31 MART DARBESİ
Bir resim galerisine gittiğinizde resmi anlamak için belirli bir mesafeden bakmak durumuzdasınız. Zira gerek çizgi, gerekse boya küçük küçük noktalardan oluşur. Yakından baktığınızda resmi küçük fırça darbelerini , noktaları görürsünüz. Yakından baktığınızda resme bir anlam veremezsiniz. Özellikle empresyonist mesela Claude Monet,Van Gogh , Monet , George Seurat’ın resimleri böyledir.
Ha...Ayrıntıları, fırça darbelerini “teknik” olarak değerlendirmek ayrı bir iştir, sanatçıların işidir.
Lafı şuraya getirmek istiyorum; 17-24 aralık olaylarında kundura kutularındaki dolar resimleri kabul edelim ki, kamuoyunda büyük bir yolsuzluk ve hırsızlık algısı (gerçek ya da sanal ) yarattı. Muhalefet bu algıyı tepe tepe kullandı.
Bu algı, batı destekli muhalefetin eline önemli bir koz verdi: Kutu kutu dolar resimler iktidara karşı kullanıldı. Genel olarak başarılı da olundu.
Bu tür algı yönetimi ve teknikleri tüm sosyal olaylarda kullanılır.
Tarihte 31 Mart olayı da böyle bir algı yaratmıştır.
2. Abdülhamid'i darbe ile indirme girişiminin bir parçası olduğu anlaşılan 31 Mart olayında İttihatçılar önce askere alınan bir kısım medrese öğrenci ile ordudan atılan bir kısım subayı kışkırtarak miladi 12 Nisan 1909 gecesi Meclisi Mebusan üzerine yürüttüler.
Bunlar Yıldız Sarayı başta olmak üzere bütün İstanbul‘u yağmaladılar. Terör olayları oldu.
İngiliz desteğindeki ittihatçılar, anayasa dışı yollarla adım adım iktidarı ele geçirmeyi hayata geçireceklerdi.
Bu yağmalamayı bahane eden ittihatçılar bu kez bu terör hareketini bastırmak bahanesiyle Mahmut Şevket Paşa’yı Hareket Ordusu’nun başına geçirerek İstanbul üzerine yürüttüler..
Hareket Ordusu, aslında 2. Abdülhamid düşmanlığı çerçevesinde kümelenmiş başı bozuk bir eşkıyadan oluşmuştu. Bu topluluğa bir süre sonra Makedon, Bulgar, Rum çeteleri de katıldı.
Bir süre sonra ittihatçılar, planlanan rol gereği Mahmut Şevket Paşa’yı sadrazamlığa getirdiler ; ardından 2. Abdülhamid hal ettiler.
Günümüzde yapılan objektif tarih araştırmaları, 31 Mart darbesinin bir ittihatçı provokasyonu olduğunu gösteriyor.
Ülkeyi içten ele geçirerek, işgallerine zemin arayan İngilizler, ordunun siyasete bulaştırılmasını destekleyip, o günden bu güne darbe geleneğini ittihatçılar eliyle yerleştirmişlerdir.
Nitekim Cumhuriyet tarihi ABD destekli ordu içindeki bir “ ittihatçının” on yılda bir darbe kalkışmasına sahne olmuştur.
Bugün büyük resim gerçeği ortaya çıkmıştır. Ordu, halk ve bürokrasi ile eşgüdüm içinde çalışmaya başladı. Bir milli uyanış ruhu var. Siyaset üzerindeki vesayet kalkmış görünüyor.
Ne yazık ki bir kısım eğitimli, entelektüel insanımız hala resmin tamamını değerlendirip anlamlandırmaya yanaşmıyor; teferruat ile uğraşıyor, büyük resmi oluşturan renk lekelerini araştırmaktan başka bir şey yapmıyor.
Değil halk; kundaktaki çocuk dahi bugün asıl darbenin nereden geldiğini biliyor.
Şu bir gerçektir : Zaman geçse de tarihin şablonu değişmiyor!..