Sevgili dostlar, Çin’in 1.441.400.000 insan sayısıyla en kalabalık ve Vatikan’ın 850 insan sayısıyla en az nüfusa sahip olduğu anlaşılan son sayımlarda dünyanın nüfusu 7.78 milyara ( Bileşmiş Milletler 2020 istatistikleri ) ulaşmış durumda. Dünya üzerinde insanların yaşamını idame ettirmesine yeterli olabilen kaynakların ancak 4.5 milyar insana yetecek miktarda olduğu düşünülecek olursa, gerçekten de bu sayının insan neslinin devamı için  gelinen noktada tehlike çanları olduğunu söylemek kehanet olmaz.

Su kaynaklarının şimdi bile yeterli olduğunu söylemek mümkün değilken, her bir ferdin yiyecek ihtiyacını karşılamak için yeterli ve elverişli miktarda tarım arazilerinin de giderek azalmasıyla birlikte, insanların yaşamlarını devam ettirmesi yakın bir gelecekte dahi olanaklı görülmemekte.

Doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkan bu durumun hali hazırda ve kısa zamanda düzelmesi mümkün görülmemekle birlikte, kıtaları ve karasularını halen de hücum edercesine parsellemek ve çizdikleri sınırlarla ayırmak gayretinde olmak, büyük ve zengin devletlerle, küçük ve fakir ülkeler arasında ki uçurumun giderek büyümesine neden olmakta.

Gıda, sağlık ve günlük yaşamı kolaylaştıran teknolojik alanlarda yeterliliğin açık ara farka dönüştüğü sınırlarla çizilmiş alanlarda süregelen acımasız yarış, halen dünya genelinde 2 milyon 300 bin insanın ölümüne neden olan Covic-19 hastalığının teşhis ve tedavisinden yararlanma olanaklarında da eşitsizliğin giderek büyümesiyle sonuçlanmaktadır.

Gerek hastalığın yayılmasının önlenmesi ve gerekse teşhisinin yapılması bu denli önem arz ederken, söz konusu araç gereçlerin temin edilmesinin dahi gündemde olmadığı fakir ülkelerde aşının adının anılması bile neredeyse imkansız !..