Yaşadığımız zor günlerde aklımızı kullanarak adapte olmanın yolunu bulursak çok güçlü direnmeyi sağlayarak bir kaynak bulabiliriz.

Covid-19 aşısı uygulamaya başlayıncaya kadar beynimiz sayesinde direnebiliriz.

Beynin önemli görevi sadece düşünmek değildir. Beynin asli görevi sağlıklı kalmamızı sağlayan sistemi yönetmektir. Beyin vücudun yaşamsal ihtiyaçlarını düzenler. Sabah uyandığımız andan itibaren vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Beyin damarlara pompaladığı hormonlar sayesinde kanda bulunan glikozun yanmasını ve enerji üretmesini sağlar. Beyin vücudun bütün ihtiyaçlarını hesaplar ve dengeler. Vücudun ne zaman neyi kullanacağına karar verir ve her eylem mevcut kaynakları harcar. Vücudun hareket etmeyi öğrenmek için vücut hesabından çekilenler kullanılır.  Vücut ihtiyaçları önceden otomatik olarak tahmin olunarak hesap yapılır. İçtiklerimiz ve yediklerimizin kan dolaşımına ulaşması yarım saati bulur. Ama su midemize indiği anda susuzluğumuzun geçtiğini hissederiz. Beyin metabolizmadaki su gerekliliğinin tamamlandığını bilir ve susuzluk hissini yok eder. 

Yaşadığımız her sevinç, korku, stres ve sevgi doğrudan beynin ilgili bölümüne gider, beyin vücut ihtiyaçlarının giderilmesi için talimat verir. Mesela yediğimiz kötü bir yiyeceğin karnımızı ağrıtması bizi mide uzmanına gönderir. Ama çok sevdiğimiz birinden ayrılır, kötü bir haber alırsak ve kendimizi iyi hissetmezsek ruh doktoruna gideriz. Birinde sorun fiziksel, diğerinde ise ruhsaldır. Alınan derin bir nefesin veya uzanıp bir uyku uyumamızın psikolojik dediğimiz mucize yaratması bundandır.

Çok sıkıntılı günler yaşıyoruz. Vücut yapımızdan büyük açıklar veriyor, endişeler duyuyoruz. Motivasyonumuzu günden güne kaybediyoruz. Tamam. Ama duruma bir de beynin bu yapısını bilerek vücut bütçesi açısından bakarsak ve sıkıntımızın sebebinin fiziksel olduğunu düşünürsek, yükümüz hafifler.