BASIN GÜNÜMÜZ Osman GÜVENİR
11 Temmuz “Basın Günümüz.” Özellikle Kıbrıs Türkü’nün basın yayın
hayatına geçişini sembolize eden bu günün anlamı, gerçekten çok önemlidir.
Kıbrıs’ta ilk basılan Türkçe SADED GAZETESİ, bundan tam 128 yıl önce,
yani 11 Temmuz 1889 tarihinde yayına girmişti. O gazetesinin gazetecilik
hayatımızın bir başlangıcı ve dönüm noktası olarak algılandığındandır ki, 11
Temmuz günü, “Basın Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.
Bir asır ve bir çeyrek asırlık zaman diliminde SADED Gazetesi’ni, Ahmet
Emin Efendi isimli bir zat yayınlamış, ancak bu gazete sadece 16 nüsha çıkmıştır.
Bir diğer deyişle, SADED Gazetesi yayınını 14 Kasım 1989 tarihinde
sonlandırmıştır.
O dönemlerin yaşantısını bir düşünün... Aydınlarla cahillerin hayatını
şöyle bir kafanızdan geçirin. O dönemlerde henüz latin harflerine geçilmemişti.
Dolayısı ile SADED Gazetesi eski Türkçe harfleri ile yayınlanmıştır.
O dönemin erkekler fes, kadınları da kara çarşaf ve peçe kullanırlardı.
Toplumdaki okumuş insan sayısı parmakla sayılacak kadar azdı. Lakin “Bir
yerden başlamak gerekir” ilkesinden hareketle SADED gazetesi öyle başlamış
ve yayın hayatına imzasını atmıştır.
Şayet birazcık daha gerilere gidersek, basın hayatına giren ilk gazetenin
SADED olmadığını da görmüş oluruz.
Kıbrıs’ta ilk matbaa 1878 yılında Larnaka’da kurulmuştur. Bu
matbaanın adı, “Henry King and Co.” olarak geçer. Adıgeçen basımevi
Kıbrıs’ın ilk gazetesi olan “Kipros/Cyprus” isimli gazeteyi, 29 Ağustos 1878
tarihinde çıkarmıştır. Gazetenin ilk sayfası İngilizce, son sayfaları da Rumca
olarak hazırlanmıştı. Kıbrıs’ta yayınlanan ve Osmanlı Türkçesi ile yazılan ilk
gazete ise, Aleksan Sarafyan isimli bir Ermeni’nin yayınladığı “ÜMİD”
gazetesidir. Bu gazete 1879 tarihinda yayınlanmıştır. Ancak bu gazete uzun
ömürlü olmamış...
Ondan sonraki süreçte Türk gazetesi olarak çıkarılan SADED Gazetesinin
sahibinin Türk olması hasebiyle, 11 Temmuz BASIN GÜNÜ olarak kutlanır
olmuştur.
Geçmişle şu anda yaşadığımız basın teknolojisinin arasında ne kadar
büyük bir fark olduğunu görebiliriz. Örneğin ilk Türk Gazetesi SADED yayın
hayatına girerken, onun ardından yayın hayatına giren ve henüz bilgisayar
teknolojisinin hayatımıza girmediği bir döneme bakarken, şimdiki gazetecilerin
ne kadar şanslı olduklarını ifade edebiliriz.
Eskiden bütün yazılar elle dizilir, baskı kalıpları hazırlanır, sonra da
sabahlara kadar uğraş verilerek gazete baskıya girerdi. Bir basımevine
gittiğinizde bütün o matbaa işçilerini hep üst taraflı atletli ve kan ter içinde
görürdük. Daha sonra dizgi makinaları hayatımıza girdi. Kurşunların dizgi
makinalarınin iç kazanına daldırılarak, yazıların kurşunla dizilişi sağlanırdı.
Gerçekte o kurşun, insanların böbreklerini iflas ettirecek kadar
tehlikeliydi. Nitekim kurşun yüzünden böbrek yetmezliğine girip de hayatını
kaybeden bazı arkadaşlarımız olmuştu.
Teknoloji dedik ya...
Bilgisayar marifetiyle gazeteciliğin, hem zaman bakımından, hem
kolaylık, hem de görsellik bakımından avatajları ve seriliği gerçekten basın
dünyasının en önemli unsuru oldu diyebiliriz.
Artık haber ve iletişim ağı da internet ve çok gelişmiş iletişim sistemleri
üzerinden basın ve yayınevlerine ulaşabiliyor. Muhabirler çektikleri resimleri,
anında gazetelerine iletebiliyorlar.
Basın yayının gelişmesi anlamında üniversitelerin İletişim Fakülteleri, tam
bir basın yayıncı kimliği ile çok değerli elemanlar yetiştiriyorlar. Bugün bütün
basın yayıncı gençlerin ne kadar heyecanla işlerini yaptıklarına da tanık oluruz.
Tabii ki üst lisans yapan bazı İletişim Fakültesi mezunlarının da olduğunu biliyor
ve gururlanıyoruz. Hani insanların “alaylı mı, mektepli mi?” sorusunu
sordukları zaman sürecinde, gazeteciliğinde önemli bir bilim dalı haline geliğini
ayrıca gözlemlemiş oluruz.
11 Temmuz BASIN GÜNÜ, bütün basın yayıncı arkadaşlarıma kutlu ve
mutlu olsun diyorum...