CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

AİDİYET DUYGUSU

Değerli arkadaşımız, Sayın Engin Köklüçınar  bir süre önce  ilginç  bir  makale yazdı: Bunlar İstanbullu ise ,beni İstanbul nüfusundan silin!
Yazar ,İstanbul’un taşra kültürünce  muhasara  altına alındığını , İstanbul yaşama adab ve erkanının kaybolduğunu  söylüyor.  Devamla    bu şehirde  yaşayanların “ İstanbullu olmaları için önce terbiyeli ve nazik olmaları, Türkçeyi iyi kullanmaları, saygı ve sevgi nedir öğrenmeleri , bilmeleri  gerekir. Çayı karıştırmanın, kaldırımda yürümenin bile terbiyesi vardır. “ Unutulmayacak  bir şey daha var. Yüreğimizi en çok yakan yalnız maddi değerler değil, manevi değerler...
“İstanbul demek birbiriyle ‘efendim’ siz konuşmayan insanların kenti demekti” diyor. Şimdiki(lerse)    “ulan”, “gurban olam”, “bacı, gardaş”, “aboo”, “cigerim” gibi sözcükleri İstanbul kültürüne soktular. ..diyor…
  Yazarlığı ,gazeteciliği, sivil toplum örgütü çalışmalarındaki akil adamlığı tescillenmiş dostumuzun  görüşlerine katılıyorum.. Ancak  İstanbul’a  yeni gelip , bir süre burada yaşamaya niyetli bir taşralı olarak,bazı hususları buraya yerleşen  taşralıların idrak ve insafına   arz etmek istiyorum.
Kökünü köceğini  inkar eden haramzededir.  İnsanlar kökleriyle anlam ifade eder.  Kimseyi hafife almamalı,mesela adres sorduklarında  kimseye ''Türkiyeliyim!  dememelidir...
İstanbul’a  yerleşme niyetiyle  gelen , geldiği yeri unutmamalıdır. ''Beni burada kimse tanımaz aklımdan geçeni yapayım, kabak çiçeği gibi açayım,açılıp saçılayım  '' diye düşünmemelidir. 
Bayramda, seyranda,tatilde imkanlar ölçüsünde memleketini ,dost ve akrabalarını ziyaret etmeli, çoluk çocuklarını da öyle alıştırmalıdır..
İstanbul'a  gelen, aile hayatını muntazam tutmalıdır. Aile her şeyin başı toplumun temelidir. Evine zamanında gitmeli, çoluk çocuğunu yemek zamanında sofrada bulundurmalı,besmele ile yemeğe başlamalıdır. Akşamları geç  gelen çocuğa nereden gelip nereye gittiği sorulmalıdır.
Türkiye değişik kültürleriyle zengin bir ülkedir. İmparatorluk ,değişik millet,din,dil  ve ırkları altıyüz sene bir arada yaşatmıştır. Hiçbir milleti,ırkı,dini  horlamamış,tebayı Allah”ın kulları kabul etmiştir.. 
Bugün bile Türkiye kelimesi ,Balkanlardan  Avrasya’ya  kadar uzanan bir  akrabalık bağını ifade ediyor.  
Kıssadan hissemiz şudur: İstanbullu olmak elbette,nezaket,nezahet,beyefendilik,hanımefendilik demektir. İstanbullu olmak dürüst, görgülü ,bilgili, sözünün sahibi, vicdanlı, sevgi dolu ,güvenilir insan olmak  demektir. 
 İstanbul bir coğrafi konum değil bir kültürdür. İstanbul  tek başına coğrafi konumuyla pek  bir şey ifade etmez. İstanbul değişik kültürleri içinde barındırmasıyla zengin bir sentezdir. Buna saygılı ve özenli olmak gerekir.
Taşa tohum ekilmez ama tohum öyle güçlü olur ki bazen;  taşı çatlatır;  çatlağından ; “Ben buradayım!” diye bas bas bağırır. 
Köklerden  gelen kültür öz suyunun  işte böyle inanılmaz bir gücü  vardır…

 

<