AV PEŞİNDE HAŞMETLİ BİR MEHMED

Osmanlı tahtına 1648 yılında yedi yaşında bir sabi iken oturan Dördüncü Sultan Mehmed’in saltanatı 39 yıl sürmüştür. Osmanlı tarihi boyunca hiçbir padişah bir cihan İmparatorluğunun tadını Dördüncü Sultan Mehmed kadar tatmamıştır. Garp tarihçileri ona, sürdüğü göz kamaştıran saltanatı dolayısıyla “Büyük Sultan Mehmed” ünvanını vermişler, biz ise bitmek bilmez av merakı yüzünden “Avcı Sultan Mehmed” lakabı ile anarız.

Aslında Avcı Mehmed, padişah olabilmek için gerekli olan sağlam tahsili görmemişti, üstelik hükümdarlık sanatını öğrenmeye de hiç heves etmemişti. Mührü hümayunu Köprülüler’e teslim etmiş, 27 yıl onların hiçbir iktidar işlerine karışmamıştı. Reşad Ekrem Koçu aynen aktarmış;

“Devlet işlerine kayıtsızlık itiyadını edindi. Alimlere şairlere mülûkane (padişahlara yaraşır şekilde) meclisler kuramadı, ilim ve sanat hamisi olamadı; av peşinde haşmetli bir serseri oldu.”

Ancak şunu kaçırmamak lazım, Dördüncü Sultan Mehmed’in hükümranlık sanatındaki bu yoksunluğunun müsebbibleri biraz da Köprülü Mehmed Paşa ve oğlu Fazıl Ahmet Paşa’dır. Kendileri iktidarı ellerinden bırakmamak niyetiyle Padişah’ı av peşinde koşturdular, saltanat merakını körelttiler.

Bu padişahın tahta çıkışı da bir hayli ilginçtir. Henüz babası İbrahim tahtta iken 1648’de Kösem Sultan’ın yeniçeri ve ulema desteği ile yaptığı saltanat darbesi ile tahttan indirilen ve katledilen İbrahim’in yerine adeta bir “kaptıkaçtı” ile oturtulmuştu. Henüz olan bitenden habersiz, masum bir çocuktu. Zaten padişahlığının ilk yıllarında devlet işleri annesi Turhan Sultan ve Kösem Sultan arasındaki çekişmeyle yönetilmiştir. Şehirde yükselen itiraz sesleri, Naima’da aynen aktarılmış;

“..Sultan İbrahim padişahımız anasının mekrine uğradı.. Sabîden padişah olur mu? Padişah koca valide sultandır… Âli Osman devleti, saçı uzun aklı kısa kadın kişi elinde.. “

Muhteşem Mağrur Kösem Sultan, Mehmed’in annesi Turhan Sultan’ın adamları tarafından öldürüldüğünde artık devlet büsbütün Turhan Sultan’ın nazarına kalmıştı. Kuşkusuz Köprülüler devrinin  azametinde payı çok büyüktür. Nifak ve fesada alet olmamış, aklı selim bir hareketle vezirlere her işlerinde tahtın yardımını temin etmişti. Turhan Sultan öldüğünde Sultan Dördüncü Mehmed;

“ Yazık..! devletin rüknü âzamı idi. ( en güçlü en önemli şahsı ) “ demişti.

Aslında Valide Sultan devletin rüknü âzamı değil padişahın hükümdarlık sıfatıydı. O ölünce Avcı Mehmed’in sultanlık sıfatı gitmiş yerine pos bıyık bir Avcı Mehmed kalmıştı

<