ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

1 Mayıs korkuları...

Yarın 1 Mayıs Bahar Bayramı...

Yarın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü...

Baharla birlikte, biz işçiler dayanışma günümüzü kutlayacağız...

Kısıtlı şartlarla da olsa...

Taksim’de kutlamalara büyük olasılıkla izin verilmeyecek!

Neden mi?

Orada, 1 Mayıs 1977’de kutlama sırasında açılan ateşler sonucu 34 kişi ölmüş, 136 kişi de yaralanmıştı!

Bütün bu gerekçeye rağmen, geçmiş yıllarda bu alanda kutlamalar yapılmıştı!

Büyük ihtimalle, “tedbir olarak” diyecekler ve başka bir yer gösterilecek!

Bence, kolluk kuvvetlerinin denetiminde yapılacak bir törende bir aksilik yaşanmaz, yaşanmaması da gerekir...

Önlemler alınır, denetimler yapılır, işçiler de mazisi acılarla dolu da olsa, 1 Mayıs’ını bu meydanda kutlar!

Vatandaşlar olarak, bizi koruması her yönüyle devletimizin görevi değil mi?

Eğer devletimiz, “Ben koruyamayabilirim” diyorsa, bu çok kötü bir durum...

O halde, devletin varlığından şüphe duyulmaz mı?

***

Ben, 1 Mayıs 1977’de gazeteci olarak, o gün olayları yaşadım...

Kazancı yokuşu özellikle bir felaketti...

O tarihte, DİSK’in düzenlediği 1 Mayıs mitingi sırasında DİSK Genel Başkan Kemal Türkler’di...

Sakin başlayan bir günün akşam saatlerin menfur saldırı gerçekleşti ve 34 canımız öldürüldü...

Hala bu canların failleri gün yüzüne çıkarılmadı, çıkarılamadı...

Rahmetli Kemal Türkler de, 22 Temmuz 1980’de bir suikast sonucu yaşamını yitirdi...

Aradan çok uzun süre geçmesine rağmen, Türkler’i kimin ya da kimlerin öldürttüğü hala su yüzüne çıkmadı ya da çıkarılmadı...

Hala bir türlü çözüme kavuşturamadığım bazı konular var...

O tarihlerin sağ tandanslı, dönemin popüler gazetesi, “Halka ve Olaylara Tercüman”dan zamanın yine çok ünlü sağ görüşlü yazarı rahmetli Ahmet Kabaklı, 1 Mayıs 1977 kutlamalarından önce, “Yarın 1 Mayıs. DİSK, TİP ve CHP militanları, yarın İstanbul, Ankara ve bütün yurdu kana bulaması mümkün, kışkırtma ve tecavüz hareketlerine girişebileceklerdir. Polisle vuruşmalar muhtemeldir, cinayetler işlenebilir, mallara canlara kıyabilirler. Taktik icabı, kendi aralarında dövüşebilirler, saf vatandaşlar bu arada ölebilir” cümleleriyle bir makale yazmıştı...

Yazığı satırlardan “tecavüz” hariç, diğerleri neredeyse aynen gerçekleşti...

Yine aynı gazetede ve aynı tarihde halen "Posta"da yazmaya devam eden Rauf Tamer de, yazısında, “Arabalar tahrip edilecek. Camlar kırılacak. İnşallah aldanırız, ama kanlar akacak” cümlelerine yer vermişti...

Ne kadar ileri görüşlü yazarlarımız...

Bir gün öncesinden olacakları harfiyen görmüşler...

İlginç değil mi?

Bugün gibi geçmişte bir dönemin basını da çok çok farklı değildi...

Taraflı, ama korkmadan yazarlardı...

Kimse sormadı, “Nereden duyum aldınız?” diye...

***

Artık geçmişe dönmeyelim...

Benim rahmetli bir büyüğüm derdi ki, “Türk milleti hep önüne bakar, bakmalı da” diye...

Bugün de geçmişten ders alalım, ama halkımızın gününü en iyi şekilde yaşaması için ne gerekiyorsa yapalım!

Karamsar tablolar ve senaryolardan uzak duralım...

Devletimize güvenelim...

Eminim bizi şaşırtmayacaktır!

1 Mayıs Bahar Bayramı’nızı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nüzü bugünden kutlarım...

<