RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Basın Birliği

CHP tek parti. İsmet İnönü eski bir paşa ve siyasetçi ama devlet adamı. Kurulan Cumhuriyetin

kurucusu. İstiyor ki, o cumhuriyet iyi noktalara gelsin. Dünyada, diğer devletler arasında itibarlı bir

devlet olsun. Dünyada egemen güçler değişiyor, kimileri güçlenirken, kimileri, zayıflıyor. İki kutuplu

bir dünya oluşumu hızla yeni kuruluşlar peşinde. Paktlar kuruluyor. Demokrasi adına milletler

hareketleniyor. Türkiye’de de demokrasi konusunda hareketlenme var, ikinci, üçüncü partileri kurup

denemeler yapılıyor. Sonra demokrasi duygusu zayıflayıp yerini bencil güç olma arzusu kaplıyor ve

açılan siyasi partilerin kurucuları çeşitli şekillerde suçlanıyor ve tevkif ediliyorlardı. Ama dışarıdan da

baskılar, cesaretlendirmeler, tehditler devreye giriyor ve Türkiye’de çok siyasi partili hayat kaçınılmaz

oluyordu.

Xxxx

Tek parti iktidarı bürokratını da, menfaatçilerini de üretmişti. Kimileri ellerindeki gücü kaybetmek

istemiyordu. Basın Birliği de CHP çizgisinde bir kuruluştu. Ulus Gazetesi yazarı Falih Rıfkı Atay, basın

Birliğinin genel başkanı, Vakıt gazetesinin yazarı Hakkı Tarık Us, İstanbul’da basın Birliği başkanıydı.

Gazetelere baskı uygulanıyordu. İskender Özsoy, 55 yılın tanıklarında herkesten görüş almıştı. Hepsi

de CHP’nin basına yaptığı baskılardan söz ediyorlar. Gazetelere ve gazetecilere baskılar uygulanıyor,

haberlerin nasıl yazılacağı, yazılıp yazılmayacağı bildiriliyordu. Falih Rıfkı Atay ve Hakkı Tarık Us

CHP’liydiler ve adeta gazeteler üzerinde baskı yapmaya kendilerini hak sahibi olarak görüyorlardı.

Xxxx

Tek parti yönetimleri hep böyledir. Dün bugün yarın hep aynıdır. Abbas Parmaksızoğlu, o dönemde

gelen baskıları şöyle sıralamış. ‘Tasvir i Efkear gazetesinde gece sekreteri idim. Her gün her yerden

şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın diye talimat geliyordu. Dönemin Basın Yayın Genel Müdürü Selim

Sarper çok baskıcıydı. İstanbul Basın savcısı Hicabi Dinç bir başka baskıcıydı. Dinç, her kelimeden bir

olumsuz anlam çıkarmaya gayret ederdi. Hatta CHP mensupları bile talimat vermeye yeltenirdi.

Haftada üç-beş kere sıkıyönetim idaresine hesap verirdik.

Basın Birliği bu sorunlar karşısında bize yardımcı olmuyor, hatta o da baskı yapmaya kalkıyordu.

Xxxx

1940’lardan sonra okumuş gençlik mesleğe dahil olmaya başlamıştı birer ikişer.Kolejlerden,

fakültelerden bitirmiş, yarıda bırakmış gençler de gazeteciliğe başlamışlardı ve bu baskılara karşı

direnç gösteriyor, hiç değilse memnuniyetsizliklerini bildiriyorlardı. Herkes tek partiden, aynı

yönetimden, aynı baskılardan bıkmışlardı.

Basın Birliği İstanbul’da Hakkı Tarık Us yerine Sedat Simavi ve Ankara’da Falih Rıfkı Atay yerine

Hüseyin Cahit yalçın’a geçince, İsmet İnönü ile seyahat eden Us ve Atay basın Birliğinin lağvedilmesi

gerektiğini anlatıyorlar. İsmet İnönü de bu iki emektarının talebini yerine getiriyor ve Basın Birliğini

lağvediyordu.

İstanbul bu lağvetme gelişmelerini haber alınca çabuk davranıp İstanbul’da Gazeteciler derneğini

kuruyorlar. Aradan yıllar geçecek Türkiye Gazeteciler Cemiyeti halini alacak bu kuruluş ve mensupları

yine aynı dertten muzdarip. Her iktidar basına, gazeteciye baskı yapmaya, yönlendirmeye, istediği gibi

yayın yaptırmaya hep bayılmıştır.

Xxxx

Ama gazetecilik iktidarın bir organı değildir. Gazetecinin görevi bellidir. İnsanın maddi ve manevi

çıkarlarını korumak, onun devlet ve kurumlar karşısında hakkını savunmak, hukuka saygıyı ve uyumlu

yaşamayı savunmak, adaleti herkes için aramak ve tecelli ettirmeye yol açmak, devleti de, milleti de,

ama en başta insanı, vatandaşı, yurttaşı korumak basının, gazetecinin görevidir.

Xxxx

Siyasetçiler dün birbirine tahammül göstermeyip, alt yazıda onun sözlerini niye yayınlıyorsunuz diye

sorarken, kapalı kapılar ardında koalisyon kararı aldıktan sonra, onun konuşmalarını yayınlayın

kesmeden’ talimatı verebilirler. Siyasetçinin de ilkeleri vardır ama, bu ilkeler her zaman oy almak için,

seçim kazanmak için değiştirilebilir. Ama gazetecilik ilkesizliği, ilke esnetmeyi kabul etmez. O hep

görevinin peşindedir.

<