AMASYA TAMİMİNİN 101. YILDÖNÜMÜ
19 Mayıs'ta 1919 Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, hız kesmeden çalışmalara koyulur. Çünkü yapılacak daha çok iş vardır, neredeyse can çekişen bir milleti Anka kuşu misali, küllerinden yeniden doğmasına yardım edecek ve bir ulusu, bir milleti üstüne serpilmiş uyku tozundan arındıracaktır.
Zaten uzun süre açlıkla, savaşlarla bitap düşen bu ulusta son kurtarıcı olarak Mustafa Kemali görmüş, ona inanmıştır. Onun cengaverlikleri, ordusuyla kazandıkları zaferler o daha varmadan kulaktan kulağa yayılmıştır adım attığı her yere.
Samsun’dan yola çıkan Atatürk, 12 Haziran 1919’da Amasya’ya yine bu şartlar altında geldi. Ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye’nin temellerini oluşturan, ilk kuruluş belge niteliğini taşır, Amasya Tamimi (Genelgesi).
Saraydüzü Mevkii'ndeki 5. Kafkas Fırkasının karargâhı olan Saraydüzü Kışlası’nda AMASYA Tamiminin görüşülmesine başlanıldı. 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ve Hamidiye Kahramanı olarak bilinen eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey, 3. Kolordu Komutanı Refet Bey, Kurmay Yarbay Arif Bey, İzmit Eski Sancak Beyi İbrahim Süreyya Bey, Yüzbaşı Osman Nuri, Tufan Bey, Yedek Teğmen Recep Zühtü, Efganlı, Teğmen Abdurrahman, Maliye Müfettişi Arif Bey, Erzurum 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, Yıldırım Kıt’ atı Müfettişi Mersinli Cemal Paşa, Edirne’de 1. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Beyin telgrafla katıldığı görüşmeler 21 Haziran günü başlayıp, 22 Haziran sabahına kadar süren görüşmelerde çok önemli kararlar ortaya çıktı.
O gün tüm dünyaya, vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklalinin yüksek sesle duyurulduğu bir gündü.
“Milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır”
İşte bu cümle, alınan tüm kararların özeti ve özgürlüğe bağımsızlığa giden yolun başıdır. Amasya Tamimine Cumhuriyetin doğum belgesi olarak da bakabiliriz. Bu genelgede alınan kararlar şöyledir:
1-Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir.
2- İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal milletimizi adeta yok olmuş göstermektedir.
3- Milletin İstiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
4- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana duyurmak için her türlü tesir ve denetimden uzak bir heyetin varlığı gereklidir.
5- Anadolu’nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre yapılacaktır.
6- Bunun için her ilden halkın güvenini kazanmış üç kişi mümkün olduğunca çabuk yola çıkmalıdır. Bu temsilciler Müdafaa-i Hukuk, Reddi İlhak Cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçileceklerdir.
7- Her ihtimale karşı bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları gerekmektedir.
8- Doğu illeri için, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir Kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerinde temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse, Erzurum kongresinin üyeleri de Sivas Genel Kongresine katılmak için yola çıkacaklardır.
Buraya kadar her şey tarihte olduğu gibi yazdım evet Amasya Tamimi Türkiye Cumhuriyeti için oldukça önemli, lakin benim için çok daha önemli. Neden mi? Çünkü yüzyıl önce o genelgeyi, postanede maniplesiyle tüm cihana duyuran Abdurrahman Efendi, benim dedemdi. Atatürk ve silah arkadaşlarıyla on beş gün yaşamış, Atatürk’ün tüm telgraflarını almış göndermiş, hatta Atatürk tarafından çok beğenilip yanında götürmek istemiş. Ama büyükannemiz eşini de genç yaşta kaybettiğin ’den olsa gerek, “evin tek oğlu paşam müsaadenizle o burada kalsın” diyerek ricacı olmasından ötürü dedem Amasya’da kalmıştır. Savaştan sonra da Amasya Posta Müdürlüğüne Müdür olarak atanmıştır.
Maniple cihazı Ankara PTT Müzesine rahmetli amcam gazeteci, yazar, Turgut Fethi Erden tarafından birkaç sene önce bağışlanmıştır. Geçen sene amcamın rahatsızlığından dolayı yazamadığım 100. Yıl yazısını da gecikmeli olarak kelimelere dökme fırsatım oldu. Dedem 100 yıl önce bir ulusun uyanışını duyururken, ben 2020’de 101. yılını tüm Türkiye'yle kutluyorum. Bir nesille o günleri yaşamak düşerken, o neslin torununa’ da dedesi dahil o günleri yaşayanların verdikleri mücadeleyi yazmak düştü.
Başta Atatürk olmak üzere bu günler için, ülkesi için, Türkiye Cumhuriyeti için canını vermiş tüm şehitlerimizin mekânı cennet olsun.