. Kervanlar sadece mal getirmiyordu, kendi kültürlerini de taşıyordu. Bunun önemli sonuçlarından birisi “çivi yazısı”nın bölgeye gelmesi şeklinde gerçekleşti. Anadolu’nun yazılı tarihi bu “çivi yazıları” sayesinde başlar. Asurlu tüccarların kullandığı bu sistem, yerel krallar ve tüccarlar tarafından da benimsendi ve kullanıldı. Asurluların bölge ile ticaret bağlantısı, Kaniş Krallığının zenginleşmesine neden oldu. Ticarette toplanan vergilerle; çok sayıda saray, tapınak ve şehri koruyan surlar inşa edildi.
Kaniş’te Bir Fosil
Hititlerin tarih sahnesine çıkmaya başladığı ilk yer Kültepe olmuş. Dönemin zengin uygarlıkları arasında yer alan bölge, yangınlarla ve doğal felaketlerle yok olana kadar; sarayları, rengarenk kumaşlar taşıyan kervanları, binlerce kişiden oluşan pazarları ile biliniyormuş.
Karum
Kaniş’in hemen aşağısında bulunan Aşağı Şehir yani “Karum”, dönemin ticaret merkeziymiş. Zaten “Karum” Asurcada “ticaret yeri” anlamına gelmekte.
Karum’un çapı 2.5 kilometreyi bulmakta. Burada yapılan kazılarda 13 tabakaya kadar ulaşılmış. 12. tabakada, içinde çok sayıda tanrı heykelcikleri olan tapınağa rastlanmış.
Karum’daki tüccar evleri 70-90 metrekare büyüklüğünde 3 odalı olacak şekilde dizayn edilmiş. Evlerin yüksekliği göze çarpıyor. O dönemin evleri, bu dönemin Anadolu evleri ile birçok açıdan benzerliğe sahip.
Karum’da Tüccar Evleri (görevli Ali Bey ile)
Bölgede yapılan kazılarda 23 binin üzerinde “çivi yazısı” ile yazılmış tablet bulunmuş. Bu rakam, insanlık tarihinde en geniş koleksiyon anlamına gelmekte.
Dönemde yazılı anlaşmalar, “çivi yazıları” ile tabletlerde belgeleniyormuş. Yerli tüccarların evlerinde Asurlu tüccarlarınkinden çok daha az sayıda tablet bulunmuş. Bunun nedeni, Asurlu tüccarların daha büyük sermaye sahibi olmasıymış.
Tablet ve kazılardan elde edilen bilgilere göre bölgede ağırlıklı olarak arpa ve buğday tarımı yapılmaktaymış. Bahçelerde ise soğan, baklagiller ve üzüm yetiştirilmekteymiş. Asurlu tüccarlar gelmeden 1000 yıl öncesinde bölgede zeytin yetiştirildiğine dair polenler tespit edilmiş. Bölgede çok sayıda hayvan türünün olduğuna dair bulgulara da rastlanmış. Babil modasına göre işlenip, Asurlulara yün satıldığı, bunun için de yününden faydalanılan koyun beslendiği kazılardan anlaşılmış. Dini törenlerde kullanılan; aslan, domuz, sığır, köpek, tavşan, kurbağa, kartal, keklik gibi çeşitli kuşlar bölgenin eski sahipleri arasında yer almaktaymış.
Döneminde bölgede maden ticareti de yapılmaktaymış. Bakır karşılığı elde edilen altın ve gümüş, Asurlu tüccarlar tarafından Kaniş’e getirilmekte bundan elde edilen gelirler ise Asur’a gönderilmekteymiş.
Karum’da Devam Eden Kazılar
Kültepe Ziyaretçi Merkezi
Biz işi biraz ters yaptık. Önce ziyaretçi merkezini inceleyip, sonrasında gezimize başlayacağımıza, ziyaretçi merkezini en sonunda gezdik. Nedeni ise görevli arkadaşı bulup, gezimize eşlik etmesini teklif ettiğimizde ve onun da kabul etmesiyle heyecanla hemen geziye başlama isteğimizdi. Bir başka neden ise 18.00’de bölgenin ziyarete kapılacağını düşünmemizdi. Oysa Kültür Bakanlığı ziyaret saatlerini 19.00’a almış. Kültür Bakanlığını bu konuda ayrıca kutlamak gerek.
Ziyaretçi Merkezi’nde verilebilecek tüm enformasyon; yazılı ve görsel olarak ziyaretçilerin bilgisine sunulmuş. Bölgenin tarihsel geçmişi, kazıların başlangıcından günümüze kadar geçen aşamalar detaylı olarak izah edilmiş. Ayrıca bölgenin fauna ve flora yapısı, elde edilen fosillerle adeta canlı gibi görselinize sunulmuş. Kazı başkanlarına ait bilgiler de Ziyaretçi Merkezinde sizlerin bilgisine sunulmuş. Hatta kazılarda elde edilen az sayıda olsa da bazı bulguları burada görebileceksiniz. Kazılarda elde edilen bulguların çoğu, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Kayseri Müzesi başta olmak üzere farklı müzelere gönderilmiş.
Ziyaretçi Merkezi’nde Kazı Alanı Görseli ve Bölgede Bulunan Bitki Fosilleri
Ziyaretçi Merkezi’ndeki son sürprizi bize, Ali kardeşim yaptı. Çocuk için olan oyun hamurlarının tablet şekline getirilerek, onların üzerine çivi yazısı işaretleri konmasını öğretti. Biz de hemen uyguladık ve videoya çektirdik.
Ziyaretçi Merkezi’nde Kazı Başkanlarının Çalışma Masası (görevli Ali bey ile)
Ziyaretçi Merkezi’nde Kazılarda Elde Edilen Bir Küp
Kayseri Kalesi
Kültepe’yi ziyaretimiz sonrasında Kayseri’ye geçtiğimizde, daha önce restorasyonda olduğu için göremediğim Kayseri Kalesi’ne de gitmek istedim. Bölgeyi iyi bilen yol arkadaşım Yusuf Özdemir’in yönlendirmesiyle, akşam saatleri de olsa Kayseri Kalesi’ne geldik. Kale restorasyon sonrası, bildiğimiz tarihi yapılar gibi sadece biletli gezim için hizmete açılmak yerine, vatandaşların günün her saati vakit geçirebileceği bir şekilde dizayn edilmiş.
Aslında güzel bir düşünce, keşke uygun olan tüm tarihi yapıları bu şekilde yaşayan yerler haline getirebilsek.
Kayseri Kalesi’nin Gecesi