CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

ADİL BİR DÜNYA İÇİN…

172 sene önce iki arkadaş   Karl Marx  ile  Friedrich Engels’in birlikte kaleme aldıkları  işçi sınıfının ilk siyasal programını Komunist Manifesto ile duyurmuştu. 

Manifesto’da   Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor - Komünizm hayaleti. Avrupa'nın tüm eski güçleri bu hayalete karşı kutsal bir sürgün avı için ittifak halindeler…”  ifadesiyle başlayıp   toplumların tarihinin  sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu, sınıflar arasındaki soyan- soyulan çelişkisinin    ancak emekçi halkların temel çıkarları doğrultusunda örgütlenmeleriyle çözülebileceğini belirtiliyor,  bunun için  “ Bütün dünya emekçileri birleşin!”  deniliyordu…

Avrupa’nın üzerinde komünizm hayaleti  dolaşmadı ama emperyalizmin  kara bulutları  fakir ülkelerin semalarından  eksik olmadı. Kula kulluk devam etti. 

Batı bunu kah  kendi  vatandaşlarına, kah hedef ülke muhaliflerine  haramdan pay vererek, rüşvet vererek  susturdu.

Emperyalizm dijital çağın sosyal medya imkanlarını   kullanarak, sömürülecek ülkelerdeki işbirlikçilere, partilere, muhaliflere, sözde aydınlara  soygundan pay ve iktidar vaad ediyor.

 Bugün emperyalist ülkeler  coğrafi olarak hiç de yakın olmadıkları coğrafyanın  yeni karalarını ve denizlerini ele geçirmek üzere harekete geçmiş   bulunuyor.  

Bunun için sömürülecek, pazarda pay edilecek  hedef ülkelerin emekçi halklarını , din, mezhep, milliyet farklılıklarını istismar etmeye, fakir ülke halklarını birbirine düşman   ediyor. 

Saldırırken  demokrasiyi, insan haklarını bahane ediyor.  

Batı  samimi  idiyse  BAE, SUUD, MISIR, İSRAİL gibi kılıç artığı diktatörleri iktidardan düşürmeliydi! 

Batı ,sömüreceği ülkelerde asla ve asla  demokrasi, insan hakları istemiyor.  

Emperyalizm kendi  geleceği için Türk yönetimini, Erdoğan'ı  engel olarak görüyor.  Başkanlık sistemi ile iktidar  istikrarı yakalamış durumda. 

Başkan Erdoğan, yakaladığı istikrar sayesinde tek elden milli ve yerli silah sanayiisini gerçekleştirdi.  Artık yakınına destur ile yaklaşabilecekleri bir ülke var karşılarında.   

Düşman boş durmuyor, okşayarak, tehdit ederek ,   içerimizdeki bir  kısım muhalife iktidar vaad ederek  taciz ve tecavüze yelteniyor.

 Ülkede demokrasi olmadığını, başkanın kuvvetler ayrılığı sistemini yerden yere vuruyor. 

Halklar arasına ayrılık tohumları  saçıyor, dik duran liderleri  diktatörlükle suçluyor, suikastler düzenliyor.

Bölünmüş parçalanmış, zayıf düşmüş  ülkelerde demokrasi yok . Bu ülkelerde  fakirlik , vahşet, kaos devam ediyor.

Ancak umut tükenmiyor. Bugün   adil bir dünya özlemi, her zamankinden daha  güçlüdür.   Ve günümüzde bir kehanet gerçekleşiyor; Bütün dünyanın  mazlum, ezilen, sömürülen halkları  emperyalizme karşı birleşiyor !

<