YAZAMADIKLARIM/SİVAS(DİVRİĞİ-GÜRÜN-KANGAL)

Gazetemiz Yenigün’de daha önce ülkemizin tüm şehirleri bir yazı dizisi halinde yayınlanmıştı. Ne kadar fazla yer gezmeye kalkılsa da eksikler olabiliyor. Zamanla detaylı gezimlerin olduğu coğrafyalar da olabiliyor. Bu nedenle geçmişte yazdıklarıma ek olarak yeni bölümler yazılmasına ihtiyaç hasıl oldu. “YAZAMADIKLARIM” başlıklı yazı dizisinde bunları bulacaksınız.

sivas

DİVRİĞİ – GÜRÜN – KANGAL (SİVAS)

Sivas’ın güzide bu üç ilçesini daha önce gezmiş ve kaleme almıştım. Bu defa arkadaşım Yusuf Özdemir’i gezdirme bahanesiyle buralara yeniden gittim.

DİVRİĞİ

Divriği’ye iyi ki de yeniden gitmişim. İlçede turizme yönelik olumlu anlamda çok büyük değişiklikler gördüm.

Yusuf sayesinde tanıştığımız, Divriği’de yaşayan Erkan Doğan, tüm Divriği turumuzda bize rehberlik etti. Onun sayesinde çok daha hızlı bir gezi yapabildik. Sonrasında da Erkan kardeşim bizi evine davet edip, değerli eşiyle birlikte yöresel ikramlarda bulundu. Kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ederim.

Divriği’de gördüğüm değişiklikleri aşağıda izah etmeye çalışacağım.

Ulu Cami

Ulu Cami restore edilmiş ve biz gelmeden 5 gün önce yeniden hizmete açılmıştı. Bu bizim için önemli bir şanstı.

Divriği, Ulu Cami

Cami, Mengücekoğulları döneminde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından 1228 yılında yaptırılmış. Caminin dış yapısındaki taş işçiliğini anlatmak mümkün değil. Ancak yakından saatlerce incelediğinizde nasıl bir eser olduğunu algılayabiliyorsunuz. Cami ile birleşik olan Darüşşifa bölümü, dönemin hastanesi işlevini görüyormuş.

Divriği, Ulu Cami – Dış Kapısı (Yusuf Özdemir ile)

Caminin içi ve dışının aslına uygun restore edildiğini yerinde müşahede ettik. Caminin içinde (duvarlarda ve tavanda) daha önce sıvalarla kapatılmış bazı el emeği taşıyan eserler gün yüzüne çıkartılmıştı.

Divriği, Ulu Cami – Duvarları

Darüşşifa bölümünün içine giremedik, çünkü restorasyon henüz tamamlanmamış. Yetkililerin bize ifadesine göre, caminin açılışı ‘Vakıflar Haftası’ nedeniyle öne alınmış. Ancak şifahane bu açılışa yetiştirilememiş.

Divriği Kalesi – Kesdoğan Kalesi – Cam Teras - Kanyon

Divriği Kalesi’nin dış surları, daha önceki ziyaretimde gördüğümden farklı olarak, kalenin sınırları belli olacak şekilde onarılmıştı. Günümüze ulaşan hali, Mengücekoğulları dönemine ait olan kaleyi ancak dışarıdan görüntüleyebildik. Kalenin en önemli özelliği, temelinden burçlarına kadar otantik bir Türk kalesi olması.

Divriği Kalesi (Yusuf Özdemir ile)

Dışarıdan görüntülediğimiz bir başka kale de derin yamaçların tepesinde bulunan Kesdoğan Kalesi oldu. Sevgili Erkan bize kalenin isminin neden “Kesdoğan” olduğuna dair hikayesini anlattı.

Divriği, Kesdoğan Kalesi-Divriği Kalesi (Erkan Doğan ile)

Hikayeye göre; Divriği Kalesi’nin egemeni Mengücekoğlu Şahin Şah’ın oğlu Ertuğrul, Ermeni Kralı’nın kızı Belkıs’ı bir av sırasında görür. Gençler birbirlerine aşık olurlar. Şahin Şah, elçiler göndererek Ermeni Kral’dan kızını ister. Ermeni Kral, olumlu yaklaşır, ancak bir şartı vardır; kalenin burcundan bir halat gerilmesini, Ertuğrul’un 3 gün boyunca yağlanacak bu halattan tutunarak boğazı geçmesini ister. Ertuğrul bunu kabul eder ve halattan geçmeye başlar. Tam kale burçlarına yaklaştığında, Ermeni Kral, yanındaki Doğan isimli kişiye, “Kes Doğan” der. Doğan’ın halatı kesmesiyle, Ertuğrul aşağıya uçar ve hayatını kaybeder. Bunu duyan Belkıs da kendini uçuruma atar ve hayatını kaybeder. Şahin Şah, daha sonra ordusuyla Kral’ın kalesine yürür ve burayı topraklarına katar. Kale bundan sonra “Kesdoğan” Kalesi” olarak adlandırılır.

Ulu Cami’den yukarıya tepeye doğru devam ettiğinizde yeni açılan ‘Cam Teras’ı göreceksiniz. Buradan ilçe merkezini, Divriği Kalesini ve Ulu Cami’yi birlikte görme şansına sahip olabiliyorsunuz. Çok güzel fotoğraflar çekeceğinize emin olabilirsiniz. Cam Teras’tan başlayan bir yürüme yolu ile bulunduğunuz tepenin zirvesine çıkabilirsiniz. Oradaki gözetleme kulesine de tırmandığınızda sizi müthiş bir kanyon manzarasının beklediğini göreceksiniz.

Divriği, Cam Teras

Divriği, Cam Teras’tan Şehir Manzarası (Yusuf Özdemir ile)

Divriği, Gözetleme Kulesi’nden Kanyon

İlçe Merkezi

Bacasız sanayi, ‘turizmin’ önemini fark eden Divriğili yetkililer, sadece çevredeki yapıların restorasyonuna ön ayak olmamışlar. İlçe Merkezinde de birçok tarihi yapıyı restore ettirmişler. Sokakları, sanki tarihin içinde yürüyormuşsunuz izlenimi verecek şekle sokmuşlar.

Gördüklerim içinde yapılış amacı bana en ilginç gelen ve en çok etkilendiğim yer Hüma Hatun Sokağı oldu. Sokak, 2019 yılında, tarihi yapısı muhafaza edilerek tamamen restore edilmiş ve hizmete açılmış. 1800’lerde yaşamış Hüma Hatun anısına bu isim verilmiş. Sokağın en önemli esprisi, burada hizmet veren tüm dükkanları kadınların işletmesi. Kadının el attığı tüm yerlerde olduğu gibi burada da ayrı bir güzellik ve hoşluk görüyorsunuz. Dükkanların dışları bir ayrı, içleri bir ayrı güzel.

Divriği, Hüma Hatun Sokağı

Divriği, Hüma Hatun Sokağı’nda bir Dükkan ve Bir Kadın İşletmeci

Abdullah Paşa Konağı başta olmak üzere restore edilmiş çok sayıda konak göreceğiniz Divriği sokaklarında; camiler, hamamlar ve diğer yapılar da mutlaka ilginizi çekecektir.

Divriği, Abdullah Paşa Konağı

GÜRÜN

Gürün’ün daha önce gördüğüm ve yazdığım ilçe merkezi dışındaki doğal güzelliklerine ek olarak bu defa merkezdeki yapıları görme fırsatı buldum.

Yaklaşık 4 bin yıl önce Hititler tarafından kullanıldığı bilinen mağara evler, “Hitit Mağaraları” olarak isimlendirilmekte. Hititler bu mağaraları; barınak, sığınak ve kale olarak kullanmışlar. Alttan baktığınızda 3 ve 5 katlı görünümler veren mağaralar, küçük odalar şeklinde dizayn edilmiş.

Gürün, Hitit Mağaraları

Merkezdeki önemli yapılardan bir başkası; Ulu Cami. Bu caminin 15. yüzyılda yapıldığı bilinmekte. Türk İslam mimarisinde Karahanlılar’dan günümüze ufak değişiklikler gösteren cami, 1850’de ve 1922’de onarım görmüş. 

Gürün, Ulu Cami

Gürün’deki önemli tarihi yapılardan biri de bugün, “Hanımlar Evi” adı altında, içerisinde kadınların ürettikleri eserleri sergilemenin yanı sıra bölgeye has çeşitli lezzetleri ziyaretçilerin beğenisine sunmakta.

Gürün, Hanımlar Evi

KANGAL

Kangal’da kendimize, “Kangal Köpekleri”nin yetiştirme çiftliğini gezmek için özel bir zaman ayırdık.

Kangal Kaymakamlığı tarafından 2021 yılında hizmete açılan “Kangal Köpeği Yetiştirme Çiftliği”ni gezmek gerçekten çok hoş duygulara yöneltti bizi. Oldum olası hayran olduğum Kangal Köpeklerini, yavrusundan en yaşlısına kadar burada görme imkanı bulduk.

Kangal, Yavru Kangal Köpekleri

Kangal Köpeklerinin nasıl bir köpek olduğu, tüm kulübelerin üzerine özellikleri yazılarak, ziyaretçilerin bilgisine sunulmuş.

Kangal, Kangal Köpeklerinin Kulübeleri

Orada gördüğümüz yavru köpeklerin yanında yaşını almış bir Kangal Köpeğinin ölmesinden sonra içinin doldurularak, bir müzede, anısının yaşatılacağını duymak bizi farklı duygulara sürükledi.

Bülent UĞUR

Yazar: Yenigun
<