ATAM YA YOLUNDAN GİDECEĞİZ YA ÖLECEĞİZ
.
KAYBETTİĞİMİZ ATATÜRK
TÜRKİYEDE akla hürriyet sağlayan yirminci asrın en büyük liderlerinden olan Atatürk’ü kaybettik. Halbuki O; <<Beni geçiniz >> demişti : Biz, değil onun seviyesine erişmek, bu tempoyla ona yetişmemiz imkânsız.
Atatürk daima Türkiye'nin kalbinde, insanlığın ruhunda ve şuurunda yaşıyor, yaşayacaktır da .
Atatürk vatan ve Cumhuriyetin sembolü idi. Bunun içindir ki İstiklâl ve Cumhuriyet de onun ebedi varlığının timsali oldu.
Bugün Onu anmak kalplerimizdeki kutsal vatan aşkını sönmekten kurtarmaktır.
Ölümü ile yüreklere sığmayan bir acı bıraktı: Onunla yanalım ve sızlanalım. Bir ders bıraktı : Unutmayalım. Bu ders, halkı sevmek, halka inanmak, halk ile kaygılanmak, halk ile gururlanmak, halk uğruna feda olmak, Milli Şef'in çelikten döktüğü bir cümle ile.. << Bizi, hizmeti ile şereflendiren büyük milletin emanetini, hepimiz canımızdan üstün tutarak vazife yapalım>>
Bu sebeple 10 Kasım ne yaslanma, ne dövünme günüdür.; ne onun kabir taşı üstüne baş koyup el bağlayacağız ; ne de etrafına göz yaşı çanakları dizeceğiz.
Atatürk'ün ölüm gününde, hayat ve hürriyet savaşına yeni bir hız kaynayışı, yeni bir azim kükreyişi katacağız. Bugün ruhumuzdaki kurular yeşerecek bunanımlar durulacak, diriltici ve tazeleyici kuvvet, bizi halk vazifelerine doğru atacaktır. Ölmüş olan Atatürk'e bir şey borçlu isek, onu ancak yaşamakta olan memleketine ödeyebiliriz. Ödeyeceğiz...
Seni Rahmetle ve minnetle anıyoruz büyük Türk ATATÜRK...
Sevgi ve Saygılarımla.
