BİLEN İNSANI TAKİP EDİN
Okuyan bir toplum değiliz, Kitap gelirse, günahkâr olacağız düşüncesiyle, matbaanın Osmanlı’ya gelmesini 220 yıl geciktiren zihniyetin torunları olarak okumamak genlerimize işlemiş…
Bırakınız kitap okumayı, gazete bile okumuyoruz, Dönün bir arkanıza bakın, gazetelerimizin toplam tirajı 20 yıl önce ne ise bugün de aynı. Hatta bu konudaki eksikliğimiz alay konusu oluyor: “Türk halkı gazete okur, yeter ki, yanında gazete okuyan biri olsun.” diyorlar.
Okumakla ilgili çok çarpıcı bir örnek vereyim size...
Amerika ve Türk askerlerinin Güney Koreliler ile birlikte, Kuzey Korelilere karşı savaşmıştık. Savaşa ara verildiğinde Amerikalılar savaşa katılan askerlere muz, çikolata ve sigara dağıtırlardı. Türkler sigaraları tüttürüp muzları, çikolataları midelere indirip kestirirken Koreliler kitap okurlardı. Askerlerimiz onların bu kitap düşkünlüğü ile alay ederler, gülerlerdi.
O günlerde Kore’nin kişi başı milli geliri 70, bizimki ise 245 Amerikan dolarıydı. Bugün onların milli geliri 43.000, bizimki ise, şişirilmiş 9.000 bin…
Okuma yazma oranı, bizde % 87 onlarda % 100… Üniversiteye kadar eğitime katılanlar bizde % 67, onlarda % 96..
Şimdi acaba kim kime gülüyor?..
O ülke, 1950’li yıllarda ilkel teknolojiyle üretim yapan bir tarım ülkesiydi, şimdilerde dünyaya kafa tutan sanayi ülkesi oldu.
2015’de 115 civarında üniversitesi ve 15.500 araştırmacısı vardı, 45 yıl sonunda 500’ü aşan üniversite ve 350.000 araştırmacıya ulaştı.
Yeri gelmişken şunu da eklemeliyim:
O güldüğümüz, alay ettiğimiz Koreliler, Pekin Olimpiyatları’nda 13’ü altın olmak üzere 31 madalya ile 204 ülke içinde 7. olurken; biz, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı ve hatta dilimizi bilmeyen iki devşirmenin de kazandırdıkları dahil, sadece 1’i altın, 8 madalya ile orta sıralarda yer aldık.
İşte bakın, okumak ne işe yarıyormuş?