Adı Necati Cumalı Kütüphanesi Olmalıydı
ÜSTÜ KALSIN
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Tuzla’da, Postane Mahallesi Tahaffuzhane Caddesi’ne giriş/çıkışı olan zemin altı otoparkının üstündeki alanda kurduğu Tuzla Tahaffuzhane Kütüphanesi 6 Nisan 2023 tarihinde açıldı.
85 metrekarelik alanda 25 kişiye hizmet edebilecek kütüphanede edebiyattan sanata, mimarlık ve tasarımdan felsefeye, romanlara kadar 4 bin 250 kitap var. Her gün 09.00-17.00 saatleri arasında açık olan kütüphaneye daha çok öğrenciler geliyor.
Okuyucular kütüphaneden, İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’nün diğer kütüphanelerinde olduğu gibi ödünç kitap hizmetlerinden faydalanabilecek. Bu hizmetten yararlanmak isteyenlerin nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport gibi resmi geçerliliği bulunan bir kimlik belgesiyle kütüphaneye başvurmaları ya da e-devlet uygulaması üzerinden üyelik işlemlerini yapmaları gerekiyor.
Kütüphanede İBB’nin lise ve üniversite sınavları için hazırladığı test kitaplarının öğrencilere ücretsiz dağıtıldığını da hatırlatalım.
Tuzla için güzel hizmet. Kutlamak gerekir.
Ancak kütüphanenin adı sorunlu.
Tuzla Tahaffuzhane Kütüphanesi adı, kütüphaneye çok yakın İTÜ Denizcilik Fakültesi yerleşkesinde bir asırdan fazla geçmişi olan Tuzla Tahaffuzhanesi’yle karıştırılıyor; Tuzla’yı bilmeyenlerin zihninde tahaffuzhanede kütüphane açılmış izlenimi uyandırıyor.
Yanlış anlaşılmalara yol açan bu adlandırmadan bir an önce dönülmeli, kütüphaneni adı değiştirilmeli.
Ben, kütüphaneye Necati Cumalı’nın adının verilmesini öneriyorum.
Peki neden Cumalı?
1921 yılında Yunanistan’ın Florina kentinde doğan Türk edebiyatının önemli isimlerinden romancı, öykücü, şair, oyun yazarı Necati Cumalı, Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan mübadele sözleşmesiyle üç yaşındayken Türkiye’ye gelmişti.
Yani o bir mübadil.
1974-1985 yılları arasında yaz aylarını Tuzla’da geçiren Cumalı, Tuzla’da oturduğu yıllarda sık sık çarşıya inip mübadil kökenli esnafla sohbet ederek topladığı bilgileri öykü ve romanlarına aktarmıştı.
Tuzla mübadelenin başkenti.
Başkentte bir esere Tuzla’yı seven bir mübadilin adını vermek zarif bir davranış, bir kadirşinaslık olmaz mı?
Ne dersiniz?
ÖNERİLERİMİ YİNELİYORUM
Daha önce bir kaç kez yazmıştım, yineliyorum.
Zemin altı otoparkının üstü çok geniş bir alan. Küçük bir çocuk parkıyla kütüphane dışında alanın gerisi boş.
Sahildeki Atatürk anıtı bu alana taşınamaz mı? Ya da daha görkemli bir anıt yapılarak tüm resmi törenler burada yapılamaz mı?
Hatta mübadelenin başkenti Tuzla'ya yakışan bir mübadele anıtı.
Bu alana Lozan Meydanı veya Selanik Meydanı adı verilemez mi?
Bu alan etkinlik sahası olarak da kullanılabilir; örneğin konserler burada düzenlenebilir.
Eğer bu düzenleme yapılırsa eski anıtın yeri daha başka amaçlar için kullanılabilir.
Bütün bunlar yapılabilir ama Tuzla'da bunların hayata geçirilmesini önerebilecek, konunu üstüne gidecek cesarette ne sivil toplum kuruluşu, var ne de siyasetçi.
…….
Bu konuyu da daha önce yazmıştım ama tekrarlamakta, ilgili mercilere hatırlatmakta yarar var.
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Tuzla’ya iki kez geldi; 5 Haziran 1928 ve 6 Ağustos 1929’da.
İki gelişinde de istasyonda kendisini askeri heyetin yanı sıra halk ve öğrenciler de karşıladı.
Şimdi gelelim can alıcı noktaya.
Mustafa Kemal Tuzla ziyaretlerinde ayak bastığı istasyon binaları ufak tefek değişiklerle ayakta.
Galiba konut olarak kullanılıyor şimdi.
Öneriyorum.
Bu binalar müze yapılmalı.
Çağrım “Ankara”ya ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na olduğu kadar TCDD’ye, Tuzla Kaymakamlığı ve belediye başkanlığına, ilçedeki tüm STK’lere, askeri makamlara, ilçedeki üniversite yöneticilerine ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na.
Yineliyorum.
Kütüphanenin adı Necati Cumalı Kütüphanesi olarak değiştirilmeli, zemin altı otoparkının üstündeki alana Lozan Meydanı veya Selanik Meydanı adı verilmeli, istasyon binaları müze yapılmalı.