ARAPLAR, TÜRKLER VE İSLAM
Araplar ve Türkler kökü binlerce yıl öncesine dayanan iki kadim millettir. Türk Arap ilişkileri de yine binlerce yıl öncesine dayanır.
Türklerin İslam’ı kabulü sonrası bu ilişkiler daha da güçlenmiş ve arada İslam kardeşliği bağı kurulmuştur.
Zaman zaman aralarında savaşlar yaşansa da Osmanlı tebası olarak 400 yıl kardeşçe huzur içinde yaşamışlardır. Ve Osmanlı Devleti Alisi, Arapları sömürmemiş, Arapların yaşadığı bu toprakları kutsal sayarak özel bir ihtimam göstermiş, hiçbir yatırımı eksik etmemiştir.
En son ve zorluklar içinde yapılan Hicaz Demiryolu bunun en bariz örneğidir.
Petrolün bulunmasıyla olaylar değişmiş, Emperyalistler zengin petrol yataklarını rahat sömürebilmek için iki milleti birbirine düşman hale getirmişlerdir.
Muhammed b. Abdülvehhâb tarafından kurulan ve İbn-i Suud tarafından regallik kazanan Vehhabilik, İngilizler tarafından desteklenmiş, kullanılmış, Osmanlı ve Türk düşmanlığı körüklenmiş, İngilizlerin kışkırtması sonucu yıllarca kardeşçe yaşamış iki milletin arasına kan girmiştir.
Rahat yönetebilecekleri ve istediklerini yaptırabilecekleri aileler kral yapılmıştır.
Her iki milletin içinde ektikleri fitne ve fesat tohumları gün geçtikçe büyümüş, gelişmiş, bu günkü halini almıştır.
Ve bu gün Arap devletleri Kur’an ve Sünnete inat Müslümanlarla birlikte olmak yerine emperyalist güçlerle, Siyonist İsrail’le iş tutar ve Müslümanlara kurşun sıkar hale gelmiştir.
Ekilen fitne ve fesat tohumları biz de de meyvesini vermiş ve Arap düşmanlığı oluşmuştur.
Hatta köpeklerimize bile “Arap” adı verdiğimiz bir gerçektir.
Bu gün gelinen nokta da sokakta gördüğümüz bir İngilize, bir Fransıza, bir İtalyana gösterilen müsamaha Araba gösterilmemekte ve aşağılamaktayız.
En son Suriyelilere yapılan muameleler acı vericidir.
Aynı oyuna farkında olmadan veya olarak bizde geldik demekten kendimi alamıyorum.
Asıl düşmanı unutturup yıllarca kardeşçe yaşamış iki millete reva görülen bu durum tamda emperyalistlerin ve Siyonistlerin ekmeğine yağ sürmeye hala devam etmektedir.
Şunu iyi bilmeliyiz ki, Krallar gelip gelip geçicidir ama milletler bakidir. Tarihler yeniden gerçekleri yazmaya başladığında uyanış gerçekleşecek ve asıl düşmanın farkına varılacaktır.
Ve unutulmamalıdır ki, bizim ülkemizi işgal edenler İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve onların destekçisi emperyalist güçlerden başkası değildi. Bu gerçeği artık fark etmemek, hala verilen afyonun etkisinde olmaktan başka bir şey değildir.
Umut ediyorum ve bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum ki, Kur’andaki müjde gerçekleşecek, Onlar İstemese de Allah nurunu tamamlayacak, Tefrikaya düşmeyen, Allah’ın ipine sımsıkı sarılan, Allah’ın düşmanlarını dost edinmeyen bir Türk-İslam birliği kurulacak ve bütün bu oyunlar boşa çıkacaktır.
Kan ve gözyaşı bitecek, yaşanılır yeni bir dünya düzeni kurulacaktır.