AKINCILAR'IN ÇİLESİ BİTTİ
Tamı tamına 43 yıl köylerine giriş-çıkışlarda büyük bir çile yaşadı Akıncılar halkı. Hani derler ya o şarkıda...
“Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür” diye...
Evet! Orada bir köy var uzakta ama o köy, Akıncılar insanının tam anlamı ile olamadı. Yani acayip bir durum. Hem göçmen oldular, hem olmadılar.
1974 Mutlu Barış Harekatı başlayıp sonlandığında, Kuzey Kıbrıs Türkü’nün toprak haritası da çıkmış oldu. O haritaya baktığınızda, Akıncılar köyü, topraklarımızın en güney noktasındaki, damla gibi sarkan köydür.
1974 Harakatı’ndan sonra Türk askerinin sınır bekçiliği daha bir pekişmiş şekilde kendini gösterdi. Şayet bütün sınır boylarını gezerseniz, tümünün de “askeri bölge” olduğunu görürsünüz. Bütün sınır boyunca uzanan askeri çizgide Akıncılar köyünün stratejik konumu da hayda hayda nasibini alacaktı savaştan.
Herkes özgürlüğüne kavuştu ama onlar ne özgür olabildiler, ne de tutsak. 1974’ten sonra köye giriş çıkışlar, hep kimlik kontrolu ile yapıldı. Ta ki askeri bölge sınırları dışından yeni bir yol yapılıncaya ve hizmete girinceye kadar.
Özellikle Bayındırlık Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst’ün ısrarlı çalışmaları sonucunda Akıncılar yolu dün büyük bir kalabalık huzurunda hizmete açıldı.
Esasında askere de teşekkür etmek lazım. Hem koruyucu olmaları, hem de sınır bekçiliği yapmaları açısından. Askerin kontrollu geçişleri, askeri yönden güvenlik içindi. Tabiatiyle Akıncılar halkının da can güvenliği için. Herhangi bir düşman saldırısı karşısında Türk askerinin duruma hakim olması şarttır. O düşünce ve mecburiyetten asker tam 43 yıl Akıncılar halkına kontrollu geçiş verdi. Özellikle savaş sonrasında o karartma gecelerinde ve saat gecenin 12’sini vurduğunda askeri bölgeden geçmek hayli zordu. Lakin onlar hep geride kaldı ve yeni yol, askerin sınırları dışından geçerek köylüyü rahatlattı. Yeni yol Akıncılar halkı için hayırlı olsun diyorum.
Madem gündeme Akıncılar köyünün yeni yolu açıldı, bir nebze olsun Akıncılar halkı ve Akıncılar köyünün jeolojik yapısına da değinelim...
EOKA faaliyete geçtiği zaman, en katıksız milliyetçiler bu köyden çıktı ve TMT’nin kişiliğinde yollarına devam ettiler. Akıncılar köyü katıksız bir Türk köyüdür. Katıksız bir Türk köyü olması bir yana, etrafı da bir sürü Rum köyü ile çevrilidir. Özellikle Rumların en büyük köyü olan ve en azılı EOKA’cıları bu köyden çıkan Kiracıköy, hemen yanı başlarındaydı. Hani deriz ya Akıncılar halkı çilekeş ama cesurdur diye. Onlar da öyle direndiler düşmana karşı.
1957-58 yıllarında Kiracıköy’le pek çok sorunları olmuştur Akıncılar halkının. O dönemlerde Türkiye’den gelen ve “Türkten Türke kampanyası”nı başlatan, örtülü kadınlarımızın çağdaşlaşması adına başlarını açtıran, köy isimlerini değiştiren, hatta Rumca konuşan Türklere Rumca konuştukları için ceza kesen Celal Hordan vardı.
O günlerde Kiracıköy papazı, Akıncılarlı bir genci bir Rum kızı ile evlendirmek üzere kaçırınca, köyün kahraman VOLKAN’cısı Bekir Demirci, bütün Akıncılar halkını otobüslere doldurup, o genci papazın elinden kurtarmak için Kiracıköy’e bir akın düzenlemişti. Bekir Demirci yürekli ve katıksız bir teşkilatçıydı. TMT’nin birçok silahlarını o tamir ederdi. Hatta bomba yaparken bomba patlamış ve bir kolunu kaybetmişti. Bu halk öyle bir adama olan vefa borcunu ödeyebilir mi? Çok zor. Millet ganimetin üstüne oturdu ama bu davaya baş koyan insanlar acıları ile yaşadı.
Bekir Demirci Dr. Küçük’ün kurdurduğu VOLKAN’da görev yaptığı bir dönemde vuku bulmuştu Kiracıköy akını.. Kiracıköy vakasını duyan ve Akıncılar halkı ile gurur duyan Dr. Küçük, Bekir Demirci’ye şöyle demişti:
“Bundan sonra sizin köyün ismi AKINCILAR olacak. Sizler cesur ve milliyetçi insanlarsınız. Düşman köyüne bir akın düzenlediniz ve bir kardeşimizi düşman elinden kurtardınız. Siz, atalarımızın düzenlediği akınların bir benzerini yaşadınız.”
İşte o günden bugüne köyün ismi Akıncılar olarak tarihe geçti.
1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında güneydeki Türkler kuzeye yerleşirlerken, Bayraktarlık da Lisi köyünü Stavrokonollular’la Luricinalılara, yani Akıncılar halkına ayırmıştı. Stavrokonno’nun güneydeki yeni ismi Aydoğan’dı. Aydoğan halkı ile Akıncılar halkı bu köyü paylaşınca, Lisi’nin yeni ismi de “AKDOĞAN” oluverdi. Formül de, Akıncılar’ın “AK”ı, Aydoğan’ın da “DOĞAN”ıydı. İşte Lisi köyü de öyle hayat bulmuştur.
Kıbrıs’ta iki topraklı ve iki köylü olan tek köy, Akıncılardır. Yani hem o haritadaki damla gibi görünen Akıncılar’daki topraklarını, hem de Akdoğan’daki topraklarını kullanıyorlar.
Nedense köyün yarısı kendi yerinde kalmayı tercih etmişti o nüfus aktarımında. Onlara tahsis edilen evler de başka göçmenlere verilmişti. Lakin hem eski Akıncılar’da kalanlar, hem de Akdoğan’a yerleşenler gerçekten çok mutludurlar.
Ve onların en büyük sorunu olan yol da şimdi çözümlendiğine göre, herhalde mutlulukları da ikiye veya üçe katlanmış oldu bana göre.
Çilekeş Akıncılar halkına hayırlı olsun yeni yolları diyor ve başarılarının daim olmasını diliyorum. Kısacası Akıncılar’ın çilesi bitti.