CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

ANITSAL ESERLER

Sevgili dostlar, var oluşundan bu yana en akıllı canlılar olarak ihtiyaca cevap vermek kadar, gerek kendinde var olanı ortaya koymak ve gerekse beğeninin verdiği gururu  sağlamak insanoğlunu psikolojik yönden doyuma ulaşmaya yönlendirmiştir.

Bu yöneliş, güzel sanat dallarının ortaya çıkmasında çok önemli rol oynamış ve yüzyıllar öncesinden gelen ve bugün bile hala hayranlık uyandıran, edebiyattan tutun da müzik, heykel, resim, mimarlık gibi güzel sanatların bütün dallarında ölümsüz eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

 Edebi bir eseri okurken ya da dinlerken olduğu kadar, güzel sanatlarda bir anda insanı ağlatan veya neşelendiren kendisi gibi başka  bir dalın bulunmadığı müzik, seyretmek zevkini tattıran heykel ve resim, bireylere olduğu kadar topluluklar üzerinde de her zaman etkisini hissettirmekte, ayrıca düşünme duygusunu harekete geçirerek anlam kazanmasını sağlamaktadır.

Eserin kendisini meydana getiren kişinin ustalığıyla bağdaştırılması bundandır. 

Göz attığımızda bütün Dünya üzerinde kullanım ve estetik açıdan mükemmeliyet ölçüsünde ve güzel sanatlarla ilgili anıtsal mimari eserlerin, çeşitli ülkelerde ve gelip geçen medeniyetler tarafından ortaya konduğunu görmekle birlikte;

Yapıldığı dönemdeki teknik olanaklarla açıklanamayan olağanüstü boyutlarda anıt binalar da insanlarda hayretle karşılanan etkiler oluşturmaktadır.

Bunların Dünya üzerindeki ilk örneği, ne zaman, kimler tarafından ve hangi teknik olanaklarla yapıldıkları bugün bile büyük bir sır olarak karşımızda duran, her biri yaklaşık 4 - 25 ton ağırlığında ve 7 m. yüksekliğindeki kayaların bir araya getirilmesiyle oluşturulan Stonehenge İngiltere’de Londra’ya 150 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Şimdilerde estetik bir görüntüsünün olmadığını söylemek yapıldığı çağın şartlarını kavrayamamak olur.

Nispeten yapıldıkları zamanla ve teknolojiyle ilgili bilgilere sahip olduğumuzu söylesek de en yakını 3000 yıl öncesine tarihlenen Mısır’daki Piramitler’de ayrı bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. En büyük hata payının 0.5cm. olduğu devasa yapılar Dünya’nın  “Yedi Harikası” arasında tereddütsüz yerini almıştır.

Değerli okurlar, bunlara benzer yüzlerce güzel sanatlar kategorisinde mimari anıt yapı; Meksika’da Maya’lar (Chichen Itza Şehri) ve Aztekler’e ait (Tenochtitlan Şehri) ,  Peru’da yüksek bir medeniyet meydana getiren İnka’ların antik şehri Machu Picchu’dan tutun, Hindistan, Çin, Türkiye ve bir çok Avrupa Ülkesinde  dönemler içinde inşa edilmiş ve halen ayaktadır.

 Ülkemizde Roma, Bizans Dönemlerine ait pek çok anıtsal yapının varlığı söz konusu olmakla birlikte 600 yıl boyunca her alanda yüksek bir medeniyet meydana getirmiş olan  Osmanlı eserleri ve mimari deha, estetik açısından farklılığını ortaya koyan Mimar Sinan’a da (1490- 1588 , Kayseri - Ağırnas) değinmeden geçemeyeceğiz.

Mimar Sinan Osmanlı Devleti  Başmimarı olarak “Çıraklık dönemimde Şehzade Camii (İstanbul), kalfalık dönemimde Süleymaniye Camii (İstanbul) ve Ustalık dönemimde Selimiye Camii’ni (Edirne) yaptım.“ diyerek eserlerindeki muhteşemliği adeta sıraya koymaktadır.

 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darül-kurra ( Kur’an okuma yeri), 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 6 suyolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 hamam olmak üzere 365 eserin mimarlığını Koca Sinan’a borçluyuz.

Esen kalın.

<