BİLENLER BİLMEYENE ÖĞRETSİN
Halsiz yorgun bir halde Hoca gelir camiye
Bir türlü dili varmaz çok hastayım demeye
Çünkü Hoca camide o gün vaaz verecek
Toplanan cemaata bir şeyler söyleyecek
Hakkında dedikodu edenler olur diye
Hoca bitkin bir halde öyle çıkar kürsüye
Daha önce hakkında çok şeyler duyan Hoca
Çıkar kürsüye çöker bakınarak yorgunca
Şöyle sağı soluna dikkatlice bir bakar
Başındaki kavuğu geriye doğru yıkar
Şimdi der, burdan size bir şeyler diyeceğim
Ne dersem cevap verin, her sesi duyacağım
Hoca'nın niyetinde vaazı kısa kesmek
Halkı erken dağıtıp evine çabuk gitmek
Size diyeceğimi biliyor musunuz der
Hepsi hayır diyerek şöyle içini çeker
Bilip anlamayana der sözüm yok diyecek
Demek sizde kafa yok vaazı dinleyecek
Birkaç gün sonra Hoca yine çıkar kürsüye
Herkeste bir sessizlik çıt çıkmıyor kimsede
Her zaman bu kürsüye gelip çıkıyoruz biz
Bugünkü vaazımı biliyor musunuz siz
Hepsi birden bağırır evet Hocam biliyok
Madem biliyorsunuz anlatmama gerek yok
Hemen iner kürsüden doğru gider evine
Bir şeyler oldu buna, Hoca çıldırdı yine
Yarın olur Hoca'yı yeniden bekleşirler
Verilecek cevabı gizlice söyleşirler
Hoca aynı poz ile çıkar kürsüye çöker
Yine eskisi gibi kavuğu geri çeker
Bunca yıl vaaz ettim, der ki kim ne biliyor
Birazımız biliyor, bazımızsa bilmiyor
Olmuşsunuz bir alim sizler Hoca'yı netsin
Bilenler bilmeyene bildiğini öğretsin.