BAHAR ETKİNLİKLERİ-1
Bahar mevsiminin gelmesi ile birlikte Mart ayında ardı ardına düzenlenen etkinlikler, toplantılar, açılışlar, Ülkemiz ekonomisini, kültür ve sanatını, siyasetini önemli ölçüde etkiledi.
8 Mart’ta Kadınlar Günü kutlansa da maalesef kadınlara yönelik darp ve taciz olayları devam etmekte, caydırıcı yasalar Meclis gündemine gelmiş olsa da cezalar ile bu işin önünün alınamayacağından bu konuda eğitim programlarının devreye sokulması gerekmektedir.
14 Mart’ta Tıp Bayramı kutlamış olsa da Pandemide bizlerin sağlığı için kendi sağlıklarını hiçe sayan, hayatlarını kaybeden, hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza karşı şiddet olayları devam etmektedir. Kendilerine minnet ve şükran borçlu olduğumuz sağlık çalışanlarımız için daha etkin önlemler alınmalıdır.
Deprem Haftasında muhtelif illerimizde yapılan toplantılarda bilim insanlarımızın çözüm önerileri maalesef T.V. ve basında yeterince yer almadığından ilgisiz kalınmıştır.
Birleşmiş Milletler 22 Mart 1993 tarihini Dünya Su Günü ilan etmiş olsa da bu konuya da T.V. ve basında gereğince yer verilmemiştir.
Dünya’mızın ¾’ü sularla kaplı olmasına rağmen, kullanılabilir su miktarının %2.5 ve içilebilir su miktarının ise %1 olması ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan Ülkelerin oranının %35’e ve su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranının ise %15’e ulaşması vahim bir tablodur. Ülkemiz de maalesef su azlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır.
Suyu korumak, ormanları korumak ile başlar. Mart ayında kutladığımız Orman Haftasında da toplantılar düzenlendi. Su döngüsünün önemli bir birleşimi olan ormanlar, Dünya karasal alanının %30’unu oluşturmasına rağmen, akarsu akışlarının %60’ını oluşturuyor. Dünya nüfusunun %50’sinin suyunun ormanlardan geldiği bilindiği halde, ormanların tahrip edilmesi, bölgeyi daha kurak hale getirirken, su ile taşınan organik madde ve toprak nedeni ile suyun kalitesini bozmaktadır. Bu durumda sadece insanların değil, doğadaki tüm canlıların su hakkının korunması için ormanlar korunmalıdır ve korunan orman alanlarının arttırılması için yasal önlemler çıkarılmalıdır.
Orman Haftası etkinlikleri kapsamında geçen yıl orman yangınlarında yanan 52,000 hektar alanın %75’inde çalışmaların tamamlanmış olması önemli bir çalışma başarısıdır. “Yılsonu itibari ile de çalışmaların tamamlanacağı ve fidan dikiminin daha da arttırılacağının” açıklanması sevindiricidir.
Nüfus artışı, sanayileşme ve iklim değişikliği ve çeşitli nedenlerden dolayı Dünya genelinde su kaynakları baskı altındadır.
Su hiç tükenmeyecek gibi davranmamalıyız, su biterse hayat biter.
Dünya’nın karşı karşıya kaldığı en büyük iki tehdidin, iklim krizi ve biyolojik çeşitlilik kaybı olduğu gerçeği bilinmelidir.
21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü nedeni ile düzenlenen toplantılarda, doğal varlıkların titizlikle korunması gerektiğine dikkatler çekilmiş, son 50 yılda yaşamı ormana bağlı türlerin kaybının %47’ye ulaştığı, her bir orman tahribatının iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybının yarattığı sorunların artması demek olduğu, çeşitli amaçlarla tahrip edilen ormanların kaybının, yaşamın kaybı olduğu bilinmelidir. Bu ülkenin en önemli beka sorunlarından bir tanesi su meselesi olup, mutlaka su seferberliği başlatılmalıdır.
Dünya Su Günü’nde su tasarrufunun önemi vurgulanmış olup, bunun için bireylere de görevler düşmektedir. Yapılması gerekenler sırası ile;
El yıkarken, diş fırçalarken ve abdest alırken muslukların açık tutulmamalı ve tasarruflu musluk başlıkları kullanılmalıdır.
Meyve ve sebzeler akarsuda değil, dolu bir kap içinde bekletilip, daha sonra durulama yapılmalı, kalan su çiçek sulamada kullanılmalıdır.
Çamaşır ve bulaşık yıkarken makine kullanılması tercih edilmelidir. Sifon sisteminde su tasarrufu yapacak önlemler alınmalıdır.
Bilimsel Temelli Hedefler Girişimi, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirmek ve ekonomileri iklim dirençli hale getirmek için şirketleri harekete geçirmek amacı 2015 yılında ile kurulmuş olup, bugün Dünya’da 2000’den fazla Türkiye’den 25 şirket Bilimsel Temelli Hedefler Girişimi (Science Based Targets Initiative) kapsamında emisyon azaltımı hedefini belirlemek üzere çalışmaktadır.
Yapılan çalışmalar açıkça gösterdi ki küresel ısınmanın önüne şirketlerin katılımı olmadan geçmek mümkün değildir. İş dünyası iklim sorununun çözümünde çok önemli aktörler haline gelmiştir.
(Devam edecek)