' ALAVERE DALAVERE !..'
Eskiden Türklerin , ezeli ve ebedi akrabaları Kürtlere ilişkin latife yollu söyleyegeldikleri, şimdi artık pek de söylenmeyen meşhur bir söz vardı : ''Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!''
Bununla , Kürtlerin temiz kalpliliğine ,kolayca kandırılabilirliğine vurgu yapılırdı,ki; bu söz belli bir gerçeği ifade ederdi.
İtiraf etmeliyiz ki, yakın zamana kadar Doğu, çoğu Türk aydını için Ankara'dan ibaretti. Paris'i, Londra'yı su yolu yapan Türk aydınları, doğuya ''fransız'' idiler . Bazılarının ise buralara şöyle bir uğramışlıkları vardı,burada askerliklerini yapmışlardı. Bunlar ise Kürtleri pek anlayamadılar. Onların doğuya ilgisi Pierre Loti romantizmi hükmünde bir şeydi...
Kürtler, kendi coğrafyalarında birbirleriyle kanlı bıçaklıydılar ama misafirlerine karşı da yüzü yerde, alçak gönüllü, dindar , misafirperver,mert , cahil ve saf köylüler idi.
Bunların mekanları genellikle yazın dağ başındaki bir meşe ağacının altı; kışın tezekleriyle ısındıkları hayvanlarıyla birlikte yaşadıkları yığma taştan damlardı.
Duvarlarını tüfekler, hançerler ve av tuzakları süslerdi. Duvar diplerine sıraladıkları kafeslerdeki keklikler, çocukları kadar değerli idi...
Zengin Kürt ağalarının,beylerinin ,şeyhlerinin çocukları, Osmanlının son döneminde Avrupa görmüş ,tahsil yaparken içlerine bağımsızlık ateşi düşmüş küçük burjuva milliyetçisi oldular.
Türkiye Cumhuriyeti siyasi iktidar bu ''akrabaları'' bir dönem hep yok hükmünde saydı. Onları hep göz altında tuttu. En basit taleplerini şiddetle bastırdı.
Ve sırtları sıvazlanarak hep ''nöbette'' tutuldular...
Ve her dönem Kürt ve Türk halkları birbirleriyle iyi geçindiler,aynı kıbleye yöneldiler.
Bugün kesin olarak söylemeliyiz ki, çağdaş Türkiye'nin Batıya doğru giden demokrasi treninde etnik kökenlere ilişkin bu tür dokundurmalara, askerde, ticarette, siyasette ''alavere dalavere''lere yer yok... Bütün halklar dil ve kültürlerini geliştirebilme imkanına sahipler. Barışçı yollar açık görünüyor. Dünün yoksul kürtleri , bugünün varlıklı tüccarları oldular,müteahhitleri oldular; zenginleştiler...
Bugün büyük küçük tanımayan, töreden habersiz bazı Kürt gençleri, emperyalizmin Ortadoğudaki çıkarları için Türk devletine karşı başkaldırmış bulunuyor.
Bu Kürtleri ayak altı edecek, hıyanetle suçlanmalarına yol açacak ölümcül bir oyundur bu.
Bu mazlum halkı ayak altına düşürmekten,hıyanet suçlamasından ; bu ölümcül oyundan kurtaracak tek dostları ise Allah'ın izin ve inayetiyle ezeli ve ebedi akrabaları ve dostları olan Türklerdir. Kürtlerin Türklerden başka dostları yoktur.