Batıdan ışık alanlar
Güneş doğudan gelir ama ülkemizde Tanzimat döneminden beri ışığı Batıdan almaya çaba harcar
insanlarımız. İnsanlarımız denilince sıradan insanlarımız değil. Yönetici sınıf ve kendini halktan hep
üstün gören münevverler, aydınlar. Halk ise ışığı ataları gibi, milli geçmişleri gibi, irfan geçmişi gibi
Doğudan gelen ışık kırıntılarıyla idare edip gider.
Çok değerli bir beyin sahibi olan Taha Akyol Batıdan ışık alanlarımızdandır. Gazetedeki yazılarının
serlevhası da objective’den Türkçeleştirilmiş Objektif’tir. Liberal Düşünce Dergisini anlatmış. Dergi de
ışığını Batıdan alanların yayınladığı bir dergi. İkincisini de bir başka yazısında anlattı. O da
Muhafazakear Düşünce dergisi. Muhafazakear kelimesinin Batı kökenlisi kullanılmamış.
Xxxx
Liberal Düşünce Dergisi tam karşıtı ama akrabası olan Muhafazakear düşünce özel sayısı yayınlamış.
Bir zaman sonra mutlak surette Muhafazakear Düşünce dergisi de Liberal Düşünce özel sayısı
yayınlayacaktır. Birbirlerinin tanıtımını yaparlar, karşıt düşünceleri söylerler, birbirlerinin göze
batmadan tanıtımını yaparlar. Çünki, biliyorlar ki, birisini tanıyan karşıtını da tanımaya kendini
mecbur hissedecektir.
İslam dünyasında reddiye yazma geleneği terk edileli, kimse kimseyi tanıtmıyor ve sadece kendisini
öne çıkarıyor. Ya da hep rakiplerinin ayıplarını saymaktan kendilerini anlatmaya zaman bulamıyorlar.
Xxxx
Muhafazakearlık, bilinenin huzuru olarak ifade edilir. Mevcudu korumaktır. Belli bir seviyeye
ulaşıldığında o seviyeden aşağıya düşmemek ve mevcudu sürdürmek muhafazakearlıktır ve 50
yaşından sonra kemen herkes muhafazakeardır. Çünki artık tehlikeleri göğüslemeye cesaretleri
kamamıştır. Mevcut durumu korumak temel düşünce haline gelmiştir.
Muhafazakear kelimesi her zaman olumlu anlam taşımaz. Aslında hiçbir kelime daima olumlu, ya da
olumsuz anlam taşımaz. İnsanlar, toplumlar, halklar, milletler kimi zaman yanlışta, sapıklıkta da
birleşebilirler. Tümü değilse bile, çoğunluğu kötüde, batılda, fenada, çirkinde birleşen milletler,
toplumlar evrenin, ya da evrenin sahibinin gazabına, gadabına düçar olurlar. Tarihte yaşayıp yok
edilmiş binlerce topluluk, şehir, yöre ahalisi var.
İşte o yanlışta birleşmiş milletlerin, toplulukların muhafazakearları kelimeye kötü anlam taşıtırlar.
Peygamberler, devrimci düşünce adamları, büyük liderler hep karşılarında direnen bir kitle bulur. Bu
direnen kitleler muhafazakeardır.
Xxxx
Liberal düşünen insanlar da ışığını Batıdan alanlardır. Kişinin özgürlüğünü öne alırlar. Kişinin önüne
çıkan her engele, kısıtlamaya karşıdırlar. Ama kişiyi engelleyen, sınırlandıran değerler insani
değerlerdir. Fıtrat insana sınır koyar. İnsanın yapabilecekleri, erkeğin yapabilecekleri, kadının
yapabilecekleri, her yaşın kendine göre yapabilecekleri sınırlıdır. Toplum hayatı yaşamaya mecbur
olan insanı toplum da sınırlandırır. Aile kurmak gerekir. Kan bağı ve nikeah bağı dikkate alınmak
zorundadır. İnsan özgürlüğü fıtratın dışındaki sınırlandırmalara da açıktır. Din, ahlak uyulması
gereken, yaptırımları acele olmayan sınırlandırıcılardır. Ama toplulukların millet olmak ve bir devlet
ile temsil edilme durumları da insana ait bir değerdir ve zorunludur. Öyle olunca millet olmak da
insana sınır koyar, devlet de insana sınır koyar. Buna yazılı hukuk da denilen yasalar, anayasa,
kanunlar sınırlar ve alanlar çizer. Liberal olmak düşüncesinin her çizgisinde bir sınırlandırıcı ile karşı
karşıya gelir.
Xxxx
Taha Akyol Liberal Düşünce dergisinden yerel bir meseleye ışık tutan bir makaleyi de özel olarak
anmış. Makalenin adı zaten neyin- ne olduğunu söylüyor. Kemalist devrimden Muhafazakear
Kemalizm'e. Bu yerel bir meseleye ışık tutuyor ama aslında geneli de anlatmaya yetiyor. Her düşünce
ortaya çıkışında devrimci, kalıcı olmaya başladığında muhafazakear olur.