CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

AŞI

Sevgili dostlar, insan vücudunun biyolojik yapısı, bilim insanlarını yıllarca uğraştıran ve görünen o ki daha yıllarca uğraştıracak olan çok karmaşık bir oluşum arz etmekte. Dolayısıyla bu karmaşık sistemi çözmeye çalışan binlerce bilim insanı hayatımızı sağlıklı olarak sürdürebilmemiz için bütün dünyada amansız bir çalışma ve mücadele içerisindeler. Ve de bunun sonucu olarak, bizim haberimiz olsun olmasın sürekli olarak yeni tedavi yöntemleri bulunmakta ve Dünya Sağlık Örgütü’nün onay ve desteğiyle de insanlığın hizmetine sunulmaktadır.

Bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili çalışmaların yanı sıra insanlığı tehdit eden bulaşıcı hastalıkların tedavisiyle ilgili çalışmalar genellikle aşı üzerinde yoğunlaşmakta.

İlgili hastalığın zehirli etkileri ortadan kaldırılıp, zayıflatılmış virüsün insan vücuduna verilerek bağışıklık sisteminin hastalığı tanıması ve antikor üreterek onunla mücadele gücünü kazanması aşı ile tedavinin temelini teşkil etmektedir.

Elbette henüz hiç bilinmeyen bir hastalığa karşı herhangi bir tedavi yönteminin, aşının bulunması ve uygulanması söz konusu olamaz. Bunun mümkün olabilmesi için öncelikle hastalığın ne olduğu ve nasıl etki gösterdiğiyle ilgili verilerin bilinmesi gerekir. Buradan hareketle günümüze değin pek çok bulaşıcı hastalığa karşı aşılar geliştirilebilmiştir. 

Günümüzde olduğu gibi insan vücudunun hiç tanımadığı Koronavirüs (Covid-19) gibi hastalıklar doğal olarak ortaya çıktıktan sonra tedavisinin de nasıl olacağı konusunda araştırmalara ancak başlanabilmekte.

Tedavi yöntemlerinin yani aşının bulunup devreye alınması için zamana ihtiyaç vardı ve bu süre dünya üzerinde şimdilik bir yıla yakın bir zaman aldı. Üstelik içinde bulunduğumuz gün itibarıyla henüz tam ve kesin bir sonucun alınmış olduğunu da ne yazık ki söyleyemiyoruz.

Yine de edindiğimiz bilgi çerçevesinde % 90 düzeyine varan başarı oranları azımsanmayacak seviyelere ulaşmış ve hastalığın ulaştığı tehlikeli boyutları ortadan kaldırarak insanlığı bu trajediden kurtaracağı umudu vermektedir…

Hastalıkla ilgili yaşadığımız süreç içerisinde kulaktan kulağa dolaşan onca kuşkulu ve olumsuz söylentiyi bir kenara bırakarak bilimsel araştırmalar ve sonuçlarına itibar etmek durumundayız.   

Esen kalın.

<