ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Bir anının düşündürdüğü!

Bugün siz kıymetli okuyucularımla rahmetli babamın bir anısını paylaşacağım.

Rahmetli babam vefat edeli 41 yıl oldu...

Babamla geçmişe dönük çok konuşurduk.

Babam, liyakatli, dürüst ve şakacı bir insandı.

Aynı zamanda çok düşünceli ve duygusaldı.

***

Babamın askerliğini yaptığı tarihlerde, askerlik 24 aymış.

Babam da evli bir kız sahibiymiş.

Rahmetli ablamı, annemin yanında bırakarak askere gitmiş.

Askerliği 2 defa 6’şar ay uzatılarak, hiç izin kullanmadan 36 aylık görevini tamamlamış.

Babam askeri eğitiminden sonra Çanakkale’ye gönderilmiş.

Hafif makinalı nişancısı olmuş.

Komutanları da dönemin popüler komutanı “deli” lakaplı Orgeneral Salih Zeki Omurtak paşa imiş.

Paşanın tek hedefi varmış. O da askerlerine Atina’da kahvaltı yaptırmakmış.

Hatta, askerlerine, “Bıraksalar size Atina’da kahvaltı yaptırırım” demiş.

O tarihlerde ortam da çok gerginmiş.

Her an savaşa girilecek gibi...

***

Babam birliğinde bir hata yapınca, ortaokul mezunu yedek subay bir komutanı onu 3 gün “katıksız hapis”e mahkûm etmiş.

Birliğin içinde çadır kurulmuş, içine konulan babamın başına da bir nöbetçi dikilmiş.

Ertesi gün Omurtak paşanın emriyle, birlik tam teçhizatlı 50 km tempolu yürüyüşe çıkmış.

Tüm askerler yürüyüşe çıkınca, babam ve başındaki nöbetçi koca birlikte yalnız kalmış. Nöbetçi babama, “İyi ki hapis oldun, birlikte kurtulduk yürüyüşten. Çık dışarı da birlikte gezelim” demiş!

Yürüyüş bitince babama “katıksız 3 gün hapis cezası” veren yedek subay hemen çadıra gelmiş. Nöbetçiye, “Bu askere ne su, ne ekmek vereceksin” demiş.

Bunu duyan babam çadırının içinden, “Komutana söyle, askerin suyuyla ekmeğini Omurtak paşa bile kesemez!” diye seslenmiş.

Bunu duyan yedek subay nöbetçiye, “Doğru mu oğlum?” diye sormuş.

Nöbetçi de yedek subaya, “Evet komutanım, askerin suyu ile ekmeğini hiç kimse kesemez. Katık verilmez” demiş. Komutan da, çadırın başından ayrılırken, “O zaman öyle yap” diye seslenmiş.

***

Ben babamın anısını neden anlattım?

Kıssadan hisse olsun diye...

Bugünlerde bir siyasimizin, Anayasa Mahkemesi'ni kapatmaktan, soruşturulan emekli amirallerin apoletlerinin sökülmesine, emekli maaşlarının kesilmesine kadar açık söylemleri oldu!

Allah, Allah...

Su da vermeyin ölsünler o zaman...

Yargılamadan karar vermek, açıklama yapmak kimin haddine...

Yargıtay üyesi bir kişi de, bu emekli amiralleri peşinen “darbeci” ilan etti.

Allah’ım ne günlere kaldık!

Konuşmadan önce çoook düşünelim, sarsılan sistemi tamamen “yok” etmeye çalışmayalım, aklımızı başımıza alalım!

<