'ALDATMA'YIN ! KRAL ÇIPLAK !
2016 yılının sonlarına doğru İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında salon salon dolaşan bir İngiliz oyunu var. Harold Pinter’ın bir oyunu: Aldatma...
****
Oyunda "kadın, kocası ve sevgilisi" üçgeninde gelişen karmaşık ilişkilerin “birey-yaşam-toplum” ekseninde aldatma olayı anlatılıyor. Bir “Ekşi Sözlük” yazarının da dediği gibi oyunda herkes birbirini medeni bir şekilde aldatıyor.
****
Bir diğer kalem erbabı ise şöyle yazmış: “Oyun tek perde olmasa oyun arasında çıkardım.(...) Tek perdelik oyunları sinsi buluyorum. Seyirci perde arasında kaçmasın diye tek perdede koltuğa çiviliyorlar (...) Çok fazla içki canımı çektirdiler. Oyunda su gibi viski içiyorlar..
****
İzlediğim kadarıyla kimse bu oyun hakkında hayırlı bir şey yazmadığı gibi yazan da anlaşılır bir şey yazmamış. Mesela bu işlerden anladığı pek alâ belli olan bir seyirci şöyle diyor: “‘Aldatma’, insanların birbirini çeşitli biçimlerde aldatmalarının bitmiş bir ilişki bağlamında sondan başa doğru bölümlenmiş (episodik) öyküsü...”
Ben bundan bir şey anlayamadım. Buyrun siz anlayın...
****
Oyun yazarı Bay Harold Pinter’ın sabıkası hayli kabarık: Adam savaş karşıtı şiirler yazmış , insan haklarından dem vurmuş , ırk ayırımcılığıyla savaşmış , nükleer silahsızlanmaya karşı çıkmış , on dört üniversiteden onur belgesi almış , hatta 12 Eylül darbesine karşı Arthur Miller ile aydınlara destek olmak için Türkiye'ye gelmiş ve 2004’te Hasankeyf'i korumak için Ilısu Barajı'na karşı bir kampanya başlatmışsa da bu oyun karşısında insanın “ne bu lahana ne bu turşu “ diyeceği tutuyor.
****
Nitekim, “Aldatma” oyununun saygıdeğer bir seyircisi de verilmek istenen mesajı şu şekilde ifade etmiş: Eş aldatma = sinsi münasebet...
****
Oyunu geçen kasım ayında seyretmiş, naçizane beğenmediğimi daha önce bu sütunlarda yazmıştım. “Oyun kötü, ancak oyuncular başarılı” demiştim.
****
Sosyal medyadaki paylaşımlardan oyunun kapalı gişe oynamaya devam ettiği seyircinin koltuk bulamadığı, salon önlerinde izdiham yarattığı şeklindeki haberleri görünce kendimden şüphe edeceğim tuttu.
Nitekim, instagram’da bir kısım seyirci biletleriyle resim çektirerek adam çatlatıyordu.
****
İşin daha ilginci bu oyunun İstanbul'da dolaşmadığı salon kalmamıştı. Öyle ki ravilerin söylediğine göre “ yoğun istek üzerine (?)” Musahipzade Celâl Tiyatrosu’nda oyun ikinci turuna hazırlanıyor.
****
İngiliz üst aklı bize demokrasi ve insan hakları dersleri yanı sıra bir de “aldatma” oyununu dayatıyor!
****
15 Temmuz ruhunun dolaştığı buralarda yabancı bir ülkenin bir oyunu insanlarımızın örf ve adetleriyle dalga geçercesine kendi yoz yaşantılarını bizlere olağanmış gibi sunulması olayıyla karşı karşıyayız.
****
Tek perdede sanat olayı (!) numaralarıyla insanları koltuklara çivileyip iyi niyet sınırlarını zorlamak bana da aykırı geliyor.
****
Ülkemin değerlerine ihanet edemem. Oyunu beğenmedim, beğenmiyorum ve beğenmeyeceğim.
Kim ne derse desin ; isterse tiyatro kapılarında kırılırcasına izdiham oluşsun, isterse biletler karaborsaya düşsün; seyirci aldatılıyor..
Bence kral hâlâ çıplak !..