CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

ASALET

Sevgili dostlar, asalet sosyal seviye farkı oluşturan bir rütbe ya da basamak değildir. Asalet, her türlü iyilik ve güzelliklerin insanın benliğinde bir araya geldiği insana ve dünya hayatına yakışan değerler birikimidir. 

Aslında asalet burada bir köşe yazısına sığmayacak kadar geniş anlamlı, anlatılması zor ancak ifade edilmesi kolay ve karakterinde var olan insanda kendini hemen belli eden, zenginlik ya da fakirlikle ilgisi olmayan eşsiz bir hazinedir.

İnsanın kendisine, ailesine iyilikler ve güzelliklerle dolu bir dünya sunarak geleceğine de miras olarak kalır.

Kazandırır, onurlandırır…

Az şey değildir…

Dünya hayatında elde edilebileceklerin en üst basamağında kendisine ait bir seviye  oluşturur...

Hayatı kestirmeden kazanmak ve kestirmeden kendine yer edinmek  elbette ayrı bir başarı felsefesi olarak ele alınabilir. Ancak bunu benimseyenlerin önce kendilerini, sonra da başkalarını aldatmaya yöneldiklerini anlamak zor değil.

Kendisini yetiştirmek konusuna yeterli çabayı göstermemiş bir insanın dış görünüşü ne denli güzel olursa olsun, konuşmaya başladığı henüz ilk on dakikada yalnızca dış görüntüde var olan güzelliği eğreti bir elbise gibi üzerinden akar gider… 

 Öyle ki, “ İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, başlarıyla uğurlanırlar. “ sözündeki baş ile kastedilen, insanın dağarcığında sahip olduğu bilgi, konuşmak ve tavırlarından yansıyan karakterini ve asaletini ifade etmekte…

Donanımsız olduğu halde ancak yalnızca pahalı markaları gösteriş olarak benimsemek zayıf bir kişilikle bağdaşabilir. Kendisi farkında olmasa da karşısında her bakımdan dolu dolu olan bir insan varsa bunu çok kolaylıkla fark edebilir, anlar, böyle bir insana verdiği değer de ancak o kadar olur !..  

O halde kendimizi mükemmeliyet ölçüsünde yetiştirmek yolunda çaba göstererek kişiliğimizi belli bir düzeye ulaştırmadan, yalnızca dış görünüşün yeterli olacağını düşünerek kendimizi kandırmayalım !..

Böylesine sığ bir düşüncenin insan aklı ve zekasıyla bağdaşmadığını anlamak zor olmasa gerek…

Elbette temiz ve güzel giyinmek, bakımlı olmak, önce kendimize sonra da başkalarına saygılı olduğumuzu ifade etmek bakımından ne kadar da hoş…

Ancak daha da hoş olan hem iç görünüşümüzün ve hem de dış görünüşümüzün şık olmasıyla anlam bulabilir.

En başta dürüstlük, cömertlik olmak üzere kibarlık, nezaket ve yardımseverlik  asaletin ham maddesidir !.

Hayata ve insana saygılı olmak, kendimize verdiğimiz değerin dışa yansıması olarak belleklerde yer eder. 

Asalet, insana yakışan ve yine insanın kendi kişiliğinde anlam bulan o denli bir olgu zirvesidir.

Yaşadığımız hayatı insanlık ölçüsünde anlamlı kılan ve kolay elde edilemeyen bu büyük özelliğin bir insanın kişiliğinde barınması, o insanı diğer insanlardan ayrı bir kategoriye taşıyarak farklı kılar. 

Her ortamda, her ilişkide fark yaratır da işte o zaman gerçek değerin ne olduğu ortaya çıkar.

O değerdir ki ait olduğu insanı mutlu kılar..

Değerli okurlar, kısaca asalet olarak adlandırdığımız insan kişiliğindeki değerler silsilesini oluşturan eşsiz kavramlar bütün hayatı olumlu kılan özellikleri taşır.

İyi ve güzel hasletleri kişiliğinde barındıran bir insanı olumsuz, kötü yönde etkilemek ve değiştirmek mümkün olmaz…

İnsanın hayatını mutlu ve kazançlı yaşaması için yeterli bir gerekçedir… 

Esen kalın.   

<