CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

AKLINCA

Sevgili dostlar, insanların belli bir olgunluk, yeterlilik ve üstün bir karakter seviyesine ulaşmasını sağlayan doğruluk, dürüstlük, bilgi ve kültür edinimi uzun bir yol ve emek  gerektirmekte. Bu yol çok fazla yaşamakla ilgili olmadığı gibi, yalnızca görsel bir diplomaya sahip olmak için okul yollarını boşuna aşındırmakla da ilgili değil. Bu yol önce ailede başlayan, hocalarımızla ve yakın çevremizle devam eden iyi insan hamuruyla yoğrulmak ve toplum içinde timsal insanları örnek almak, onların özelliklerini görmekle ilgili.  Ardından yüksek bilgi ve genel kültür seviyesine erişmekle ilgili.

İyiye ulaşmayı amaç edinmekle, asaletle ilgili.

Edindikten sonra da bu asaleti özenle korumakla ilgili…

Ama bütün insanlar böyle mi ?.. Keşke olsa ama maalesef böyle değil.

Toplum içinde bunlarla ilgisi olmayanlar da kendilerine yer edinmek için her türlü taktiğe başvurmakta. Ne pahasına olursa olsun hep kendilerine yontarak  elde etmek amacını güdenler, bu uğurda her türlü yolu mubah görenler ve uygulamaktan çekinmeyenlerin geldikleri son nokta kurnazlığa başvurmak, dürüst insanları aldatarak tuzağa düşürmek ve böylelikle ahlaksızlıkta sınır tanımamak olmaktadır. 

İnsan duygu ve yeteneklerinin en çirkin yönünü oluşturan kurnazlığı tercih ve meslek edinenler, temiz duyguları olan iyi kalpli insanları kandırmak ve aldatmak yolunda, içinde bulunduğu durumun  farkına varan ve  uyarana da, tırnaklarını göstererek ve yanına olabildiğince destekçi bularak, bu kez yıldırmak, korkutmak, tehdit etmek gibi çığırından çıkan en pespaye tavırlarla hücuma geçmektedir.

Kurnaz için önemli olan gidilen yolun niteliği değil,  iyiliklere rağmen kirletmekten çekinmediği sonuçtur.

O, isteği doğrultusunda ulaştığı sonuçla kendini başarılı sanabilir…

O, insanlık onurunun, kişiliğinin yerlerde sürünmesini önemsemeyebilir..

O, içinde bulunduğu rezilliği marifet olarak nitelendirebilir…

O, doğru yönü bulamadığı halde yine de elinde pusula olduğunu varsayabilir…

O, eski avlarının kendisi için yeni deneyimler olduğunu düşünebilir…

Ancak..,

 O, bunları yaparken köprülerin altından sular akmış, harcadığı zaman geriye dönmemek üzere geçip gitmişse artık yapacak bir şey yoktur !.. 

O’na güzel karakterli insanların  “Geçmiş olsun“  demesi dahi bir lütuftur…

Akıl, insana verilmiş olan en büyük nimet ve yetenekse, kurnazlık insanın farkında olmadan kendine olan düşmanlığını zaman içinde ortaya koyan sinsi bir yetenek…

İyi yürekli, temiz duyguları olanlar ve bunu güler yüz, tatlı dilin refakatinde insanlara sunanlar sonunda mutlaka kazanırlar.

Ardında bıraktığı izler hep gurur, önündeki sevinç ve güzel umutların yoludur…

Esen kalın.   

<