ARABA DEVRİLDİKTEN SONRA…
Bugün İstanbul seçimine, gelin arabası gibi süslenip püslenerek büyükşehir önüne getirilen belediye arabası kaza geçirmiş, Topal Dursun oğlu Binali Bey arabanın altında kalarak yaralanmıştır.
Binali Bey iyi bir sürücüdür. Sivildeyken, tren, tır, kamyon , otobüs, bisiklet gibi araçları sürdüğünü biliyoruz. Araba sürücülüğündeki ustalık ve tecrübesi ise nazarımızda tartışılmazdır. Bakın ki , kadere son olayda yaralananlar arasındadır. Kendisine acil şifalar diliyoruz.
Diğer sürücü İmamoğlu Ekrem bey in arabacı adaylığı ise ,“Acaba kader bana güler mi? Ben de bir gün bu arabayı sürebilir miyim?” kontenjanındandır. Bilindiği üzere mezkur şahsın sürücü adaylığı olay yerindeki bir kısım halk tarafından alkış ve “ Herşey Güzel Olacak! “ sloganlarıyla parlatılarak arabanın önüne sürülmüştü.
Ürken atlar, şaha kalkıp arabayı yana yatırmış, müessif kaza meydana gelmiştir.
Geçen mart seçiminin arifesinde de kaldırımı tırtıklayan fareler, belediyenin döşediği bir taşı kaldırmış, oradan geçen bir yaşlı seçmen abimiz taşa takılarak yüzü koyun yere uzanmıştı. Olay yerinde geçen insan evladı bazı kişiler, abimizi kollarından tutarak hastaneye kalmışlardı. Bakın ki, ben de oradan geçiyordum. Kaldırıma dökülen kanı gözlerimle müşahede etmiştim.
Neyse söz orada değil…
Diyeceğim, masum atlar, önlerine çıkan adamı ezmemek için arabayı devirince bazı sorular gündeme gelmiştir. Beyan ettiği mal beyanındaki yüzlerce gayrimenkulü, milyarlarca liralık serveti, hangi menbadan edindiğini , nasıl malik olduğunu yeni sürücü İmamoğlu Ekrem Bey zinhar izah etmelidir. Meri ise “ Nereden Buldun Kanunu “ çalıştırılmalı , meri değilse güvenlik soruşturmasıyla durum açıklığa kavuşturulmalıdır.
Binali Bey, müessif kaza ile devre dışı kaldığına göre, İmamoğlu Ekrem Bey bu arabaya omuz verip arabayı kaldırıp arabanın altında kalanları kurtarabilecek midir? Bu işi yapabilecek liyakat ve ehliyette biri midir?
“Elime geçerse araba; iki yüz bin işsizi işlerine götürmeyi vaad ve taahhüt ediyorum” , diyen bu arkadaşın samimiyetine nasıl inanalım?
Şimdilik bu soruları bir kenara bırakalım…
Yokluk - yoksulluk gömleğini giymiş olan işsiz kitlesi, iş vaadinin peşinde arabaya doluşmuş, yeni sürücü İmamoğlu Ekrem, elinde kamçı ile sürücü yerine geçmiştir.
Atlar koşmak için sabırsızlanıyor…
Bir kısım halk ellerinde birer kova su , ağızlarında bir nakarat ; “Arabacı, arabacı , haydi koştur atlarını, uğurlar olsun , atların yeleleri rüzgarla dolsun...”
Kenar kaldırımda bir takım halk soruyor;
Arabacı, arabacı , nereye götürüyorsun bu arabayı aceleyle ?