ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Beklenti, sonuç mu?

İyi rüyalarımız hep “gerçek” olsa...

Düşündüğümüz her şey “realite” olsa...

Hayalini kurduğumuz yaşamımız, sorunsuz gerçekleşse...

Planladığımız “mutlu yuva” dünyamız, yaşamımızın sonuna kadar sürse...

***

Yukarıda sıraladığım beklentilerimizi daha da derinleştirerek çoğaltmak elimizde.

Peki, bunların gerçekleşmesi elimizde mi?

Hem “evet”, hem de “hayır”...

***

Kurgulamaya çalıştığımız dünyamızı, yaşamımızla öpüştürmek, o kadar da kolay değil.

Dünya vasatı (ortamı), bu düşlerimize olanak da tanır, engeller de.

Bir deyim vardır:

Doğru zamanda, doğru yerde olmak” diye...

Bu doğru bir saptama...

Tüm olanaklarını, ortamın tanıdığı imkanları zorlayanlar, mutlaka başarıya ulaşır...

***

Şimdi sizinle bir anımı paylaşacağım.

Yıl 1983’ün ilk ayları...

Rahmetli Turgut Özal, çalıştığım gazeteye ziyarete geldi.

Ben de bu gazetenin önemli çalışanlarından biriyim.

Sohbetten sonra, Özal, bana “Seni bir yerden liste başı koyalım, milletvekili yapalım” dedi.

Bu cazip ve güzel teklife, “Layık gördüğünüz için teşekkür ederim, ama siyaseti düşünmüyorum” yanıtını verdim Özal’a...

Bu yanıtı verirken, Özal’ın partisinin neredeyse her yerde “tulum” çıkaracağını düşünmüyordum.

Ama seçimlerde ne oldu?

Rahmetli Özal, 1983 seçimlerinde yeterli aday bulamadığı için 212 yerine 211 milletvekili çıkardı.

Halbuki 212 milletvekilliği kazanmıştı, ama adayı olmadığı için 211’de kaldı.

1983’de TBMM’ne 400 milletvekili seçilecekti. TBMM 399 milletvekiliyle açılmak zorunda kaldı.

ANAP: 211, Halkçı Parti: 117, Milliyetçi Demokrasi Partisi: 71 milletvekili çıkardı. Toplamı: 399...

ANAP Bingöl'de 3 milletvekilliğini de kazanmasına rağmen, veto edilen adayının yerine yenisini bulamadığı için 2 milletvekili çıkardı. Bu nedenle kazanmasına rağmen, milletvekili sayısı 212'den 211'e geriledi.

***

İşte bu sonuçlar ve gerçekler, ister istemez insana “Doğru zamanda, doğru yerde olmak”ın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor...

Benim gibi, bir çok seçmen Özal’ın 400’ün 211’ini (hatta 212’sini) alacağını düşünmüyordu.

Birinci parti olacağı aklıma geliyordu, ama tek başına iktidar olabileceği aklıma gelmiyordu.

İşte, hayat böyle bir şey...

***

Eğer “beklenti”lerimizi, pozitif “düşünceler”imizi hayata geçirebilirsek, başarı kaçınılmazdır!

Yeter ki, doğru zamanda, doğru yerde olalım...

Ayağımıza kadar gelen şansı, olanağı tepmeyelim.

İmkanları değerlendirmeye çalışalım...

<