METİN YILGÖR

METİN YILGÖR

B A Z I İ N S A N L A R (2)

Kalp gözü ile görebilmek demektir ? Hep bunu düşünür onun ile görmeye, gözleri ile gördükleri dünyanın  gerisini, gerçeği görebilmek için ter dökerler.

İhtirassız   ve  egosuz  tek düze yaşayabilmeyi , az ile yetinerek mutlu olabilmeyi avuç açmamayı ağaç gibi ayakta ölmeyi başarabilen bu insanlar çağın yaşayan dinazorlarıdır.

Eğer bir ülkede küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa o ülkede güneş batmış demektir. Bu batmayı engelleyecek olanlarda yine bu bazı insanlardır. Bir sazlık kamışından yapılan neyin çıkardığı gizemli ses onları derin düşünmenin sonsuz dünyasına götürürken, hiç işe yaramaz gibi görülen deve dikeninin  gül ile aynı topraktan çıktığını düşünerek yaratanın nelere kadir olduğunun hikmetine de varırlar.

Sevilmek gerçek bir mutluluk mudur ? diye düşünürler . Mutluluk bir başkasını sevmektir, insan güzel bir kadını sever, doğayı sever, tanrıyı sever. Onlar için ise, kendine ne kadar uzak durabilirsen sevmeye o kadar yaklaşabiliriz düşüncesi egemendir. Kendine inanmak, evrenin gerçekliğine inanmak ve insana sunulanı sorgulamaya başladığımızda hazzını duyduğumuz sürecin ta kendisidir sevilmek.

İnsanın yaşamında zaman hoyrattır, bu kısacık doğum ile ölüm arasındaki ilimde verilen rolün hakkı ile oynayabiliyor ise insan , o büyük sahnede perde indiğinde unutulmazlar arasına girer o zaman .

Yaşamın bir defada bütün canlılığı ile kavrayan , çekilen acıların bir imbik gibi ruhundan damla damla süzerek doğayı özü ile çıkarıp engelleri direnç ile aşabilen kişiler bazı insanlardır. 

Toplum içinde cesur hatta gözü kara olanlar ,kendi dünyalarında son derece ince ve naif olabilen dişarıdan bakıldığında pek kolay çözülemiyen kriptosu deşifre edilemeyen gizemli bir yaşamın temsilcileri olan bu insanları içinde yaşadığımız ve etik değerler yönünden giderek erozyona uğrayan toplumda bulmak , ayrıştırmak ve seçmek gerekir.

Bazı insanlar yalnızdırlar, anlaşılmaları zordur , hep bunu beklerler ancak anlaşılmazlar, yalnızlık hoyrattır, acımasızdır etrafınızda kalabalıklar, insanlar ve büyük bir gürültü içinde tanımadık yüzler . Yalnızlık hep tek başına olmak değildir, binlerin içinde de onbinlerin içinde de yalnız kalır insan yada öyle hisseder, önemli olan bu yalnızlığı delebilmektir onlar bunu da başarırlar.

Egonuz yoksa, gözlerinizle görmektense kalbinizle görmek için çırpınıyorsanız , iyilik insanlar için, barış dünya için, ekmek açlar için, inanmak başarmak için, dostluk , kardeşlik, özgürlük, adalet ve eşitlik diyorsanız  çoğunlukla yalnızsınızdır, başkaları için yaşamın erdemini anlamayanlar, vurdum duymazlar, egoistler yani kendini normal insan kabul edenler için ; aptal, enayi, zavallı belki de işe yaramaz süflisinizdir, eh! adam olmak kolay değildir  ......

İnsanın kendini fethetmesi bence zaferlerin en büyüğüdür , insanların çoğu kör olarak doğar, ta ki bir gerçek gözlerine batıncaya kadar da bunun farkına varamazlar zira insan aydınlığa , mutluluğa ve bilime nihayet bilgeliğe açılan kapıyı kendisi açmalıdır, unutulmasın ki yolun sonunu bulmaya yaşam yetmez. Ama alınan her yol insanlık için çok önemlidir. Küçük kapılardan girmeye çalışılmamalıdır, zira küçük kapılardan girmeye çalışanlar daima eğilmeye mecbur olurlar. Eğilmek ise hangi koşulda olursa olsun insanı küçülten bir eylemdir. İnsanın yükselişi sürekli bir evrime dayanır, güçlü , dürüst , toplum çıkarını düşünen, karanlığa ve haksızlığa zorbalığa ve bağnazlığa direnen özgür insanlar var oldukça birlikteliğin halkaları daima genişleyecektir. Toplumda kardeşlik dayanışmadır, özveridir, paylaşımdır , sabırdır ve sadakattir . Unutmayınız , bal yapan arının kuyruğunda sokan bir iğnesi vardır, bizler insan olarak ilişkilerimizde iğnelerimizi köreltip , bu kısa yaşamda hep saldan tatlı olabilmek için uğraşmalı mutlak gerçek kardeşliğe  ulaşmalıyız.

Devam  edecek (Bazı İnsanlar  3)

 

<