Ah Şu Penaltılar
Bir tarafta senelerce Süper Lige hasret kalan Göztepe. İzmir şehrinin Süper Ligde olmasını
kim istemez?
Diğer tarafta Avrupai kentiyle, her zaman gönlümüzde taht kuran taraftar kitlesiyle, o
sevimli bandosuyla Eskişehirspor.
Yılmaz Vural’da Mustafa Denizli’de fazlasıyla hakediyorlardı finali zaferle bitirmeyi.
Hangisi kazansa sevinecek, hangisi kaybetse üzüleceğimiz bir finaldi doğrusu. Keşke ikisi
de doğrudan katılabilselerdi Süper Lige ama olmadı. Penaltılarda talih kuşu Göztepe’nin başına
kondu.
Böylesine finalleri oynamak zordur. Hele ilk golü yerseniz, atabilir miyim diye stres
yönetimini iyi yapamazsanız maçı da lehinize çevirmeniz çok zor olur.
Ortalık Yine Alev Alevdi
Çarşamba’dan beri finalleri izler olduk hep. Konyaspor-Başakşehir, Real Madrid-Juventus
ve Eskişehirspor-Göztepe maçlarıyla heyecanlandık. Ama Real-Juve maçının kalitesi görünce
daha çok fırın ekmek yiyeceğimizi anladık. Genel mantık itibariyle onlar kazanmaya, bizde belki
direk olarak kaybetmemeye değil ama temnkinli oynamaya odaklıydık.
Türkiye Kupası’nda ortalık nasıl yandıysa, play off finalinde deyim yerindeyse stad baştan
aşağıya yanıp kül olacak gibiydi adeta. Bu kadar patlayıcı nasıl içeri girdi, onları sahaya atma
cesareti gösterenler nasıl bu kadar organizeydi hayretler içinde kalınacak şeydi doğrusu. Ne
UEFA’ya, ne FİFA’ya hiç boşuna kızmayalım. Kızıyoruz ya onlara bize büyük organizasyon
vermiyorlar diye. Önce futbolu adam gibi izlemeyi öğrenelim sonra bu organizasyon işlerine
girelim bence. Su küçüğün söz büyüğün misali önce önümüzdeki suyu yerlere dökmeden içelim,
sonra da söz isteyelim yapacaklarımız adına.
Konya-Başakşehir maçı bu alevler yüzünden kaç defa durmuştu hatılamıyorum ama play
off finali üç defa durdu. İlk devre 17 dakika, ikinci devre 12 dakika ekstra oynandı. Oyun sık sık
dursada kimi dakikalarında hepimizi heyecanlandırdı. Her iki takımda aşırı kapanmadan
oynadılar. Gollük pozisyonlara da girdiler.
Henüz maçın başında Erkan’ın sert şutunu Güray çıkarırken, akabinde Umut’un altı
pasdaki dokunuşunun filelerle kucaklaşmasına Boffen izin vermemişti. Mücadele boyunca
Erkan-Menzenga- Jahovic-Umut hep gol atma çabası içine girdiler ama gelen sadece 2 gol vardı
ve bu iki golle takımlar mesaiye kalıp uzatmalarla birlikte penaltıları da oynamak zorunda
kaldılar Antalya’da. Umut’un direği sarsan pozisyonunu da unutmamak gerekir Göztepe adına.
Yılmaz Hoca Hak Etti
120’nin ekstraları rölantide geçsede, 90 dakikanın içinde daha pozitif oynayan Göztepe
gibiydi. Eskişehirspor golü ikinci devrenin başında bulmuştu ama gol sayısını ikiye, üçe çıkaracak
cesareti gösterememişti. Mustafa hocanın direktifi miydi bilmiyorum ancak 1-0’ı koruma isteği
pahalıya patladı gecenin sonunda kendilerine.
Yılmaz Vural 53-83 arasında gol atar mıyım atarsam uzatmada ne yapabiliri mi hesap
ederken oyuncu değişikliklerini maçın son dakikalarına bıraktı. Aslında Yılmaz hoca oyuncularını
2
değiştirirken finalin normal süresinin bitmesine 7 dakika vardı ama Vural cin gibi olduğu için
uzatmaları da düşünmüştü elbette. Gelen 12 dakikalık eklenen süreyle son 19 dakikayı 3 taze
oyuncusuyla oyandı tecrübeli teknik adam. Halil-Sinan, Tayfun-Alexsandre, Tanju-Murat
değişiklikleriyle orta saha ve kanatlarda diri kalıp topu Umut ve Jahovic’le buluşturmak istediler.
Ve bu isteklerinide Alexsandre-Jahovic ortaklığıyla gerçekleştirdiler. Yılmaz hoca değişiklikleri
yaptığında çok da büyük risk aldı aslında. Üç oyuncu birden değiştirerek olası bir sakatlık
durumunda sahada eksik kalma riskini de göze almış oldu.
Sanırım tecrübenin penaltılarda çokda önemli olmadığını gördük final gecesinde. Tecrübeli
kalecisi ve usta ayaklarıyla Eskişehir’in kazanma ihtimali Mustafa Hocanın o ünlü sözüyle %51
gibiydi penaltı atışları öncesinde. Sırf penaltı atsın diye uzatmanın son anlarında oyun giren
Semih Şentürk ve Uğur İnceman’ın başarısız vuruşları Mustafa Hoca’ya kabus olurken, Günay’ın
kurtarışları ve Sinan Özkan’ın son penaltı vuruşuyla Göztepe Süper Lige merhaba dedi onca
yıldan sonra. Sanırım İzmir’in Süper Lig’de oluşu futbolumuza bambaşka bir renk katacaktır.
Umut edelim ki kalıcı olsunlar Süper Ligde sarı kırmızılılar. Kalıcı olsunlar ki Altay, Altınordu ve
Karşıyakaya’da kılavuzluk etsinler gelecek sezonlar adına.