İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

BİLENLER BİLMEYENE ÖĞRETSİN

Halsiz yorgun bir halde Hoca gelir camiye 
Bir türlü dili varmaz çok hastayım demeye 
Çünkü Hoca camide o gün vaaz verecek 
Toplanan cemaata bir şeyler söyleyecek 
Hakkında dedikodu edenler olur diye 
Hoca bitkin bir halde öyle çıkar kürsüye 
Daha önce hakkında çok şeyler duyan Hoca 
Çıkar kürsüye çöker bakınarak yorgunca 
Şöyle sağı soluna dikkatlice bir bakar 
Başındaki kavuğu geriye doğru yıkar 
Şimdi der, burdan size bir şeyler diyeceğim 
Ne dersem cevap verin, her sesi duyacağım 
Hoca'nın niyetinde vaazı kısa kesmek 
Halkı erken dağıtıp evine çabuk gitmek 
Size diyeceğimi biliyor musunuz der 
Hepsi hayır diyerek şöyle içini çeker 
Bilip anlamayana der sözüm yok diyecek 
Demek sizde kafa yok vaazı dinleyecek 
Birkaç gün sonra Hoca yine çıkar kürsüye 
Herkeste bir sessizlik çıt çıkmıyor kimsede 
Her zaman bu kürsüye gelip çıkıyoruz biz 
Bugünkü vaazımı biliyor musunuz siz 
Hepsi birden bağırır evet Hocam biliyok 
Madem biliyorsunuz anlatmama gerek yok 
Hemen iner kürsüden doğru gider evine 
Bir şeyler oldu buna, Hoca çıldırdı yine 
Yarın olur Hoca'yı yeniden bekleşirler 
Verilecek cevabı gizlice söyleşirler 
Hoca aynı poz ile çıkar kürsüye çöker 
Yine eskisi gibi kavuğu geri çeker 
Bunca yıl vaaz ettim, der ki kim ne biliyor 
Birazımız biliyor, bazımızsa bilmiyor 
Olmuşsunuz bir alim sizler Hoca'yı netsin 
Bilenler bilmeyene bildiğini öğretsin.

 

<