ANNELERİN ÇOCUKLARIYLA İMTEHANI NE ZAMAN SON BULACAK?
Günlerdir, televizyonlar da Diyarbakır da HDP binası önünde oturarak, çocuklarını dağlara kaçıran sözde bir partinin gerçekte bir terör örgütünün ismi zikrediliyor.
Senelerdir kandırılarak, ya da zorla kaçırılan çocuklar, sadece orada oturan anaların değil, hepimizin çocukları geleceğimiz…
Empati yapıyorum, anne ya da aileler ayrı çileli, çocukları ayrı. Hem anneden, babadan, kardeşlerinden, ailelerinden kopartılmış. Nereye ne için gittiklerini bilmiyorlar, korkuyor ama ses de çıkartamıyorlar. Onları kaçıran kişilerin ellerinde tabancalar ve kocaman tüfekler. Bir tarafta can korkusu, ya gidip ne isterlerse yapacak ayak uyduracaksınız, ya da yiğitseniz ki, bu kaçırılan çocukların yaş düzeyleri belli ne kadar yiğit olabilirler? Hayır deme cüretini gösterip oracıkta diğer çocuklara da örnek teşkil etmesi için, ya tek kurşunla veya taranarak son nefesinizi vereceksiniz. Belki biraz vicdanı varsa üstünüz az bir toprakla taşla örtülecek veya kurda kuşa yem olmanız için oracıkta cansız bedeniniz bırakılacak.
Geriye kalan çocuklar bu manzara karşısında mecburen can korkusu ile adı sözde HDP olan teröristlerin yönettikleri bir partinin dağlardaki yöneticilerinin her dediğine boyun eğeceksiniz.
Kız, erkek hiç fark etmez sizin küçücük beyinlerinizi kendi ideolojileri için yıkayacaklar. Sizleri çeşitli maddelere alıştırıp, o maddeleri elde edebilmeniz için onların her dediğini yapacak, yeri gelecek tecavüzlere uğrayacak çarpık bir yaşamın içinde sürükleneceksiniz. Sizleri öyle bir hale getirecekler ki, öz ailenizi tanımayacak karşınıza çıktıklarında acımadan onlara dahi namluyu doğrultabileceksiniz.
Neden?
Tabiri caiz ise, kendi donlarını bile bağlayamayan, ama TBMM’sinde bir grup Kürtlere özgürlük getireceklerine inanan, Türkiye’den toprak çalmaya çalışan başta İsrail olmak üzere, ABD, Fransa, İngiltere ve diğer yandaşlarının ortaya atıkları büyük BOP projelerini devreye sokarak Kürdistan devletini kurmak amacıyla hem Kürt halkını hem de çocuklarımızı acımadan kullanıyorlar.
Halen tüm dünyada çocuk askerler ön planda savaşıyorlar ya da savaştırılıyorlar. Beyinleri yıkanmış bu küçük çocuklar alıştırıldıkları maddeleri elde edebilmek için bu büyüklerin ideolojilerinin baş kahramanları olarak kullanılıyorlar.
1980 ihtilalini yaşamış bir nesil ve bir anne olarak söylüyorum. İsrail, Fransa, İngiltere, Almanya, Hollanda, ABD vs. Birinci dünya savaşından sonra 19 Mayıs 1919 da nasıl Kurtuluş savaşımız başladı ve 29 Ekim 1923 yılında da zaferimizle bitti ise ve sizlerin ağızlarının suları akarak katıldığınız kazanacağınızı zannettiğiniz savaşın bir benzerini çocuklarımızı dağlara kaçırtarak onların kendi ideolojilerinizle beyinlerini yıkayarak 1923 yılında başaramadığınızı şimdi yine anaları ağlatarak yapmaya çalışıyorsunuz.
Biz Türkler, Lazımızla, Kürdümüzle, Boşnağımız, Gürcümüzle, Çerkezimizle tüm bu ülkede yaşayan hemşerilerimizle, nasıl o zaman size bu ülkeyi size vermedik yem etmedik, yine bu ülke her ne kadar canımızdan can olan çocuklarımızı bizlerden koparsanızda, bizler Türk milleti olarak el ele, gönül gönüle vererek sizin gibi aç gözlü milletlere bu toprakları yedirtmedik yedirtmeyeceğiz.
Gene, tek vatan, tek millet, tek yürek olarak el birliği ile sizin ideolojilerinizin üstesinden geleceğiz.
Bizi hafife alanlara söylüyorum, biz TÜRK MİLLETİYİZ biriz, beraberiz. Bizi asla ayıramayacak ve bölemeyeceksiniz…