ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

15 DAKİKALIK DERBİ

Maç Önü Analizim: Karşılaşma öncesinde oynanacak oyunun deplasmanda olması,   "Derbi" etiketi taşıması sebebiyle ve Peres'in de sakat olmasıyla Jorge Jesus'un kesinlikle dörtlü defans oynayacağını hesap etmiştim. Ayrıca Serdar'ın kadroya dönmesiyle hocanın +1 Türk oyuncuya sahip olmasıyla ve Beşiktaş'ın baskılı oyuna başlaması ihtimalinin yüksek oranıyla bek kanatlarında iki hızlı oyuncu Ferdi ve Osayi tercihleriyle oyuna başlayacağını düşünmüştüm.

11'lerden Sonraki Düşüncelerim: Böyle zorlu derbide ki Beşiktaş son iki maçında 5 puan kaybetmişti, Lincoln klübede oturur, gidişata göre oyuna girer desem de fena halde yanıldım. Kurt hoca hem patron benim dedi hem de bizim için 3'lü ya da 4'lü oynamanın futbol mantığı açısından bir farkı yok diye mesaj verdi bence bir defa daha. Hoca bildiğini okudu. Rennes maçında elde edilen beraberliğin ardından orta sahanın solu yine Lincoln'e emanetti. Benim gibi düşünen çoğu taraftar için bu karar çok büyük bir riskdi ama Jesus yine, "Benim için her oyuncu birdir" dedi kendince. Çıkan kadro hoca açısından rakibe de bir meydan okumaydı: "Derbiye tüm oyuncularımla hazırım". Bakalım hoca maç sonunda haklı çıkan taraf olabilecek miydi?

Beşiktaş tarafında oyun biraz beklenmedik bir sekilde başladı. Ev sahibi olmaları ve muhtemelen cok iştahlı mücadele edecekleri düşüncesiyle ortak görüş önde baskılı başlayacakları yönündeydi. Olması gereken de buydu zaten. Soldan Lincoln ve İrfan, sağdan Ferdi'nin koşularıyla Fenerbahçe Beşiktaş'ın olabilecek "Baskılı oyun başlangıcını" kırdı. Ardından İrfan'ın üst üste kornerleri oyunun dengede gitmesinin ana sebebiydi. Bu arada Fenerbahçe de ayağını gaz pedalından çeken tarda bir oyun başlangıcı yaptı ve ön tarafta gereksiz koşuşturmalardan kaçındı. İlk çeyrek dolarken Beşiktaş oyuna ağırlığını koymaya başladı. Fenerbahçe ise bu dakikalarda bilerek ya da bilmeyerek Beşiktaş forvetlerini ofsayt tuzağına çekti.

Koca yarım saat neredeyse gollük tek tehlike görülmezken her iki kalede de, karşılıklı ataklarda Tayyip'in kafası ve Valencia'nın ceza alanı içinden kaleyi yoklamasıyla içimiz biraz olsun pır pır etti.

Devre İzlenimlerim: Oyun vaşatın altındaydı. Dönem dönem iki takım birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştı. Devrenin bitimine yakın Henrique'nin orta alanda yaşadığı top kaybından sonra Salih'in Muleka'yı defansın arasından kaleye kaçırışı 3'lü defans açısından risk arz ediyordu Fenerbahçe adına. Bu arada Beşiktaş forvetlerinin hemen hemen her hücumda ofsayata düşmelerine Valerian İsmael'in çözüm bulamaması da ilginçdi doğrusu.

DEĞİŞİKLİKLER BEŞİKTAŞ’a YARADI

Son çeyrekde Beşiktaş dört pozisyon buldu. Klübeden sahaya katkı yapan ekip siyah beyazlılardı. Bu pozisyonlarda Weghorst ve Tayfur başroldeydi. Fenerbahçe için hatırımda kalan tek pozisyon Attila'nın vuruşuydu.

Fenerbahçe sanki bir tık daha organizasyonunu  iyi yapan takım görüntüsündeydi. Ancak son on beş dakikalık Beşiktaş performansı, tehlikeli pozisyon bulma açısından, sürpriz bir şekilde maçı alıp götürebilirdi herkes bu maç berabere biter beklentisindeyken.

Gecenin Notu: Jesus'un Osayi'den sonra Lincoln'ü hala daha orta sahanın solunda oynatmaya devam etmesi doğrusu beni şaşırttı. Keza Ferdi'yi sağ içde kısa bir süre oynatması da. Şaşkınlığa ugradığım bir başka  Jesus kararı da son dakikalara doğru yorulduğu çok belli olan 33 yaşındaki Valencia'nın oynamaya devamı ve 21'lik Ferdi'nin oyuna vedasıydı. Orta alanın hammalı Crespo'nun çıkışıyla dengesi bozulan Fenerbahçe'de Mert Hakan'ın oyuna girişi pozitif yönde bir katkı sağlamadı. Bu yüzden Portekiz'li hocanın ne yapıp edip Zacj’ı takıma yeniden kazandırması, Sloven oyuncuyu en azından ikinci yarılarda kullanması gerekmektedir.

<