YAZAMADIKLARIM/SAKLIKAPI KANYONU – KARALEYLEK KANYONU (BASKİL)

Gazetemiz Yenigün’de daha önce ülkemizin tüm şehirleri bir yazı dizisi halinde yayınlanmıştı. Ne kadar fazla yer gezmeye kalkılsa da eksikler olabiliyor. Zamanla detaylı gezimlerin olduğu coğrafyalar da olabiliyor. Bu nedenle geçmişte yazdıklarıma ek olarak yeni bölümler yazılmasına ihtiyaç hasıl oldu. “YAZAMADIKLARIM” başlıklı yazı dizisinde bunları bulacaksınız.

Saklıkapı Kanyonu Başlangıcı

Elazığ’ın Baskil ilçesi sınırları içerisinde yer alan Saklıkapı Kanyonu ile Karaleylek Kanyonu’nun keşfi daha çok yeni: 2019 yılı.

Dönemin Elazığ Valisini bir film çekimi konusunda ziyarete gittiğimizde ve vali beye seyahat kitaplarından bahsettiğimde, bana, anılan kanyonlara gidip, gitmediğimi sordu. Ben de bir Elazığlı olarak açık söylemek gerekirse mahcubiyetle, gitmediğimi ifade etmiştim. Meğerse keşif yeniymiş.

Bu yıl anılan kanyonlara gitmek için Baskil Belediye Başkanı Tuncer Turus ile görüştüm. Ulaşım ve gezim konusunda bilgiler aldım. Sayın Turus, sağolsun, belediyeden bir arkadaşı bizi gezdirmek üzere görevlendirdi. İyi ki de görevlendirmiş. Sevgili Gökmen Özturan olmasaydı, anılan kanyonları bulmakta ve gezmekte oldukça zorlanırdık.

Baskil ilçe merkezine yaklaşık 40 kilometre mesafedeki kanyonlara giderken yolda az sayıda levha ve yönlendirmenin olduğunu gördük. Yer yer tarlalardaki traktör yollarından giderek, yer yer yürüyerek ulaştığımız kanyonlar, bizim için zorlu bir yolculuk sonunda kavuşulan bir vaha gibi oldu. Kanyonların sunduğu görsel ziyafetler tüm yorgunluğumuzu aldı.

Bu arada yolda rastladığımız yaban domuzu sürüsü bizi oldukça ürpertti. Bulunduğumuz arabada, o anda yaya olduğumuzu ve domuzların yavruları için neler yapabileceğini kafamızda şöyle bir hayal ettik.

Kanyon Yolunda Rastladığımız Domuz Sürüsü

SAKLIKAPI KANYONU

Akuşağı köyü yakınlarındaki Saklıkapı Kanyonu’nun başlangıç noktasına bir Ziyaretçi Karşılama Merkezi inşa edilmiş. Ancak görevli yoktu. Zaten bizden başka kanyonları gezmeye gelen de yoktu. Anladığım kadarıyla ilk keşfi sırasında Elazığ’da vali olan Çetin Oktay Kaldırım buranın ihyası için bir gayret sarf etmiş. Ancak sonrasında bölge biraz ötelenmiş. Turistin gelmesi için her tür altyapının oluşturulması gerek. Olmaması halinde gelen turist için bölgeyi gezmek tamamen bir zulüm haline gelir. Her tür ortamda gezmeye alışık olduğumuzdan bizler için çok fark etmedi.

Saklıkapı Kanyonu Yürüyüş Yolu Başlangıcı

Ziyaretçi Karşılama Merkezi’nin hemen önünden Saklıkapı Kanyonu Yürüyüş Yolu başlıyor. Kanyon boyunca akan bir dere bulunmakta. Sevgili Gökmen, bu derenin 4 kilometrelik kanyon boyunca devam ettiğini söyledi. Gökmen, bize, Mayıs ayının suyun en yoğun olarak aktığı ay olması ve yer yer yarım metreye kadar daralan kanyon yolu boyunca sudan ilerlemekte zorlanabileceğimizi söyledi. Biz de başlangıç noktasında bazı çekimler yaptıktan sonra, 4 kilometrelik yolu, yaklaşık 10-15 kilometre karadan araba ile gitmeye yöneldik.

Saklıkapı Kanyonu Başlangıcı

Karadan ulaştığımız nokta, Saklıkapı Kanyonu boyunca akan derenin eskiden Fırat Nehri, şimdi ise Karakaya Barajı ile buluştuğu yerdi. Bu defa, kanyonun tepesindeydik. Görsel olarak çok güzel manzaralar vardı. Karstik oluşumları, mağaraları, kaya fosillerini ve kanyonun derinliğini bulunduğumuz 200 metre yükseklikten izlemek çok keyifliydi.

Saklıkapı Kanyonu Sonu

Saklıkapı Kanyonu Yüksekliği

Bölgenin kendine has faunası ve florası meraklıları için çok şeyler sunacaktır. Biz, bunları hem seyrettik hem de kayıt altına aldık.

Tepeden, belki derenin ulaştığı noktaya inebilirdik, ancak oradan arabamıza dönmek için indiğimiz kanyonun bu defa tepesine geri tırmanmak çok zor olacaktı. Bunu yapmadık. Turiste yönelik hizmet vermek isteniyorsa, bu noktaya mutlaka dikkat etmek gerekir.

Saklıkapı Kanyonu Derinliği (Gökmen Özturan ile)

KARALEYLEK KANYONU

Karaleylek Kanyonu Yürüyüş Yolu Başlangıcı

Saklıkapı Kanyonu’nun sonundan tekneye binme imkanı olsa Karaleylek Kanyonuna ulaşmak mümkün olacaktı. Tekne imkanımız olmadığı için karayoluyla gittiğimiz Karaleylek Kanyonu Yürüme Yolu’nun başlangıcında karşılaştığımız manzara; Karakaya Barajı ve barajdaki balık çiftlikleriydi.

Karaleylek Kanyonu Başlangıcı – Karakaya Barajı – Balık Çiftlikleri

Kanyona, ‘Karaleylek’ isminin verilme nedeni, dünyada, toplam sayıları 15 bini geçmeyen kara leyleklerin bir bölümünün, göç sırasında burayı mesken tutmasıymış.

Kanyon, Kumlutarla Köyü’ne çok yakın. Turizm gelişmiş olsa buradan teknelerle 3 kilometre uzaklıktaki Karaleylek Kanyonu’na ve mağaraya girmek mümkün olacak. Hatta Karaleylek Kanyonu’nun sonundaki Saklıkapı Kanyonu’nun son noktasına ulaşmak da mümkün olacak.

Baraj suyu Karaleylek Kanyonu’na doğru bir girinti yapıyor. Yürüme yolunun sonuna geldiğimizde adeta ‘obruk’ görüntüsü veren bir çukur gördük. Sonrasında çukurun karşı tarafına geçtiğimizde aşağıdaki baraj suyunun girdiği karstik bir mağara görüntüsü ile karşılaştık. Meğer bu çukur, aşağıda baraj suyu ile birleşen bir mağaraymış. Yukarıdan mağaraya inme imkanı yoktu. Yukarıda bahsettiğim gibi buraya ancak tekne ile girmek mümkündü.

Karaleylek Kanyonu Yürüyüş Yolu Sonu - Obruk Görünümlü Mağara

Karaleylek Kanyonu ve buradaki mağarayı dakikalarca hem izledik, hem de çekimler yaptık. Sonrasında yolumuza devam ettik.

Karaleylek Kanyonu – Mağaranın Üstten Görünüşü

Karaleylek Kanyonu – Mağaranın Alttan Görünüşü

SONUÇ

Sonuçta bu bakir ve muhteşem kanyonların Çetin Oktay Kaldırım zihniyetinde bir vali tarafından Elazığ’a, ülkemize ve dünyaya yeniden kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Yapılacak iş alt yapı ve ulaşım kolaylıklarının sağlanmasını müteakip, tur şirketlerine, buranın destinasyonlarına eklettirilmesini sağlamaktır. Bu durumda; bacasız sanayi turizmin bölgeye gelmesi ile yeni iş dalları oluşacak, istihdama katkı sağlanacak, sözün özü Baskil ihya olacaktır.

BÜLENT UĞUR

<