AFRİKA VE AVRUPA'DAKİ TÜRK ADLI YERLER
AFRİKA VE AVRUPA'DAKİ TÜRK ADLI YERLER
ÇOK OKUYAN MI ÇOK GEZEN Mİ BİLİR?
Yıllar önce Profesyonel Turist Rehberi olarak Dünyada Türk adlı yerleşim birimlerini araştırırken
bir turizm broşüründe Karaip Denizindeki Grand Türk (Büyük Türk) ismine rastladım. “Çok okuyan mı çok gezen mi bilir?” sorusuna halkımızın verdiği isabetli cevap gereğince çok gezen bendeniz Modern Evliya Çelebi,rotamı Batı Hint adaları da denilen Karayip Adalarına çevirdim.Bir sonraki yazımda detaylarını anlatacağım Grand Turk için Türkiye’de hava yolu taşımacılığıyla da tanınmış ETS turizm şirketi aracılığıyla Miami’den kalkan kruvaziyer turlarından birinde yerimi ayırttım.7 günlük bir seyahatin sonunda Grand Türk Adasında yaptığım araştırmada bir tarihi yanlışlık yapıldığını farkettim.
GRAND TURK
Adanın ismi 15.yüzyıldan beri Büyük Türk.Ancak resmi kaynaklar bu adın yöredeki kaktüslerin fese benzerliği nedeniyle verildiğini belirtiyor.Ben de diyorum ki bir tarihi çelişkiyle karşı karşıyayız. Şöyle ki; biz Türkler fesi;19.yüzyılda Sultan 2.Mahmut döneminde ilk defa tanıdık.Oysa Türk sözcüğü daha 15.yüzyılda geçiyordu.Ayrıca Amerika'yı keşfeden Kristof Kolomb,hazırladığı haritada Karayip Adalarındaki bir yeri "Mezquita” diye işaretlemiştir.Bu kelimenin Türkçe'deki karşılığı "Mescit-Camii"dir.Daha sonra Piri Reis'in Kolomb'un haritasını inceleyerek meydana getirdiği Haritada da "Mescit" görülür.Bu da "Karayip Adaları "nın Kolomb'dan önce Piri Reis ve diğer Müslüman Türk denizcileri tarafından 15. Yüzyıldan beri biliniyordu" iddiamı güçlendirmektedir.Grand Türk ile yazımızı atiye bırakıp bu günkü yazımızda Belçika-Liege- Faymonville Türk köyü,Nijer-Agadez bölgesindeki “İstanbuleva" ve İtalya'daki Moena Türk köyünden söz edeceğim.
FAYMONVİLLE TÜRK KÖYÜ
Yurt dışında Türk adlı bir köy olduğunu duymuştum: Belçika-Liege- Faymonville Türk köyü. Bu köyün tipik özelliği; sakinlerinin Türklerle doğrudan hiçbir ilişkisi olmamasıdır. Köy halkına Türk denmesine ilişkin çeşitli rivayetler var: Rivayet göre; Türklerle ittifak yaptıkları gerekçesiyle bu isimle adlandırıldılar.En önemlisi de köy halkının Osmanlılara karşı yapılacak Haçlı Seferi’ne katılmayı reddetmeleri. Rivayeti bir tarafa bırakalım asıl önemli gerçeğe gelelim:2. Dünya Savaşı sırasında Belçika’yı istila eden Nazilerin, köydeki Türk bayraklarını görünce köye hiçbir zarar vermeden geri çekilmeleri hadisesi.
Faymonville köyünde hiçbir Türk yaşamadığı halde, köy asırlardır sonra, Türkler ile ittifak yapıldığı gerekçesiyle 'Türk Köyü' olarak anılmaya başlanıyor.
Rivayetlerden en yaygın olanı ise kilisenin 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'na karşı koyduğu vergilerin halk tarafından ödenmemesi. Durum böyle olunca köyde her yıl düzenlenen karnavalda da Türk motiflerini görmek pek şaşırtıcı olmuyor. Her yıl düzenlenen festivalde Türk Bayrağı ve Atatürk fotoğraflarıyla renkleniyor.Komşu köyler de farklı kostümleri ve halkoyunları gösterileriyle bu etkinliğe katılıyor.
Köyün futbol takımı"Genç Türkler Birliği" RFC Turkania;amatör ligde ay-yıldızlı logosuyla mücadele ediyor.
Faymonville'deki tek otel Le Vieux, "Eski Sultan" adını taşıyor. Belçika'nın Almanya sınırına yakın Arden dağları bölgesinde, yaklaşık bin kişinin yaşadığı Faymonville köyünün merkezinde, bugün kütüphane olarak kullanılan binanın girişinde, mermer üzerine oyulmuş ay-yıldız, binanın içindeyse ise camlara işlenmiş Türk bayrağı motifleri dikkati çekiyor.
AFRİKA'NIN ZENCİ TÜRKLERİ VE İSTANBULEWA ŞEHRİ
Osmanlı Devleti'nin en uzak toprağı olan Fizan'ın güneyinde yer alan Nijer'de Osmanlı kültürünün izlerine hâlâ rastlayabiliriz. Fizan aslında bugünkü Libya'nın güneybatısında bulunan ve büyük bir kısmı çöl olan bir bölge.Bu bölgenin çevreyle kopuk coğrafi yapısından ötürü, tehdit unsuru olarak görülen kimseler buraya sürgün ediliyormuş.Bu gün Sahra Çölü'nün ortasında, Agadez-İstanbulewa'da Yıldırım Beyazıd'ın torunları yaşıyor.
Bir zamanlar Fransa sömürgesi olan ve 1960 yılında bağımsızlığına kavuşan Nijer Cumhuriyeti'nin
Agadez bölgesinde yaşayan (2010 verilerine göre 487.313 kişi ) Tuareg halkı kendini Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt'ın torunu olarak görüyor.
Bölgede hâkim olan genel kanıya göre, Agadez'i yöneten Sultan İbrahim Umaru Yıldırım Bayezid Han'ın soyundan geliyor.
Beyazıt'ın, oğlu Yunus'u bölgeye vali atamasından sonra kendilerine 'İstanbul'dan gelenler anlamında 'İstanbuleva' diyen Nijerliler, Türkleri bağrına basıyor.
Rivayete göre 1405 yılında Tuaregler’le Osmanlı arasında bir akrabalık bağı kurulmuştur. O tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında bir heyet İstanbul’a gelerek Sultan Beyazıt’tan kendilerine hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tuareg Emiri İbrahim Oumarou’nun soyu Osmanlı’ya dayanıyor.
İstanbulewa kentinde Osmanlı sancağı dalgalanıyor.
İstanbuleva'da yaşayan Tuareg halkının Türklerin kültür bağlarıyla büyük bir benzerlik gösteriyor.Şöyle ki Kadınlarındaki giyim tarzı Türkmen giyim tarzına çok benziyor,Erkeklerin oyunları kafkas oyunlarının bir kopyası gibi.Ayrıca Müzikleri Kafkas ve Kızılderili müziğini andırıyor.
Sonuç olarak Türk kavmi Tuaregler'de hem Akdeniz hem Asya kültürü özellikleri görülüyor.
İstanbul'a 5000 km uzaklıktaki
Nijer'deki Türk soyundan gelen halk,3 Ağustos'ta kutladıkları bağımsızlık gününü, Türkiye'den getirilen fidanlarla yeşerttilmiş dostluk parkında kutluyorlar.
Nijer'in başkenti Niemay'e THY'nın direkt uçuşları ile 6.5 saatte İstanbul'dan ulaşılabiliyor. Nijer'in Marketlerinde Türk malları rahatlıkla bulunabiliyor.Nijer halkı da hac vazifesini İstanbul üzerinden yapmak için Türkiye Büyük Elçiliğine başvurular olduğunu belirten Büyük Elçi Hasan Ulusoy,bir Röportaj sırasında şöyle bir beyanatta bulunmuş:
"Nijer'deki en büyük eksikliğin ara elaman yetiştirecek teknik liseler olduğunu belirterek, 'Nijer'in kalkınmasını bu liselerden yetişecek elektrikçiler, sıhhi tesisatçılar, kaynakçılar sağlayacak. Teknik eleman açığı çok fazla.Türkiye'den Nijer'e teknik öğretmen yollanması için gereken girişimlerde bulunacağız."
Bu gün Nijer'in Agadez bölgesi Tuaregler’i kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlayıp Türkler’e karşı büyük bir aidiyet duygusu ve sevgi besliyor.
İTALYA'DAKİ TÜRK KÖYÜ MOENA
İtalya-Avusturya sınırında yer alan Moena Köyü;2.Viyana kuşatması sırasında Viyana'dan Moena'ya kaçan bir Yeniçerinin buraya yerleşmesi ve burada çoğalması ile meydana gelmiştir.
İtalya'daki bu küçük kasabaya sığınan Yeniçeri askeri ölmek üzereyken köylüler tarafından tedavi edilir. İyileşince de köyden bir kızla evlenir. Kasaba halkının 'Il Turco'adını verdiği asker, o dönem dükalığın halktan istediği haksız vergilere karşı köyü ayaklandırır ve korur. Kendini ve Türk adetlerini bu yörenin insanlarına öyle sevdirir ki ölümünden sonra bile bu Türk gelenekleri yaşatılır.Böylece köyün adı 'La Turchia' diye anılmaya başlar.
İtalya'da Türk geleneklerinin yaşatıldığı ender yerlerden biri olan Moena'da her yıl Türk günü düzenlenmekte ve Türk kültürünü hatırlatmak amacıyla temsili sultan, harem kadınları ve yeniçeriler bir araya gelerek karnaval düzenlemektedirler. Gösterilerde Moena kadınları, başörtülü, şalvarlı ve uçları yukarıya doğru kıvrık olan pabuçları giyinerek Türk kadınını temsil ederken, erkekler kılıçlı sultan, vezir ve gazilerin kılığına girerler. Moena'da her yıl yine Temmuz ayında Moena evlerinin pencerelerinden Türk bayrakları sallandırılıyor.
YENİÇERİ ASKERİNİN BÜSTÜ
Köyün kahramanı olan bu askerin asıl adı Balaban Hasan. Ve köyün meydanında bir anıtı bulunuyor. Merzifonlu Kara Mustafa zamanında yaşamış bir yeniçeri olan Balaban Hasan, önemli başarılara imza atmıştır.
Halk arasında kahraman ilan edilen Yeniçeri askerinin büstünün de bulunduğu Moena'ya halk 'La Turchia' adını verir. Bir Türk'e inanan ve asırlardır bunu koruyabilen Moenalılar, "Moena'daki bizim Türkiyemizde doğduk," diyorlar, ama tek kelime bile Türkçe bilmiyorlar. Hiçbiri Türkiye'ye gelmemiş. Sokaklarında İtalyan değil, Türk bayrakları dalgalanıyor. Kitaplardan ve televizyonlardan gördükleri kadar Türkiye'yi takip etmeye çalışıyorlar. Kahraman olarak gördükleri yeniçeri anısına her yıl ağustos ayının ilk haftası düzenlenen 'Moena Türk Festivali'nde belediye başkanı dahil herkes Türk gibi giyiniyor, yeniçeri kıyafetli askerler ortalıkta dolaşıyor. Festivalde, topluluğun en yaşlısı 'Sultan' oluyor ve 'Il Turco'yu temsil ediyor. Yeniçeri askerinin büstünün de bulunduğu meydanda festival iki gün sürüyor.
İtalya'daki Moena Köyü'nün yerlileri Türklerden daha fazla Türk gibi yaşayan bir topluluk. İşte ilginç gelenekleri ve Türklere duydukları hayranlıklarıyla Sokaklarında İtalyan değil Türk bayraklarının dalgalanıyor ve köyün sakinleri televizyonlardan Türk Dizilerini takip ediyorlar.
Moenalılar, Türk örf ve adetlerini öyle benimsemiş ki kız istemeye giden aile başlık parası bile veriyor. Bunun adına da 'töre' diyorlar. Köyden dışarıya gelin giderken 'Alabastia' adlı bir tören düzenleniyor. Bu törende, gelinin dışarıya çıkabilmesi için sultanların izni gerekiyor. İzin toplantısı kız köyden çıkarken yapılıyor. Köyün büyükleri sultan, geri kalanlar ise bir Türk gibi giyiniyor.
Yaz aylarında 2 bin 600, kış aylarında ise 14 bine çıkan nüfusuyla kış turizmine oldukça verişli bir bölge.
Türk kıyafetleri içerisinde ellerinde ay yıldızlı Türk bayrakları ile sokağa çıkıyorlar. Meydanda bulunan yeniçeri büstü hakkında, "O bizim atamız, biz Türk’üz, burası da bizim Türkiye’miz!” diyorlar.İtalya'nın Manzori Dağları'nın eteğindeki 'La Turchia' adıyla da bilinen köydeki Moenalılar, Türkler'i bekliyor.
Bu yıl 18-20 Ağustos tarihleri arasında La Feast in Turchia adıyla bir Festival yapılacak.