ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

AZ KORKAN KAZANDI

Finali notlar dizisi halinde değerlendirelim isterseniz:

  • Fenerbahçe klasik onbiriyle sahadaydı. Kocaman için farketmiyordu. Oynadığı takım şampiyonluğa da oynasa, aşağılarda da olsa inadım inat devam ediyor Valbuena’yı yine kenarda bırakıyordu. Kupa finali de farketmezdi hoca için. Dediğim dedikti. Ama 15-20 dakika çok iyi oynadılar. Joseph ve Soldado ile golü bulabilirlerdi. Sonra devre bitene kadar kayboldular.
  • Buruk daha önce 2 defa yenmesine rağmen, kariyerinde bir ilke atmak üzereyken, Seleznyov olmamasına aldırmayıp 4-6-0 ile çıkıyordu sahaya. Taktiğini cümle alem biliyordu. Savunayım, kontraya çıkayım, atayım, koruyayım’dı taktiksel mantığı. Aşırı geri çekilen takımını, sesini kaybetme pahasına bağıra, çağıra, çığıra 20’den sonra nihayet ileri gönderdi.
  • Bu ileri gidiş Akhisar’ı önce Yumlu’nun kafasıyla golle burun buruna getirdi, sonra Lopez’le skoru ele almalarını sağladı. Gole hep birlikte şapka çıkarttık ve saygıyla eğildik. Tam finallik goldü.
  • Fenerbahçe ve Kocaman her maçta olduğu gibi aynı sahneleri gösteriyordu hem kendi taraftarına hem de rakiplerine. İlk yarılar hep atıl, hep çöpe giden, hep boşa giden oluyordu neredeyse tüm maçlarda. Yine aynısı oldu. Bu sefer oyuna Valbuena değil, Fernandao giriyordu. Buna da şükür dedi sarı lacivertli renklere gönül verenler. Şanslıydılar golü de hemen buldular. Kronometre 56’yı gösterdiğinde skor 1-1 olmuştu. Fenerbahçe tek kale oynuyordu ve Akhisarspor kendi alanına hapsolurken nefes alamıyordu. Can havliyle ayakta durmaya çalışıyorlardı.
  • Bu arada oyun 1-0’ken, 51’de Onur, orta saha oyuncusu, sakatlanınca Okan hoca oyuna Danny’i,defans oyuncusu, aldı. Bu dakikada 5+1, kaleciyle beraber, 6 defans oyuncusuna döndü. Bir de orta sahadan devşirme santraforu vardı; Muğdat. Çok iyi kontraya çıkan bir takıma sahip olmasına rağmen oyuna Henrique’yi almayı düşünmedi Buruk. Oysa ki bu değişiklik Fenerbahçe’nin hücümcu kurgusunu kırabilirdi.
  • Böylesine bir değişikliği cesaret edip de yapamayan Okan hoca’nın imdadına Kocaman yetişecekti. Golden tam 9 dakika sonra maçı elleriyle Akhisar’a hediye eden inanılmaz bir teknik adam yanlışına şahitlik etti gözlerimiz. Atıf dışarı, Valbuena içeri olması gerekirken; Soldado’nun çıkışıyla tekrar tek santrafora döndü Aykut hoca. Buruk kenarda oh çekmiş olmalıydı çünkü rahat rahat kontraya çıkabileceklerdi. Nitekim değişiklikten 3 dakika sonra skor 2-1’e geldi.
  • Gol 70’de gelmişti. Dakikalar 80’i gösterirken, Atıf hala oyunda, Janssen hala klübedeydi! Ve Okan hoca Aykut-Kadir değişikliğiyle defansını 6+1’e çevirdi. Sahada hala net bir santraforları yoktu ama kontraatak formatlı oyunu çok iyi oynuyorlardı.
  • Joseph 86’da skoru 3-2’ye taşırken, Kocaman lütfedip 87’de çift santrafora döndü. Ne cesaret ama! Uzatmalar 6 dakikaydı ve Okan hoca Muğdat’ı dışarı alıp 90. dakikada defansif anlamda bir rekora imza attı. Oyuna giren Orhan Daşdelen’le beraber Çin seddini tamamladılar! Artık 7+1’di Akhisar’ın defans hattı.
  • Buruk haddini bilerek oynadı. Çekinerek oynadı belki ama en iyi silahını yine en iyi şekilde kullandı. Kontraatak futbolunu başarıyla oynamak onların yaptığı en iyi işdi.
  • Kocaman inadından, gururundan taviz vermedi yine! Evet takım 1-1’den sonra da gol ve golleri kaçırdı ama şu koca sene, “Korkunun ecele faydası yoktur” atasözünü bir türlü kendi futbol defterine not edemedi Aykut hoca. Aslına bakacak olursanız, kupa’yı Soldado’yu çıkardığı 67. dakikada kaybetti Kocaman. 3 stoper+2 kenar bek+1 kaleciyle oynayan rakibine karşı, onları kendi yarı sahasına hapsetmesine rağmen  2 santrafor+Valbuena+Giuliano ile oynamaya cesaret edemedi bir türlü. Eğer Kocaman kalacaksa, birilerinin Kocaman’ı  cesaretli ve korkusuz oyuna ikna etmesi gerekiyor. Aksi takdirde aynı senaryoları, aynı sahneleri, aynı görüntüleri yaşamaya devam edecek gibi görünüyor Fenerbahçe ve taraftarları. Ve sanırım gelecek sezon bu oyun mantığıyla değil 30 binleri, 20 binleri bile göremeyeceklerdir stadlarında.  

İngilizlerin Nobel ödüllü filozoflarından Bertrand Russell şöyle der: “Korkuyu fethetmek, bilgeliğin  başlangıcıdır.”

Finalde her iki hoca da korkularını fethederek bilgelik seviyesine ulaşamadılar. Oyunun belli bölümlerinde cesaretli oynamalarına rağmen, kaybetme korkusu ikisinin de mantığını alıp götürdü bazı dakikalarda. Sonunda az korkan kazandı. Bir de bulduğu pozisyonu atıp tabelayı değiştiren elbette. Tebrikler Ege’lilere.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

<