NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

ABD-Çin ticaret savaşı geleceğin liderliği için yapılıyor-6

Hayati önem taşıyan bazı teknolojilerin Huawei’ye satışının engellenmesi, yeni nesil mobil teknolojisi olarak kabul edilen 5G’nin kullanımının ve yaygınlaşmasının da gecikmesi anlamına geliyor. 5G kablosuz internet ağına küresel çaplı kapsama alanı sağlamak, nesnelerin interneti, akıllı konutlar ve sürücüsüz otomobiller gibi teknolojilerin birkaç yıl içinde yaygınlaşmasını sağlamak açısından kritik önem taşıyor. Huawei’nin Çin sınırları dışındaki kullanım alanının daralması, firmaya doğal olarak Çin'in yayılmasına indirilen en büyük darbelerden biri olarak yorumlanıyor.

Tüm bu gelişmelere rağmen Huawei Kurucusu Ren Zhengfei, ilişkilerin ABD hükümetinden gelen bir kağıt parçası tarafından yok edilemeyecek kadar değerli olduğu görüşünde. Zhengfei, "Şartlar elverdiği sürece, ABD şirketleri ile ticaretimizi sürdüreceğiz" diye belirtiyor.

Şu da bir gerçek ki ABD başta olmak üzere küresel pazarlarda ağırlıkta olan markalar, Çinli firmalarla yaptıkları üretim anlaşmaları sırasında sahip oldukları patentlerden kaynaklanan ticari sırlarını ve teknolojilerini de paylaşmak zorunda. Bu işbirliği bugüne kadar Çinli firmaları taşeron konumundan çıkardı. Çin’de patentler alan, teknoloji geliştiren, inovasyon yapan, kendi marklaranını çıkaran ve küresel pazarlarda liderlik iddiasında pek çok marka yükseldi. Huawei’nin alt markası Honor başta olmak üzere, OPPO, Xiaomi, Meizu, Vivo gibi telekom devleri, ABD’li teknoloji devi Apple ile rekabet edebilir duruma geldi. ABD’nin rahatsızlığı biraz da bundan.

ABD kendi sınırları içinde engel koysa da Huawai, dünyanın değişik bölgelerinde yatırımlarını devam ettiriyor. Çin'in teknolojik yayılmasına yönelik ABD yönetimi tarafından getirilen kısıtlamalara karşı Çin'in ilk somut yanıtı, 5G teknolojisinin geliştirilmesi amacıyla Rusya ile yapılan anlaşma oldu. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Haziran başında gerçekleştirdiği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i ziyaretinde, Çin'in telekom devi Huawei ile Rus telekom şirketi MTS, Rusya'da 5G teknolojisini geliştirmek üzere anlaştılar. İki şirket 2020 içinde Rusya'da yeni kuşak 5G şebekesi kuracaklar. Rusya ile varılan anlaşmanın, son aylarda uluslararası arenada baskı altına alınan Huawei'ye nefes alma olanağı sağlayacağı yönünde yorumlar yapılıyor.

Huawei, dünya genelindeki operatörlerle şimdiye kadar 30 ülkede 46 adet 5G sözleşmesi imzaladı ve 100 binden fazla 5G baz istasyonu kurulumunu tamamladı. Huawei böylelikle, 170’ten fazla ülkenin ilk 5G şebeke sağlayıcısı haline geldi. Türkiye'den de Turkcell, 5G çalışmaları kapsamında Huawei ile işbirliği yapıyor. Turkcell’in 5G ile kontrol edilen ve 360 derece 4K görüntüyü canlı olarak sanal gerçeklik gözlüklerine aktarabilen yerli drone çalışması, Huawei ile birlikte gerçekleştirdiği bir proje olarak dikkat çekiyor.

Dünya genelinde iletişim dinlemek için “Beş Göz İttifakı” adı verilen küresel bir istihbarat projesi yürüten ABD müttefiklerinden de Huawei'nin 5G şebekelerine erişimini engellemelerini istiyor. Gerekçesi de aynı, Çin hükümetinin Huawei sayesinde dünyayı gözetim altında tutacağını iddia ediyor. Huawei ise şirketin Çin hükümetinden bağımsız olduğunu vurgulayarak bu iddiaları reddediyor. Buna rağmen Trump'ın isteğine ittifak içindeki Avustralya ve Yeni Zelanda gibi bazı ülkelerin olumlu cevap verdiği görülüyor. Bu ülkeler 5G mobil telefon şebekelerinde Huawei cihazları kullanmama kararı aldı. Beş Göz İttifakındaki diğer ülkeler İngiltere ve Kanada.

Çin’in milli markası Huawai’nin ürünlerini yasaklatmaya yönelik hamlesinde ABD’nin yer yer geri çekilişlerine de tanık oluyoruz. Nedeni, Çin’in nadir elementler silahını devreye sokması. Ticaret savaşında teknolojinin devreye alınmasından sonra, gelişmeler ticaret savaşında Çin’in avantajlı olduğu alanda sıkı durduğunu ortaya koyuyor. Bilindiği gibi küresel nadir element üretiminin yüzde 92’isi Çin gerçekleştiriyor. Çok küçük ancak stratejik etkisi çok büyük olan nadir elementler, ticaret savaşında yaptırım ve gümrük vergisi misillemeleri bakımından dezavantajlı olan taraf Pekin yönetiminin elini rahatlatıyor. Çünkü ABD teknoloji sektörünün ihtiyacı olan nadir madenlerin 80'i Çin'den ithal ediliyor. Çin-ABD ticaret savaşında ticaret, teknoloji geriliminden sonra nadir elementler konusunda gerilimin nereye kadar tırmanacağı ve bu gerilimin yansımalarının Washington hattında nasıl cereyan edeceği şu an için yeterince hissedilmiş olmasa da durum, açmaz içindeki Trump yönetimi için bu durum kritik. ABD'nin mineral tedariğini garanti altına alma çabaları yetersiz olduğu görülüyor. Gelişmelerden kaygı duyan ABD'li dev şirketler, Donald Trump'a uyarı içeren mektuplar gönderiyor.

 (Devam edecek)

<