AKLIMA KONU GELMEDİ
Ünlü kadın romancı Françoise Sagan bir gün arkadaşı yazar Andre Roissing’i telefonlara arayarak bir ricada bulunur:
“Adre! Bir öykü yazmam gerekiyor, aklıma konu gelmiyor. Yardım edebilir misin?”
“Elbette güzelim. Şöyle başla: Bir adam bir kadın seviyordu, fakat….”
Sagan birden sözünü keser:
“Yeter.. Teşekkür ederim Andre… Gerisini bilirim…”
Aynen bu durumdayım arkadaşlar. Ne yazacağımı bilememe durumu yani. Politika olsa günde iki yazı çıkar da bu durumda zorlanıyor insan işte.
Yeni yıl geyiği de yapmak istemiyorum…
En güzeli şu notlarıma bi göz atayım… Yeni yıla tebessümle veda edelim…
Yeni zengin üzüntüler içinde… Ters giden bir iş yapmış. Nedeni sorulunca anlatıyor…
“Seceremi araştırıp bulsun diye bir dedektif tuttum.
“Ne oldu. Bulamadı mı?”
“Buldu, buldu da, ücretin iki mislini de ayrıca susması için vermeme gerekti.”
Oysa eski zenginlerin hali başkadır. Görmüş geçirmiş olurlar. Hangi koşullarda olsalar. Yaşama sevinçlerinden vazgeçmezler. Eski soylulardan birisi böbürleniyor:
“Sabah yatağımda uzanırken, zil çalarak uşağımı çağırmanın zevkine doyamıyorum.”
Durumu bilen arkadaşı şaşırarak soruyor:
“Nasıl?,,, Senin hala uşağın var mı?”
“Hayır… Uşağım yok ama zilim zar…”
Dursun bey işyerine gelmiş ama suratı çok asık, rengi kara sarı. Yüzüne düşen bin parça. Selam vermek için bile ağzını zor açıyor.
Arkadaşları üzülüyor. İlgilenip soruyorlar: “Ne oldu sana?”
Anlatıyor: “Dün gece bir rüya gördüm. Bir gazinodaydım. Sahnede bir sıra çıplak ve güzel kız revü yapıyordu…”
Yine soruyorlar: “Kötülük bunun neresinde?”
“Ben soldan dördüncüydüm…”
Bendenizden bu yıllık bu kadar. Dünyanın en kötü esprisini yapayım “Seneye görüşürüz” diyeyim ve lafı fazla
UZATMAYALIM
“Rüzgarın yönünü değiştiremiyorsan. Yelkenlerini rüzgara göre ayarla.”