RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Allah'a havale ettim seni

Ceza ibaresi, terimi, kelimesi Hukuk alanına aittir. Hukukla ilgilidir. Ahlak alanında da, din alanında da, cemiyet hayatında da ceza uygulanır. Ama temel sebebi hukua uygunsuz davranış olmasıdır.
Suç bireyseldir. Suçlunun, anne-babası, kardeşleri, yakın kan bağı akrabaları, hısımları doğrudan ya da dolaylı olarak suça katkı sağlamadıkça suçlu olmazlar. Modern toplumlarda böyledir. Ama kimi toplumlarda kitleler, görüşler, siyasi tercihler suçlu kabul edilebiliyor. Bu da toplum çoğunluğu tarafından kanıksanmış, benimsenmiş, kabul edilmişse bir kural halini almış oluyor.
Kuralsız, yasasız hiçbir fiil suç ilan edilemez. İlan edilen fiil suç sayılacaksa bundan böyle, hemen bir kanun çıkarılır. İstim arkadan gelir ama yine de hoşa gitmeyen davranışı yapanlar daha önce o konuda önleyici bir yasa olmamasına karşın mahküum edilirler. Bu uygulama hukuka uygun olur ama adalete uygun olmaz.

Xxxx

Cezayı veren otoriteleri sıralarken Allah’dan başlayan, en son güçlü kişiye kadar giden bir seyir izlenir. İşyerinde işveren, ailede baba, okulda müdür ve öğretmen, sokakta gücünü kabul ettirmiş delikanlı, arkadaş çevresinde itibar sağlamış olanlar, resmi dairede şef, amir, müdür yardımcısı, müdür, baş müdür ve daha bir yığın etiket sahipleri ceza veren otorite zincirine dahil olurlar.
Bunların hepsinin dayanağı Anayasa’dan başlayarak, kanun, tüzük, yönetmelik, gelenek, örf, adet, temayül derecelerinde  devam eden bir kurallar halkasıdır.
Yasasız, kuralsız, hukuki dayanaksız suç olmaz. Hukuk tüm dünyada tek değildir. Siyasi sınırlar içinde yaşayan her milletin, topluluğun kendine göre, belki ihtiyaçlarına göre, belki yönetenlerin arzusuna, keyfine göre kuralları değişiklik gösterir.
Ama dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir topluluğunda kuralsız suç olmaz.

Xxxx

Hukukun tümünü hiç Kimse bilemez. Herkes bildiği kadar hukuku kullanır. Bilmeyen hukuk gücünden de mahrum kalır. Ezilen, itilip-kakılan insanlar haksız olduklarından çok, hukuku bilmediklerinden mağdur olurlar. Avukatlık mesleği, savunma mesleği herkesin hukuku yeterince bilmiyor olmasından doğmuştur. Güya avukatlar hukuku mağdurdan daha çok bildikleri için, müvekkili yerine hukuku bildikleri oranda kullanarak adaletin sağlanmasına hizmet edeceklerdir. Beklenti budur. Ama burada da başka güç türleri ve sahipleri devreye girdiğinde mağdur daha fazla mağdur olarak mahkemeden boynu bükük çıktığında elinde kalan tek silahını kullanır,
‘Seni Allah’a havale ediyorum’ der.
Bu havale karşı taraf üzerinde hiç de etki uyandırmaz ama Allah kendisine havale edilen işlerin mutlaka hesabını görürü ve Müntakin ismiyle gereğini yapar.

Xxxx

Gel gelelim insan başına gelen hallerden ders çıkaracak olgunluktan da uzak durmuştur her zaman.
Eşi hiç beklenmedik anda böbrek, safra kesesi, mide, akla gelebilecek bir iç organında oluşan küçük bir tümörle acılar içinde kıvranmaya başlar, ya da evladından biri bir tırafik kazasında yatalak olur. Onun tekerlekli sandalyesini iteklerken bile ‘Bu iş başıma benim şu hatamdan geldi’ demez. Ama hemen herkes şöyle der: Allah’ım bu kadar insan içinde neden bu iş gelip beni buldu?’. Ah! insan hayatı baştan aşağı hüsranla dolu.

Xxxx

Birisi tüm hukuk yollarının tükenmişliği karşısında yinede mağduriyetten sıyrılamaz ise, baş vuracak beşeri makam-mevki sahibi kalmadığında uğradığı haksızlık karşısında, yani işlemediği bir suç isnadıyla ceza gördüğünde birilerin Allah’a havale ettiğinde yer-gök titrer. ‘Mazlumun aahı Arş’a kadar çıkar’ demiş hikmet sahibi atalarımız.
Ey zalim seni ırgalamıyor ama emin ol ırgalayacak, anne-babadan, üstüne titrediğin evlattan, kimselerle paylaşmadığın maldan, servetten, ha bire biriktirdiğin altınlardan mahrum kalacaksın, sana öyle acılar yaşatacak ki Müntakim, akıl havsala almayacak.

Xxxx

Cezanın gerekliliği kaçınılmazdır. Cezanın niteliği yüksek olmalıdır. Neyin karşılığı hangi ceza olduğu herkese bildirilmelidir.

<