CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

BİLİM - SAĞLIK

Sevgili dostlar, Dünyamızla ilgili bildiklerimiz, yapılan tarihi kazılarla elde edilen bilgilere göre MÖ 8000 yıllarına tarihlenmektedir (Göbeklitepe – Şanlıurfa – UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesi ) Yaşının 4,5 milyar yıl olduğunu tahmin ettiğimiz Dünyamızla ilgili bu süreyi göz önüne aldığımızda her ne kadar ortalama 70 – 80 yıl olan insan ömrüne göre çok uzun gibi  görünse dahi, yine de kısa bir zaman diliminden bahsettiğimiz açıktır. Mesafelerin ışık yılıyla ifade edildiği sonsuzluk ölçeğindeki uzayda 37 yıl önce uzaya gönderilen ve halen seyahatine devam ederek çok değerli bilgiler gönderen Voyager 1 Uydusu’nun kat ettiği yol yalnızca 0,004 ışık yılı !  Bu örnek bize bin yılların nasıl kısa zaman dilimleri olduğu hakkında fikir verebilir…

Bizler Samanyolu Galaksisi’nin içinde yer almış olmamızla ve Galaksimizin de uzayda sürekli devinim halinde olması nedeniyle buna bağlı olarak bir kez geçtiğimiz noktadan ikinci kez geçmemek üzere kozmik yolculuğumuza devam ediyoruz… Yani Galaksimizin içinde bulunan iki yıldızın veya gezegenin arasındaki mesafelerin milyarlarca ışık yılı olduğunu düşünürsek, devasa galaksi içinde barındırdığı sonsuz sayıdaki gök cisimleriyle birlikte uzayda yol almaktadır.

Her ne kadar bu yolculuğun Güneş Sistemi ve Dünyamızın üzerindeki etkilerini henüz tam olarak çözemesek dahi; gerek kutuplarda, gerekse Ekvator üzerinde meydana gelebilecek ısı değişikliklerinin bile canlıların sağlığı üzerinde etkili olduğunu biliyoruz. Güneşin varlığı nedeniyle Dünyamız şimdilik etkin  iklimsel bir değişikliğe uğramadan yoluna devam etmekte. 

Değerli okurlar, insanoğlunun yaşam serüveni bundan böyle de sağlıkla sürekli ve yakından ilgilenmesini ve yeni buluşlar gerçekleştirmesini gerekli kılmakta. Velev ki içinde bulunduğumuz bu anda hayal gibi görünse dahi, bilim insanları insan yaşam süresinin 1000 yıla çıkabileceğini konuşuyorlarken…

Elbette halen içinde bulunduğumuz ve nereye kadar devam edeceği belli olmayan yaşadığımız süreci, başta salgın hastalıklar olmak üzere ortaya çıkabilecek pek çok olumsuz koşullar  geçmişte olduğu gibi bundan böyle de etkileyecektir.

Yalnızca günümüzde değil, Antik Çağın ünlü hekimi Bergamalı Claudius Galen- Galenus’un ( MS 130 – MS 210 ) Bergama – Asklepion’da çift yılanla ifade edilen “Yılanlı Sütun” u tıp ilminin sembolü olarak kabul etmesi, bundan 1900 yıl önce de insan sağlığına ne denli önem verildiği ve ilgili çalışmalar yapıldığı hakkında bize bilgi vermektedir.

Tarih boyunca pek çok salgın hastalıkla karşı karşıya kalan insanoğlu her seferinde bilimsel çalışmalarla tedavi yöntemlerini bulmuştur.

Bundan böyle de bulacaktır…     

Esen kalın.

<