BÜLENT UĞUR

BÜLENT UĞUR

BAKÜ’DEN ESİNTİLER –3

İRAN’DAN AZERBAYCANLI GENEL YAYIN YÖNETMENİNE ÖLÜM TEHDİDİ

Azerbaycan Metbuat Şurası’nın kurucusu ve bir önceki Başkanı Eflatun Amaşov, 20 yıla yakın sürdürdüğü bu görevinin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’nın yayın organı olan Halk Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirildi. Amaşov, Şura Başkanlığını yürüttüğü sırada bir dönem de Azerbaycan Parlamentosu’nda milletvekili olarak görev yapmıştı.

Eflatun Amaşov yönetimindeki Halk Gazetesi’nde gerçekleştirilen değişiklikler göze çarpmayacak gibi değil. Gazete, resmi bir kurum yayın organı halinden, kitlelere daha çok hitap eden bir şekle bürünmüş. Yine eskisi gibi Cumhurbaşkanlığı’nın kararları gazetede yayınlanıyor. Ancak ülke gerçekleri de dile getiriliyor. Bir anlamda devlet kurumlarını uyarıcı bir görev dahi üstlenmiş diyebiliriz. Gazetenin içerik ve görseli tamamen değişmiş, elektronik medyayı her anlamda kullanıyorlar.

Amaşov’u röportaj için ziyaret ettiğimde, Halk Gazetesi’nin girişinde bu defa aşırı bir önlem gördüm. Nedenini sorduğumda, kendisi, bana, İran’dan tehditler aldığını söyledi. Gerekçesi de gazetede her gün belli sayfaların İran yönetiminde bulunan Güney Azerbaycan’a ayrılması ve burada İran yönetimi tarafından gerçekleştirilen baskı ve Azerbaycan’a yönelik tüm haberlerin gerçek haliyle okuyucuya yansıtılmasıymış. Haberler İran yönetimini o kadar rahatsız etmiş ki, bununla ilgili Tebriz’de yönlendirilmiş bir grup insan tarafından gazeteye aleyhine yürüyüş dahi yapılmış. Yürüyüşte Halk Gazetesi’nin ilgili sayfaları gösterilerek, gazete ve Azerbaycan aleyhinde sloganlar attırılmış. İran Gizli servisi tarafından kontrol edilen İslami Mukavemet Harekatı Eflatun Amaşov’u ölümle tehdit etmiş.

Bu tehditlerin boş olmadığı, ben daha Azerbaycan’da iken belgelendi. İran’ın yaptıklarını sert bir şekilde her platformda dile getiren Azerbaycan milletvekili Fazıl Mustafa, evinin önüne silahlı bir saldırıya uğradı. Mustafa saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. Saldırı sonrası Azerbaycan yetkililerinin yaptığı araştırmalarda tüm oklar İran’ı gösteriyordu.

Halk Gazetesi’nin İran hakkındaki yazıları

Halk Gazetesi’nin Güney Azerbaycan’a yönelik yazısı

Tebriz’de İran yetkililerince yönlendirilen bir grup insanın Halk Gazetesi aleyhine yürüyüşü

Eflatun Amaşov’a ölüm tehdidi

Azerbaycan milletvekili Fazıl Mustafa’ya gerçekleştirilen suikast sonrası

AZERBAYCAN HALK GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ, EFLATUN AMAŞOV İLE RÖPORTAJ…

Soru: “Türkiye” denilince ne aklınıza geliyor?

Cevap: Geniş anlamda hayata bağlayan bir düşünce aklıma geliyor. Bu çocukluğumla alakalı bir konu. Ben Gürcistan doğumluyum. 1934’de Sovyet döneminde, akrabalarımın çoğu topraklarını terk etmek zorunda bırakılmışlar. Bunlar Türkiye’ye gitmiş. Aslında ondan önce atalarım Kars civarında yaşıyorlarmış, oradan Gürcistan’a göçmüş. Dolayısıyla “Onlar ata topraklarına dönmek zorunda kalmışlar” diyebiliriz. Türkiye’yi, yaşadığım Azerbaycan’dan ayırt etmedim hiçbir zaman. Çocukluğumda ve gençliğimde Türkiye’yi Türk dünyasının büyük bir kalesi olarak gördüm. O zamanlar Türkiye bağımsız olan tek Türk devletiydi. O yaşlarda Türkiye’nin yardımıyla diğer Türk halklarının da bağımsızlığına kavuşacağını düşünüyordum. Türkiye benim için “mukaddes” bir anlam taşıyordu.

Türkiye’yi Azerbaycan’ı, KKTC’yi, Orta Asya Türk devletlerini diğer Türk halklarını (Saha, Yakut…) birbirinden ayırmıyorum. KKTC’de bir televizyon programına davet edilmiştim. Sunucu bana “Bir millet 3 devlet” dedi. Ben de KKTC’nin bayrağını Birleşmiş Milletler’in önünde görmek istiyorum. Azerbaycan, Türkiye, KKTC 3 kardeştir.” dedim. Bu açıklamamdan sonra Yunanistan, Azerbaycan’a bu konuda bir nota gönderdi. Ardından da “Biz de Dağlık Karabağ’ı tanıyacağız. Ayrıca ‘Boru Hattının’ Yunanistan’dan geçmesine izin vermeyeceğiz” dediler. Bana soruldu, “Siz böyle bir şey dediniz mi?” Ben de “Azerbaycan’ın bağımsız bir milletvekili olarak bunu söyledim ve gurur duyuyorum. Ben KKTC’nin bayrağının BM’in önünde dalgalanmasını özlemle bekliyorum” dedim. Benim için Yunanistan’ın ne dediği ne yaptığı önemli değildi.

Kırgızistan’da yapılan bir toplantıyı idare ediyordum. Esmer bir adam benden ısrarla söz istiyordu. Sonunda söz verdim. Konuşmaya başladı, “Ben Saha’dan geldim. Türk’üm. Bizim gazeteyi kapattılar. Sahaların faaliyet göstermelerine izin vermiyorlar. Biz Türk ideolojisini hayata geçireceğiz.” dedi. Gurur duydum. Sözü ilk olarak ona vermediğim için beni “bağışlamasını” istedim.

Ben bu asrın “Türk Asrı” olduğunu düşünüyorum. Bu işin başında da Türkiye olacaktır. Yakutistan’dan Akdeniz’e kadar uzanan bir alanda 200 milyon Türk var.

Soru: Birçok şapkanız var. Bunlardan birisi Metbuat Şurası’nı kurmak ve yönetmekti. Şura Türkiye ile ilgili ne işler gerçekleştirdi.

Cevap: Türk dünyası ile alakalı işler gerçekleştirdik. Siz burada olduğunuz için söylemiyorum ancak sizin Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nde Basın Müşaviri olduğunuz zaman Azerbaycan-Türkiye medyası arasında ilişkilerin kurulmasında önemli bir aşama katettik. Daha önce de bu ilişkiler vardı, karşılıklı seferler vardı ancak anladık ki biz birbirimizi yeterince tanımıyoruz. Biz gazetecileri yakınlaştırdık. Gazeteciler sayesinde de halklarımızı yakınlaştırdık. Ortak tedbirler geçirilmesine başladık. Bugün de Türk Dilli Halkların Medya Forumu geçirildi. O da Metbuat Şurası ile Türkiye Büyükelçiliği’nin işbirliği ile yapıldı. Fırsattan istifade edip, size öz teşekkürümü sunmak istiyorum. Bu işlerin başında Bülent Bey şahsen siz vardınız, ben de bu konuda size yardımcı oldum. Bugün de herkes tarafından bilinen bir gerçek bu işlerin kurulması o döneme denk düşüyor. İlişkiler öylesine kurulmuş ki artık Türkiye ve Azerbaycan medyaları bir ülkenin medyası gibi oldu.

Soru: Bir dönem de milletvekilliği yaptınız. Basın ile ilgili bir kişinin mecliste olması basın için çok önemli. Mutlaka siz de orada basın ile ilgili birçok konuyu gündeme getirdiniz, belki de çözümlediniz. Bunlar içinde önemlilerden birkaç tanesini sizden duymak istiyorum.

Cevap: Azerbaycan medyasının cemiyetteki konumu ile ilgili hususlar benim için önemliydi. Medyanın özgür olması önemliydi. Bunun için de maddi konular önemliydi. Maddi konular da iyileştirme için reklam pazarındaki duruma el attık. Gazetelerin dağıtılmasındaki sorunlar önemliydi, kullanılan araç gereçler önemliydi. Bu konular benim milletvekilliğim dönemimde ilgi alanlarım içerisindeydi. Diğer milletvekillerinin dikkatlerini bu konulara çekerek, bunları çözebildik. Diğer kurumların, bu sorunlarla ilgilenmesini sağladık. Getirdiğimiz yeni bakış açısı sayesinde, medyanın bağımsız bir enstitü olarak gelişimi sağlandı.

Soru: Halk Gazetesi’ndeki eski halini biliyorum. Gördüğüm kadarıyla gazete, siz Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirildikten sonra büyük gelişme göstermiş. Görsel ve içerik olarak bunu gördüm. Gazetede, ileri dönük neler yapmak istediğinizi anlatır mısınız?

Cevap: 5 aydır gazetenin başındayım. Kendimi anlatmak istemem ama düşündüğüm gazeteyi oluşturabilmek için gece 12’den önce eve henüz gitmedim. Gazetenin bağımsızlığını sağlamaya çalışıyoruz. Konuların seçilmesinde, gazetecilerin meslek bilgisinin yükseltilmesinde, okuyucular için ilginç konuların seçilmesinde dikkatli bir şekilde çalışıyoruz. Aynı zamanda elektronik medyanın geliştirilmesi için çalışıyoruz. Gazetenin sitesi daha çağdaş bir hale getirildi. Sosyal medyada da haberlerin yayılması için çalışıyoruz. Twitter, Facebook, You Tube kanalı ve diğer sosyal medya alanlarında haberlerimizi yayma yönünde çalışmalarımız var. Biz gazeteye daha çok analiz ve tahlil materyalleri yerleştirmeyi planlıyoruz. Arzum, Halk Gazetesi’nin sadece Azerbaycan’da değil, tüm bölgede en etkili gazete seviyesine yükselmesi.

PLAKET TÖRENİ - YEMEK

Röportaj sonrası Eflatun Amaşov ile birlikte Metbuat Şurası’nın kendi bünyesinde kutladığı 20. Kuruluş Yıldönümü toplantısına gittik. Orada Amaşov’a, Şura’nın kuruluşundan bu yana kurucu başkan olarak geçirdiği 20 yıllık hizmeti için, Metbuat Şurası Başkanı Reşat Mecid tarafından bir plaket verildi.

Azerbaycan’dan ayrılmadan bir gün önce Uluslararası Avrasya Gazeteciler Vakfı Başkanı Umut Mirzayev bir iftar yemeği verdi. Yemeğe Halk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eflatun Amaşov ile Demokratik Jurnalistler Ligi Başkanı Yadigar Memmedli de katıldı. Kurt Kapısı Restoranının özlediğim lezzetleri ile gerçekleşen yemeği sonrası renk veren ise Aşık Neriman Cihanoğlu’nun bizlere verdiği mini konserdi. Konserde Atatürk ve Türklükle ilgili söylediği şarkı beni hem şaşırttı, hem de çok mutlu etti.

Metbuat Şurası Başkanı Reşat Mecid’in Eflatun Amaşov’a plaket verişi

Kurt Kapısı Restoran’da (Yadigar Memmedli, Aşık Neriman Cihanoğlu, Eflatun Amaşov, Umut Mirzayev, Bülent Uğur)

<