BANDIRMA VAPURU ve İDARE-İ MAHSUSA
Sevgili dostlar, küçük bir beylik olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında kurulduğunda 400 yıl sürecek bir fetih ve genişleme döneminin ardından, Osmanlı Devleti ile Kutsal İttifak Devletleri Avusturya, Venedik ve Lehistan arasında bugünkü Sırbistan sınırları içinde yer alan Karlofça’da (Sremski Karlovci) 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla gerileme devrine giriyordu.
1792 yılına gelindiğinde ise Osmanlı Devleti ile Rusya arasında bu günkü Romanya sınırları içinde bulunan Yaş ( Iaşi ) kentinde imzalanan Yaş Antlaşmasıyla da bu kez İmparatorluğun parçalanma dönemi başlamıştı.
Daha sonra ise, başta İngiltere olmak üzere İtilaf devletleri tarafından İstanbul’un 1918 yılında fiilen, 1920 yılında ise resmen işgal edilmesiyle de yaklaşık 600 yıl süren bir hükümranlık devri tarih sahnesinden silinmek üzereydi.
Ancak, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün (1881 – 1938) Kurtuluş Savaşı’nın miladı olan 16.Mayıs.1919 tarihinde İstanbul’dan Samsun’a Bandırma Vapuru ile yola çıkışıyla başlayan süreç, gerçekte bunun bir son olmadığı, küllerinden yeni bir devletin doğmasında henüz mücadelenin yeni başladığını ortaya koyuyordu.
Gazi Mustafa Kemal, bağımsızlık mücadelesinin ilk adımı olan İstanbul’dan Samsun’a hareketinde kendisine, ilk adı İdare-i Mahsusa olan Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi ve 1925 yılında 597 Sayılı Kanunla adı Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi olarak değiştirilen bu günkü Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş tarafından tahsis edilen Bandırma Vapuru ( SS Trocadero – SS Kymi – Panderma ) bu mücadelenin simgesi olmak özelliğini taşıyor.
1878 yılında İskoçya’nın Glasgow kentinde inşa edilen gemi, 1894 yılında Panderma adıyla İdare-i Mahsusa’ya devredilerek Türk Bayrağı çekilmiş ve kuruluşun adı 1910 yılında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi olarak değiştirildikten sonra geminin adı Bandırma olarak tescil edilmiştir. 1924 yılında hizmet dışı bırakılan gemi 1925 yılında hurdaya çıkarılmış olmakla, bugün Samsun’un Canik İlçesi Doğupark’ta ziyaretçilere açık olan Bandırma Vapuru aslının birebir aynısı olarak yapılmıştır.
Geminin İstanbul’dan yola çıktığından itibaren içinde bulunanların sayısı hakkında çelişkili bilgiler bulunmakta.
Her ne kadar gemide Gazi Mustafa Kemal ile birlikte 18 kişi olduğu yazılsa da ( Fethi TEVETOĞLU – Türk Kültürü Dergisi ), İstanbul’dan yola çıkmazdan evvel İngilizlerden alınan vizelerde geçen kayıtlarda, Gazi Mustafa Kemal ve heyetinin 23 kişi olduğu belirtilmekte. Ayrıca 3. Ordu Kumandanı Refet BELE (1881 – 1963) ve beraberinde astsubay ve erlerden mevcut 27 kişi ile birlikte 5 sivil ve 24 kişilik vapur mürettebatı bulunuyor. Yine altı at ve bir de otomobilin bulunduğunu belirtelim (Murat BARDAKÇI – Belgeler ).
Değerli okurlar, Milli Mücadele ilk başladığı anda dahi, o zamanın koşullarında içinde bulunulan zor hatta imkansız denilebilecek şartlar içerisinde, yalnızca ülkemizde değil başta Avrupa ve Asya olmak üzere bütün Dünya’da hayretle karşılanan benzersiz sansasyonel bir eylem olarak kayıtlara geçmiştir.
Mücadelenin özelliği o günlerin ulaşım ve iletişimle ilgili zor şartları olduğu kadar, bu şartları lehe çevirerek sonucun başarıyla noktalanmış olmasıdır.
Esen kalın.