SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

BAYRAMLARIN ARŞİV KAYITLARI..

İnsanları dost veya düşman görmekte kesin bir düşünce sahibi olduğumuz söylenemez. İnsanları tanıma eğilimi en zayıf olan ülkelerin başında geldiğimizi belirtmek isterim. Hayatı siyah-beyaz gören insanlar sağlıklı bir tanı gücüne sahip olamaz. İçgüdüleri karışık insanlar daima kötümser duygular yayarlar.

Bu noktadan hareket edersek karşımıza şöyle bir tablo ortaya çıkar:

“Türkiye’de teşvik yoktur, takdir yoktur. Sadece eleştiri ve suçlama yaygındır.”

Toplumsal travmatik olayların başını çeken aile ve grup içindeki çekişmelerin mesajları hep şöyledir:

“Eziklik kompleksi..”

Ahlaklı ve iyi olma ilkeleri insanlık kuralıdır. Kompleks baskın çıkınca ahlak zayıflar. Yerini bencil duygular kaplar.

Toplumumuz etkili bir iletişim kurmanın temel felsefesinden yoksundur.

Konuşurken veya bir konuda fikir beyan ederken ağzımızdan çıkan sözleri tartmadan ortaya dökersek tartışma ortamı yaratırız. Geçimli, geçimsiz insan tipleri kelimeleri doğru yerine oturtamayınca, tartışmalara neden olurlar.. Buna halkımız arasında “Ağız dalaşması” derler.. Ana konumuza dönersek bütün sertlikler, kavgalar bundan çıkar.

En ufak bir tartışmayı önleyecek becerileri olanlar ağlara takılıp kalmazlar..

Yaşamın amacı kötümser duyguları geliştirmek olmamalıdır. İyiyi, çalışanı, üreteni, başaranı teşvik edici sözlerden mahrum bırakırsanız sosyal çevreyi kırılganlarla doldurursunuz. Her türlü güzellik, iyilikle yaşatılır. Ağzımızdan çıkacak bir takdir sözü, açığa vurulmamış nefret kalıntılarını temizler.

Toplumumuzda herkes birbirlerinin sözlerine müdahaleci saflarda toplanmaktadır. Gün boyu evde, işte, konferanslarda, ikili veya çoklu ilişkilerde özellikle siyasette “iyilikle güzellikleri” karıştırıp duruyoruz. Kişiler, nefret ettikleri şeylerin peşinde.. İnsanlarda yaygın olan bu eğilim yüzünden ciddi münakaşalarla gönül sıcaklığından uzak yaşıyoruz.

Koronavisünden korunmak için aranıza mesafe koyun kuralları uygulanıyor. Bencil duygularınız, eleştirme ve tenkit etme alışkanlıklarınız sürüp gidiyorsa, insanların iyi taraflarını da görme duygularınızdan uzak tutmayınız.

Kimsenin aradığı huzuru kendi elleriyle inşa edeceğine dair bir garantisi yoktur. Daha geçimli ve sevecen olmanın en güzel yolu, takdir ve teşvik duygularının önünü tıkamamak olmalıdır. Başkalarının her tarafı kusurlu olsa da takdire değer ufak bir yanlarını da keşfederseniz, sizi kuşkuya düşüren bir başkasının hatasını yüklenmemiş olursunuz..

İyiyi, güzeli kavrayacak bir anlayışa sahip olmayanlar, kriz üretmek için dans eden kimselerdir.

UNUTMAYALIM: “Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır..”

<