ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

AZ BİRAZ da ŞANS LAZIM

Kadrolar geldiğinde gecenin sürpriziydi İsmail. Barış, Valbuena ve Alper varken sol uçta oynayacaktı. Her ne kadar öne doğru oynaması temel hedefi olsa da, Cocu’nun bu tercihinin esas sebebi Robinho’nun son haftalardaki performansını zirveye taşımasıydı. Şifre buydu. İsmail belki çok yorulacaktı ama Hasan’la beraber Sivas’ın sağ kanadında Robinho’nun özgürlük alanını kısıtlayacaklardı.

Hayatta kimi yaşadığımız olayda, “Allah istemedi ya da böyle istedi” deriz. Futbolda da olur bu. Kimi zaman teknik adam müdahale etmekte yetersiz kalır, tereddüt eder, hangi oyuncuyu oynatacağına karar veremez. Sakatlık olur mesela. Bu son antrenmanda da olabilir, oyun akışı içinde de yaşanabilir. Taraftarın en büyük beklentisi 19 yaşında bir futbolcudan daha büyük işlere kalkışan Eljif’i kendi pozisyonunda oynarken görmekti. Kimi zaman yedek kaldı, kimi zaman oyuna sonradan girdi, son haftalardayda hep ilk 11’deydi. Öylesine hırslı, öylesine formdaydı ki Cocu resmen yer aradı oynatabilmek için. Sol kanatta oynattı onu Hollanda’lı. Öyle ya da böyle yine elinden geleni yaptı ancak genç yetenek oyun kurucu olarak önde oynamalıydı. İşte bu noktada Cocu’nun tereddütünü ortadan kaldıran ilahi güç girdi araya. Topal ameliyat olmuştu. Reyes’se Meksika’dan yorgun argın dönmüştü. Üstelik seyirci de tepkiliydi kendisine. Uzun lafın kısası, Eljif kendi pozisyonundaydı nihayet. Deplasman maçı olmasına rağmen Soldado’yla forvet hattı ikilenmişti. Ve Robinho tehdidine karşı sol tarafını hem Hasan hem de İsmail’le kuşatmıştı. Cocu’nun taktiksel dokunuşları maç öncesi tam isabetteydi. Bakalım verilen bu kararlar maç içine ne kadar etki edecek, mücadele sonunda skora ne kadar yansıyacaktı.

5. dakikada Frey golü atabilseydi eğer gol kesinlikle İsmail’in hanesine yazılacaktı. Yaptığı orta değil adeta gol pası gibiydi. Kadro ve diziliş doğru olsada oyun yavan gidiyordu Fener’in tarafında. Sivas yavaş ve defansif perpektifli oyunu tercih ederken Hasan ve İsmail’in arasında bunalan Robinho erken bir sarı kart görüyordu dakikalar 

19’u gösterdiğinde. Santranç oynama sırası Sivasspor’un hocası Tamer Tuna’daydı. Bir tarafta Hasan Ali ve Köybaşı’lı sol kanat, diğer tarafta hem Şener’in öne fazla gitmesiyle-hem de Ayew’in geriye çok çok az gelmesiyle daha rahat bir sağ kulvar vadı Robinho için. Brezilya’lı en önde, forvet arkasında, sol-sağ kanatlarda oynayabiliyordu. Kronometre 24’deyken Robinho sola, Emre Kılınç sağa geçti. 26. dakikada Robinho’nun ortasından yararlanamayacaktı  Hakan Arslan. Fenerbahçe ikinci yarıda Robinho’yu durdurmalı ve maçı kazanacak golü illaki bulmalıydı. Kanatlar daha aktif çalışmalı, oyunun ön tarafında; Eljif, Ayew ve Soldado daha fazla sorumluluk almalıydı. 

KALECİLER BAŞROLDEYDİ

İlk 10 dakika biterken, hem oyuncuların hem de seyircilerin adrenalin seviyeleri yüksek noktalara çıkmıştı. Önce Soldado sonra Skirtel belki de maçın hikayesini yeniden yazdılar. Eljif en sonunda kendinden beklenileni yaptı ve Soldado’ya nefis bir gol pası attı. Dönüşünde de önce Martin sonra da Harun sahne aldılar skoru 0-0’da tutmak adına. Robinho’nun yarattığı aşırtma vuruşuyla gelen gol tehlikesinden sonra sağ kanada taze bir ayak ve nefes koymayı yeğledi Fenerbahçe. Cocu, Şener ve Ayew’i oyundan alarak, Isla ve Ekici’yle bakalım istediklerini yapabilecek miydi? Sonrasında Harun sahne almaya devam ederken Tolgahan’da Eljif’in bazukasını çıkardı kendine göre sol taraftan. 

EKİCİ’nin KISMETSİZLİĞİ

Cocu’nun oyuncu değişiklikleri de doğruyken, Philip’in bu formda durumuna Frey ve Soldado’nun ayak uyduramaması hakikaten üzüntü vericiydi Fenerbahçe adına. Sivasspor’un kalecisi Tolgahan’da Harun’a mesaj yolluyordu adeta, “Ben senden daha iyi kaleciyim” diye. Attığı nefis frikik vuruşundan bir kaç dakika sonra Ekici’nin sakatlanması, “Yazık oldu” repliğini hatırlattı her birimize. Keşke golü yapıp öyle çıkabilseydi! Eğer Ekici oyunda kalsaydı Cocu’dan beklediğim hamle şöyleydi: Her ne kadar pozisyonları değerlendiremesede Soldado tek forvete geçer, Ekici-Eljif İspanyol’un arkasında oynar, sol önede Valbuena geçer diye düşünmüştüm. Özetle Cocu’nun aklını böyle okumuştum ama olmadı. Böyle bir taktiksel varyasyonu yapamadı Hollanda’lı teknik adam. 

Cocu herşeyi yapsa da, her taktiksel dokunuşta olacakları iyi hissetse de, Hollanda’lı hocaya iki eleştiri yapabilirim: 1. Soldado’yu çok geç hatırladı hoca. Daha fazla şans verip oyuncusunu çok daha önceden hazır hale getirmeliydi. 2. Ayew’i oyundan çıkardıktan sonra gol şansını Alper’le değil, Valbuena’yla deneyebilirdi. Yine de bu maç, kanımca, Cocu’nun takımı hazırlaması ve taktiksel anlayışıyla en iyi yönettiği maç oldu. Haksızlık da etmeyelim. Şans da yanlarında değildi. 

 

<